Dava, hasılat kirası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili tarafından açılan davada, davalının eski çalışanı olduğunu,. plakalı otobüsü 21.06.2004 tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verdiğini, 19.11.2006 tarihinde de kira sözleşmesinin sonra erdiğini, davalının kira bedellerinin bir kısmını, trafik cezalarını, idari para cezalarını ödemediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL kira bedeli, 250 TL idari para cezaları ile trafik cezası, 500,00 TL motorlu taşıtlar vergisinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 28.03.2014 harç tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 8.541 TL ıslah ederek toplam 14.541 TL alacağın tahsilini istemiştir....
Cevap dilekçesinde, Malatya Valiliği Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü ile davalı arasında yapılmış olan 20.04.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin halen devam ettiği, davacının söz konusu sözleşmenin tarafı olduğu, somut uyuşmazlıkta uygulanacak hukukun özel hukuk hükümleri olduğu, kira sözleşmesinin 2. maddesi gereği kira süresinin yer tesliminin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl olduğu, bu nedenle kira sözleşmesinin 20.04.2017 tarihine kadar devam ettiği, Türk Borçlar Kanunu'nun 310. maddesine göre, sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse yeni malikin kira sözleşmesinin tarafı olacağı beyan edilerek davanın reddi savunulmuştur....
Hâl böyle olunca, davacıların mirasbırakanı ile davalı arasında geçerli bir kira ilişkisi kurulup kurulmadığının açıklığa kavuşturulması hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde haksız kullanımdan bahsedilemeyeceğinden davanın reddedilmesi, aksi halde davalının kullanımının geçerli bir nedene dayanmadığı gözetilerek mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/6072 Esas, 2018/441 Karar sayılı ve 18.01.2018 tarihli ilamı) "...Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davacının davasının, 2016- 2017 yılına ilişkin kira bedelinin tespiti ile ödenmeyen kira bedellerinin davalıdan tahsili ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi istemini içerdiği, davalı tarafça yalnızca kira bedelinin tespitine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunulduğu, istinaf sebebi yapılan hususlar tüm dosya kapsamına göre incelendiğinde, taraflar arasında 08/04/2013 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesinin bulunduğu, kira süresinin 1 yıllık olduğu, kira sözleşmesinde kira artırım bedelinin belirlenmesine yönelik herhangi bir hükmün mevcut olmadığı, davacı tarafça 07/06/2016 tarihinde bedelin ödenmesi ve kira bedeli tespiti yönünde ihtarname çekilip tebliğ edildiği, bu tarihin devam eden kira sözleşmesi gereğince 1 yıllık kira süresinin bitimi olan 08/04/2016 tarihinden sonra olduğu, buna göre davacı tarafın isteminin 08/04/2017 tarihinden itibaren değerlendirilmesinin gerekip buna...
Somut olayda; davanın mülkiyet hakkına dayalı haksız kullanım nedeni ile elatmanın önlenmesi ve tahliye talebine ilişkin olduğu, davacının taşınmazda paydaş olduğu, başka paydaşların bulunduğu, davalının paydaş olmadığı, tarafların baba - oğul olduğu, tapu kaydında taşınmaz çalılık niteliğinde kayıtlı olmasına karşı keşfen de belirlendiği gibi taşınmaz üzerinde daire yapıldığı, davalının halen oturduğu, davacının paydaşlardan biri olarak üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma hakkına sahip olduğu, davalı taraf her ne kadar taşınmazın kendisine tahsis edildiğini ve daha sonrada aşamalarda kira sözleşmesi sureti sunmuş ise de, davacının savunmayı kabul etmediği, bu durumda kira ilişkisinin varlığının veya başka bir nedenle haklı olarak oturduğunu kanıtlaması gerektiği, davalının bunu kanıtlamadığı, kira aslını dosyaya sunmaması nedeni ile kira ilişkisinin teknik imza incelemesi ile saptanamadığı, davacı baştan tahsis etse dahi dava açmakla iradesini geri aldığı, bu nedenle davalının kullanımının...
Tedbir talebine konu somut olayda; asıl kiraya veren davalı belediye ile diğer davalı şirket arasındaki asıl kira ilişkisinin ve buna bağlı olarak ihtiyati tedbir talep eden alt kiracı ile davalı asıl kiracı şirket arasındaki alt kira sözleşmesinin sona erip ermediği ve talep edenin alt kira sözleşmesinden doğan kiracılık haklarını asıl kira sözleşmesinin kiraya vereni olan karşı taraf belediyeye (asıl kiraya verene) yöneltip yöneltemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmakta olup uyuşmazlığın niteliğinin yargılamayı gerektirdiği görülmektedir. Davaya dayanak asıl kira sözleşmesinin 5.maddesinde sözleşme süresi 15 yıl olarak belirlenmiş ve "kiralamanın başlangıç tarihi sözleşme tarihi olan.../..../2005 tarihidir" düzenlemesi yapıldığı ve sözleşmenin 26/07/2005 tarihinde imzalandığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, muarazanın önlenmesi, yap –işlet– devret sözleşme ilişkisi ve buna bağlı hasılat kira süresinin devam etmekte olduğunun tespiti, emsal hasılat kira bedelinin belirlenmesi ve ecrimisil uygulamasının iptaline ilişkin olup, hükmün temyiz edilmesi nedeniyle yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Sulh Hukuk Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 23.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın kiracısı olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini bu nedenle kiracısı olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini ve uğramış olduğu zarar karşılık ecrimisil talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının kira ilişkisinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir....
ın kira sözleşmesini, süresini ve ödeme alıp almadığını hatırlamadığını beyan etmesine rağmen diğer beyanları dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, kira sözleşmesindeki imzanın Ömer'e ait olup olmadığının tespit edilemediğini, sözleşmede tekel bayi için yıllık 1.800,00 TL kira bedeli belirlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, esasa ilişkin beyan dilekçeleri dosya arasına alınmaksızın hüküm tesisinin de isabetsiz olduğunu dile getirmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık davalının kullanımının haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 310/1.maddesi “Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur.” hükmünü amirdir....
Bedelli kira sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin özel şartlar bölümünde, kiracı kiralananı boşaltmak istediği taktirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirimde bulunmak zorunda olduğu, yıllık kira artışının %10 olacağı ve kira sözleşmesi şartlarına uyulduğunda kira süresinin 5 yıla kadar uzatılacağının kararlaştırıldığı, davalı tarafından davacı tarafa 22/09/2017 tarihinde ihtarname gönderilerek, dava konusu taşınmazı tahliye edileceğinin bildirildiği, bilahare 30/09/2017 tarihinde dava konusu taşınmazı tahliye ettiği, davacı tarafından ise 15/07/2017 tarihinden 15/03/2017 tarihleri arası ödenmeyen altı aylık kira bedeli sebebine dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğu, mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, davalının kira başlangıç tarihi olan 15/07/2017 tarihinden taşınmazın boşaltıldığı bildirilen 30/09/2017 tarihleri arası ödenmeyen 77 günlük kira bedelinin 32.616,43.-TL....