Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay’ca incelenmesi istenen icra mahkemesi kararının ilgili bölümü, bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2- Şikayetçi 3. kişinin 08.11.2013 tarihli haczin kaldırılmasına yönelik şikayetine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Şikayetçi üçüncü kişinin, icra mahkemesine başvurarak; ....., 24/07/2013 tarihinde üzerindeki hacizlerle yükümlü olarak aldığını, taşınmaz üzerindeki 13.07.2012 tarih ve 1367 yevmiye nolu haczin, İİK'nun 106-110. maddeleri uyarınca süresinde satış istenmemesi nedeniyle düştüğünü ileri sürerek 08.11.2013 tarihinde konulan haczin kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin hükümler menkul mallar için uygulanmaktadır....

    Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin böyle bir şikayette bulunarak haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Şikayetçi üçüncü kişinin kendisine gönderilen İİK 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz hakkı vardır. O halde; mahkemece, takipte taraf olmayan üçüncü kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkün olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken teminat üzerindeki haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      kaldırılması için 26.06.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü'ne talepte bulunduklarını, İcra Müdürlüğü'nce alacaklı vekili tarafından 24.06.2014 tarihinde tasarrufun iptali davası açıldığı gerekçesiyle haczin kaldırılması taleplerinin reddedildiğini belirterek, İcra Müdürlüğü'nün haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 26.06.2014 ve 03.07.2014 tarihli kararlarının iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişinin borçlu ile aynı köy nüfusuna kayıtlı olduğunu ve üçüncü kişinin borçtan haberdar olduğunu, üçüncü kişinin dava konusu aracın gayri resmi ortağı olduğunu, dayanak takip dosyasında 03.07.2008 tarihinde konulan haczin, 01.04.2009 tarihinde talepleri olmaksızın sahte belge ile kaldırıldığını, bundan sonra dava konusu aracın üçüncü kişiye satıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmün davalı alacaklı vekili ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05.03.2012 tarihli, 2012/486 Esas-2012/2535 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu aracın borç ve takip tarihlerinden sonra satılması karşısında, ... 33....

          Mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda: “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, borçlunun adresinin işyeri açma ve çalıştırma ruhsatında da aynı adres olarak göründüğü, ancak dayandığı faturalara ve kira sözleşmesine göre üçüncü kişinin de aynı adresi kullandığı, borçlunun ruhsatının iptal edilerek üçüncü kişi adına iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının verildiği, haciz tarihi itibarı haciz mahallinde davacının faaliyet gösterdiği, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan davalıların karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczedilen koltuklar dışındaki mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, tazminat talebinin reddi ve vekâlet ücreti yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

            Mahkemece, haciz İİK'nin 96 ve 97 maddeleri uyarınca yapılmış olup, ispat yükünün davacı üçüncü şahsa ait olmak üzere istihkak davası açılması gerekirken, haczin kaldırılmasının İcra Müdürlüğünden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davacının şikayetinin reddine, şikayet icra müdürlük işleminin iptali istemine ilişkin olduğundan davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı-alacaklı ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İcra Müdürlüğü işleminin iptali ve İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava dilekçesi içeriğinden davacı üçüncü kişinin şikayet talebi yanında, haczedilen biçerdöverin kendisine ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması ve istihkak istemli dava da ikamet ettiği anlaşılmaktadır....

              Borçluya aitmiş gibi haczedilen menkullerin üçüncü kişiye ait olması söz konusu olduğunda üçüncü kişiye İİK'nın 97 ve devamı hükümlerine göre istihkak davası açma imkânı tanınmıştır. Ancak üçüncü kişinin bu hakkın varlığına rağmen, menfaati ihlal edilen üçüncü kişilere ihtiyati haciz kararına itiraz etme hakkı tanınarak istihkak davası açma yoluna başvurmaksızın ihtiyati haciz nedeniyle bir zararın doğması önlenmek istenmiştir. Şu hâle göre üçüncü kişinin ihtiyati hacze itiraz etmesinden sonra başlatılan takipte borçlunun takibe itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleşmiş bulunmasının takip kesinleştikten sonra verilen ihtiyati haczin kaldırılması kararının icrasına bir etkisinin bulunmaması gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetin konusu, taşınmaz maliki üçüncü kişinin haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, anılan karar İİK'nun 363. maddesi uyarınca temyizi kabil bulunduğundan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin temyiz isteminin reddine dair 2014/480 Esas-387 Karar ve 09.01.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi. ......

                  İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne haciz bildirisinin yapılması gerektiğini cevaben bildirmiş, üçüncü kişi tarafından takip dosyasına sunulan 26.2.2016 tarihli dilekçe ile, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğündeki hak ve alacakları üzerindeki hacizlerin kaldırılması talep edilmiş, İcra Müdürlüğü, üçüncü kişinin, 16.2.2016 tarihli talebi hakkında İcra Mahkemesi tarafından karar verilmesi gerektiğinden bahisle talebin reddine karar verilmiştir. Üçüncü kişi 14.3.2016 tarihli dilekçe ile, dosya kapak hesabının hatalı olduğunu, şirketin borçla ilgisi olmaması nedeni ile hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Buna göre, davacı üçüncü kişinin takip dosyasına sunduğu ve haczin kaldırılmasına yönelik dilekçeleri istihkak iddiasına ilişkin iradesini ortaya koymaktadır. Açıklamalar ışığında, davacı üçüncü kişi şirketin 26.2.2016 tarihinden önce haczi öğrendiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığından, süresi içerisinde üçüncü kişinin takip dosyasına istihkak iddiasında bulunduğunun kabulü gerekir....

                    Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde, borçluların huzurunda yapıldığını,üçüncü kişi ile borçluların aynı adreste faal oldukları yönünde çok sayıda belge bulunduğunu, borca itirazın kaldırılması için açılan davanın derdest olduğunu, bu dosyadaki borçlu tebligatının bile davacı tarafından alındığını, dava konusu haczin ihtiyati haciz kararı uyarınca uygulandığını,sunulan faturaların mahcuzlara uygun olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu