Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görülmektedir ki, üçüncü kişi, menfi tespit davasını üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde açmak zorundadır (md.89/III c.3). Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re’sen araştırması gerekir (Baki Kuru-İcra İflas Hukuku Ders Notları-baskı; 2004, sayfa; 406 vd.). İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafın talebi üzerine, davalı üçüncü kişi aleyhine 89/1 ve 2 haciz ihbarnameleri gönderilmiş, süresinde itiraz edilmemesi üzerine, 89/3 haciz ihbarnamesi 24/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, üçüncü kişinin haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmemesi ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliği üzerine menfi tespit davası açtığına dair belge sunmaması nedenleriyle icra dosyasına borçlu sıfatı ile eklenmesi ve alacaklarının haczi için haciz müzekkeresi gönderilmesini istenmiştir....

Davacı 3. kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve 89/1 haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz edilmiş bulunmakla, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından, 89/2 haciz ihbarnamesi gönderilemez. Buna rağmen gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptali istemi istemi, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup süresiz şikayete tabidir. Bu durumda üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından 89/2 ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesi usulsüz olup, iptali gerekeceğinden davacının şikayette bulunmakta hukuki yararı mevcuttur. O halde, şikayetin kabulü ile 89/1. haciz ihbarnamesine itirazın geçerli olduğunun tespitine dair ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir....

Mahkemenin alacaklının yararına İİK'nun 89/4.maddesine dayalı olarak tazminata hükmedebilmesi için; borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.” Nitekim Y.16.HD.nin 2013/14181 E. 2014/1379 K. sayılı kararında özetle;”... İİK'nın 89/1 maddesine göre gönderilen l. haciz ihbarnamesinde üçüncü şahsın ancak muaccel hale gelmiş borçtan dolayı sorumlu olması gerektiğinden haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 01.06.2009 tarihi itibariyle 1 aylık (Haziran ayı) kira bedeli olan "500.00 TL" tazminatla mahkum edilmesi yerine henüz daha muaccel hale gelmeyen sonraki 4 ayın da borcuna dahil edilmek suretiyle 2.500.00 TL tazminata hükmedilmesi,... isabetsiz(dir)...” denilmektedir. Somut olayda; hükme esas alınan 07.07.2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle 09.11.2017 tarihi itibarıyla davalı “Çimko T3 Tic....

nun 89/3 maddesine dayalı bu davanın açılmasına bizzat davacının sebep olduğu anlaşıldığına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, İİK'.nun 89/3. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasında aleyhe tazminata hükmetmek için davacının davayı kaybetmiş olması yeterli olduğundan ve başkaca bir şart aranmadığından reddedilen miktar üzerinden davacı aleyhine tazminata karar verilmesinde usule, yasaya ve dosya kapsamı delillere aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında davacının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK.'nun 297- (1)-b) maddesine aykırılık teşkil etmekte ise de; bu husus sonuca etkili olmadığından ve mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden kaldırma nedeni yapılmamış ve eleştiri getirilmekle yetinilmiştir....

nun 89/3 maddesine dayalı bu davanın açılmasına bizzat davacının sebep olduğu anlaşıldığına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, İİK'.nun 89/3. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasında aleyhe tazminata hükmetmek için davacının davayı kaybetmiş olması yeterli olduğundan ve başkaca bir şart aranmadığından reddedilen miktar üzerinden davacı aleyhine tazminata karar verilmesinde usule, yasaya ve dosya kapsamı delillere aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında davacının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK.'nun 297- (1)-b) maddesine aykırılık teşkil etmekte ise de; bu husus sonuca etkili olmadığından ve mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden kaldırma nedeni yapılmamış ve eleştiri getirilmekle yetinilmiştir....

Borçlunun üçüncü kişideki alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Üçüncü kişideki alacak, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK'nin 01.12.1999 tarihli ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK'nun 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nun 89. ve bunu izleyen maddelerinde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılmaz. İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen usul tamamlanmadan, üçüncü kişiye tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine ve ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi nedeniyle, icra dairesince, anılan ihbarnamede yazılı paranın üçüncü kişiye çıkarılan muhtıra ile istenilmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmelidir....

    İİK Yönetmeliği'nin 42/2. maddesine göre ise, birinci haciz ihbarnamesinde, haczin hangi miktar için yapıldığının yazılması, Yönetmeliğin 43. ve 44. maddeleri uyarınca ise, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde aynı bilgilerin yer alması gerekmektedir. Buna göre, birinci haciz ihbarnamesinde yazılı olan miktar, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde artırılamaz. Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, Yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olup; bu şikayet, "bir hakkın yerine getirilmemesi" ile ilgili olduğundan, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. Somut olayda, birinci haciz ihbarnamesinde alacak miktarı 52.187,20 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, ikinci defa gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde 57.386,10 TL, üçüncü haciz ihbarnamesinde ise, 59.978.81 TL olduğu anlaşılmaktadır....

    İİK 89/4.fıkrasına dayalı açılan menfi tespit davasında ispat yükü genel kuraldan farklı olarak davacı üçüncü kişiye aittir. Somut olayda davacı üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispatla yükümlüdür. Zira ileri sürdüğü maddi vakıadan kendi lehine hak iddia eden kişi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı olumsuzu ispatlamaya çalıştığından davalı alacaklının da takip borçlusu ile davacı üçüncü kişi arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğunu açıklaması gerekmektedir. Davalı alacaklı, takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran ilişkinin neye dayalı olduğu açıklamadan davacıdan takip borçlusuna borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça ... 1. Noterliğinin ... tarih ... yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi sunularak borçlu ...'in ... Ticaret Ltd....

      İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz. İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı). Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün İİK'nun 99. maddesinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir....

        Mahkemece, tebliğ tarihleri itibariyle tebligatlarda yazılan adreslerin şikayetçinin mernis adresi olduğu, tebliğlerden sonra şikayetçinin mernis adresini başka bir adrese naklettiği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiş, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Yerel mahkemece, İcra ve İflas Kanununun 89. maddesi uyarınca gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin, tebliği için düzenlenen tebligat zarfının üzerine adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu yazılmak suretiyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre usulüne uygun şekilde şikayetçiye tebliğ edildiği, şikayetin ise öğrenme tarihinden başlayarak yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı gerekçesi ile önceki hükümde direnilmiştir. Direnme kararını şikayetçi-üçüncü kişi vekili temyize getirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu