a borçlu bulunmadığını ispat etmesi gerektiğini, Zira 2004 Sayılı İ.İ.K. nun madde 89/3 fıkrasında geçen ''Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur.'' yönündeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, İcra İflâs Kanunu 89/3. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasında ispat yükü, genel kuraldan farklı olarak, davacı pozisyonundaki üçüncü kişiye düşeceğini, üçüncü kişinin, açmış olduğu iş bu davasında, Bursa 15. İcra Müd. 2021/... E. no'lu dosyasının borçlusu olan dava dışı ...'a, borçlu bulunmadığını ispat etmesi gerektiğini, icra dosyası kapsamında davacıya gerçekleştirilen 2004 Sayılı İ.İ.K madde 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemleri usulüne uygun bir şeklide gerçekleştirildiğinden davalı taraça da yasal süresi içerisinde iş bu ihbarnamelere itirazda bulunulmadığını, dolayısıyla davacıya yönelik 3....
Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemez.İİK'nun 89.maddesinde 3.kişinin açtığı menfi tespit davasının ticari dava sayılacağı ve ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmış, dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu durumda 89/1 ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup istenebilir alacak tutarının 103.856,85 TL olduğu, bu durumda dava konusu haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetli değildir. Diğer taraftan dava konusu 89/1 ihbarnamesi tebliğinden ve bu ihbarnameye cevap verilmesinden sonra İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğünün 2017/597 Esas sayılı dosyasından davalı 3. Kişi şirkete 89/1 ihbarı gönderilmesi ve dava konusu icra dosyasına ödenmesi gereken bakiye bedelin bu dosyaya ödenmiş olması da istinaf konusu 89/1 ihbarnamesi tebliğ tarihi itibarı ile davalı 3. Şahıs şirketin borçlu şirkete kesinleşmiş borcu olduğu ve 89/1 ihbarına verdiği cevabın doğru olmadığı gerçeğini bertaraf etmez....
Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden maaşına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüz olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, takibin durdurulmasını ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06.12.2016 tarih ve 2016/616 E.- 2016/812 K. sayılı kararı ile taleplerinin reddedildiği, üçüncü kişinin taleplerinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 18....
Haciz ihbarnamesine karşı açmış olduğu İ.İ.K. 89/3. Madde uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Yargıtay'ın müstakar uygulamasında, İ.İ.K. 89. Madde uyarınca üçüncü kişinin açacağı menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirlenmiştir. Lakin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin, 2019 tarihli bir adet münferit kararında çeke yönelik başlatılan takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi uyarınca üçüncü kişinin açacağı menfi tespit davasının takibin dayanağının çek olduğu gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüştür. Bu görüş Bursa Bam 4. Hukuk Dairesi kararlarında da kabul edilmiştir. Fakat; 89. Madde uyarınca açılacak menfi tespit davasında ihbarnamenin yollandığı takibin bir önemi olmadığı gibi, bu davanın görüleceği mahkeme özel olarak belirlenmediğinden Asliye Hukuk Mahkemesi olmalıdır....
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur....
Takip alacaklısı üçüncü kişinin tebliğ edilen haciz ihbarnamesine verdiği cevabın (itiraz) aksini ispat ederek cezalandırılması ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Ancak bu sorumluluğun doğabilmesi, yasal süre içerisinde yapılan bir itirazın varlığına ESAS NO : 2024/2791 bağlıdır. Üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine karşı yalan beyanda bulunması cezai bakımdan suç, hukuki bakımdan haksız fiildir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil edebilir. Bu durumda, üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesine İİK’nın 89. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen 7 günlük yasal süreden sonra itiraz edildiğinde ve süresinde yapılmış geçerli bir itiraz bulunmadığında üçüncü kişinin haksız fiilinden söz edilemez....
Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir. Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 89/4. maddesine dayalı tazminat davasıdır. İİK.nun 89/4. maddesi uyarınca; icra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere inceler. Buna göre, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ve dava değerinin gösterilmesi gerekir. Nitekim, bu tür bir davada, HMK.'...
Somut olayda üçüncü kişi banka vekilinin itirazında, dökümü yapılan hesaplara rastlandığını hesap üzerine haciz miktarı ile sınırlı haciz işlendiğini, bankanın borçlu ile arasında kredi sözleşmesi olduğunu, hesaplar üzerinde bankanın rehin, takas, mahsup ve hapis haklarının bulunduğunu, bu haklardan sonra gelmek üzere haciz işlendiğinin bildirildiği, mahkemece aldırılan raporunda ise 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun, üçüncü kişi bankadaki hesaplarında 4.397.701.79 TL bulunduğunu, buna karşılık aynı tarihlerde borçlunun bankaya borçlarının da 554.813.988.92 TL olduğunu, itiraz tarihinde kredinin ödeme şekli taksitler halinde olduğundan muaccel olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. İİK'nun 89/4. maddesine göre haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle üçüncü kişinin verdiği cevabın gerçeğe aykırı olduğunun, alacaklı tarafça ispat edilmesi halinde, üçüncü kişi haciz ihbarnamesinde belirtilen bedelle tazminata mahkum edilir....
İİK m. 89 daki özel menfi tespit davasının sebebi (dayandığı vakıa) üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olmadığı vakıasıdır. Üçüncü kişinin açacağı genel menfi tespit davasının sebebi ise, takip alacaklısının, üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olmadığını bildiği halde, kötü niyetle onu hataya düşürerek borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasını sağlamış olan kötü niyetli alacaklıya borçlu olmadığı vakıasıdır. Söylemek gerekir ki; 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra "Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir....