Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. b)"Önalım hakkı sahibi" kenar başlıklı 732 nci maddesi şöyledir: "Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler. " c)"Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre" kenar başlıklı 733 üncü maddesi şöyledir: " Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Önalım hakkından feragatin resmî şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle tâbidir ve satıştan önce veya sonra yapılabilir. Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer." d)"Kullanılması" kenar başlıklı 734 üncü maddesi ise şöyledir: "Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır....
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere, kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir....
A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; a- 732. maddesinde, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşların önalım hakkını kullanabilecekleri, b- 733. maddesinde, Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkının kullanılamayacağı; yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirileceği; önalım hakkının, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği, c- 734. maddesinde, önalım hakkının, alıcıya karşı dava açılarak kullanılacağı, hüküm altına alınmıştır....
Dosya içerisinde mevcut resmi senetlerden önalım davasına konu 31/05/2017 tarihli satışa ilişkin 1/24 hissenin 2.000,00 TL bedelle davalıya satıldığı, davalı alıcı tarafından ödenen tapu harcının 40,00 TL olduğu, 09/03/2017 tarihli satışa ilişkin 61/96 hissenin satış bedelinin 300.000,00 TL ve davalı alıcı tarafından ödenen tapu harcının 6.024,83 TL olmak üzere toplam önalım bedelinin 308.064,83 TL olduğu sabittir. Dava konusu hisselere ilişkin önalım davasında harca esas değerin 308.064,83 TL olduğu belirlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK'nin 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir....
Türk Medeni Kanunun 734. maddesi uyarınca önalım hakkı sahibi adına payın tesciline karar verilmeden önce satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür. Davalının payın devrine ilişkin resmi senetle yapılan satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunması dinlenemez. Bu nedenle davalının resmi senette ödemiş olduğu gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini ödemek suretiyle davacıya önalım hakkı kullandırılabilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "TMK'nın 732. maddesinde “paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” düzenlemesinin yer aldığı, satım niteliğinde olmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacak olup payı paradan başka bir karşılıkla iktisap edenlere karşı hakkın kullanılamayacağı, temlikin bağış şeklinde olması halinde, bağış işleminde bir malın bedelsiz olarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçirilmesi amaçlandığı ancak satış amaçlanmadığından önalım hakkı kullanılamayacağı, paydaş payını karı ve kocaya, çocuklarına yahut akrabaya temlik ederse görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile miras hukuku ile ilgili amaçların yada bağışlama gibi düşüncelerin hakim olduğu durumlarda önalım hakkının kullanılmayacağı 27.03.1957 günlü ve 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı ve kaldırma kararlarında ayrıntılı şekilde vurgulanmış olup...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 24.05.2022 tarih, 2019/14-798 Esas 2022/730 Karar sayılı ilamı ile; "....önalım hakkına konu edilen 122 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 31.12.2014 tarihinde davalı ...’a satılmıştır. Davacı ... ise dosyada mevcut tapu kaydına göre bu tarihte 122 ada 2 parsel sayılı taşınmazda tam malik değil, sadece paydaştır. Davacı, taşınmazdaki diğer payı 16.06.2016 tarih ve 10591 yevmiye sayılı işlemle satın alarak tam malik olmuştur. Ancak, önalım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanması mümkün değildir. Davacının sınırdaş arazinin satışından sonra paydaşı olduğu taşınmazda kalan payı temellük ederek tam malik olması ise satış tarihinde tek başına kullanabileceği bir önalım hakkı bulunmadığından sonucu değiştirmeyecektir. Zira, önalım hakkının doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği tarihten sonra önalım hakkının edinilmesinden söz edilemez....
Hukuk Dairesi 10/09/2021 tarihli kararında; gerek önalım hakkının doğduğu tarih gerekse bu hakkın dava yolu ile kullanıldığı tarih itibariyle 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı 8/i maddesinin 2. fıkrası yürürlükte olduğundan taraflarca gösterilen tüm deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği ve davacı ...'in ölü olduğu belirtilmek suretiyle mirasçılarının karar başlığında davacı olarak gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne; ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına; davalı- karşı davacı vekilinin istinaf istemleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına, aynı maddenin birinci fıkrasının a bendi uyarınca kesin olmak üzere karar vermiştir. Davalı- karşı davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Davacı süresinde dava açarak onalım hakkının tanınmasını istediğine ve önalım hakkının kullanılmasında da yasal bir engel bulunmadığına göre bu hakkın kullanılmasından sonra hisseyi başkasına temlik eden davalının iki satış arasındaki farkı tazminat olarak ödemesi gerekir. Bu nedenle iki satış arasındaki fark olan 14.500.000.000.-TL'nin tazminat olarak tahsiline karar vermek gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Hükmün yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 23.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....