Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Yine 5510 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir....
na karşı eyleminin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafinin sübuta, beraat kararı verilmesi gerektiğine, eylemin TCK'nun 27. maddesi kapsamında kaldığına, olayda tahrik bulunduğuna ve diğer hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; A- Katılan sanık ...'in hükümden sonra ... Hastanesinin 07/04/2018 tarihli raporuna göre öldüğünün anlaşılması karşısında, maktule ait tüm müşahade ve tedavi belgeleri ve dava dosyası Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek, suç tarihinin 03/05/2014, ölüm tarihinin ise 07/04/2018 tarihi olduğu gözetilerek, ölümle olay arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususlarında görüş alınıp sonucuna göre sanık ... ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 25/01/2022 tarih 2021/288 Esas 2022/45 Karar sayılı ilamına istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin dedesi Halilden olma ve Gülsümden doğma T25 nam ve şöhreti Topal Süleyman Oğulları olarak bilen T25 TC numarası ile kayıtlı olup ölüm tarihinin 07/06/1962 olarak gözüktüğünü, nüfus kaydında Fenike Arif Mahallesi 108 hanede kaydı bulunan 1889 (hicri doğum 1305)doğumlu T25 Kula Nüfüs Müdürlüğündeki TC si ile Fenike Arif Mahallesi 108 hanedeki TC kimlik numarasının farklı olduğunu, mahkemeye sunulan nüfus kayıt örneğinde T25 ölüm tarihinin belli olup, Fenike Arif Mahallesi 108 hanede ölüm tarihinin belli olmadığını, T25 Fenike Elmalı doğumlu Arif mahallesi 108 hanede kayıtlı olduğunu, nüfus kayıtlarında görünen her iki T25 aynı kişi olduğunu, TC kimlik numarasının ve ölüm kaydının düzeltilmesi...
Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, aynı kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; 16.11.1970 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurulduğu 16.11.1988 tarihi yerine 01.05.1988 olarak yazılması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği kaldırılması ile bölge adliye mahkemesi hüküm fıkrasının 1....
Başkanlığı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının 10.09.2002 – 10.03.2005 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamında çalıştığının tespitine karar verilmiştir. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde “bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tâbi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının murisinin 21.03.1996 tarihinden itibaren... sigortalısı olduğunun tespiti ile ölüm tarihi olan 10.11.2004 tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, bozma ilamı sonrasında dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının murisinin vergi kaydına dayalı olarak aktif...sigortalısı iken, kendisine ait kamyon ile yük taşıdığı sırada meydana gelen trafik-iş kazası sonucu vefat ettiği anlaşılmaktadır....
Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, aynı kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; 17.01.1969 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu, 17.01.1987 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ......
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre fer'i müdahil Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-5510 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir....
Nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen kişilerin ölüm tarihlerinin nüfus kayıtlarına göre işletilmesi veya ölüm tarihinin tespiti için açılan davalar uzun bir zaman alabileceğinden davacıya ölüm tarihlerinin işletilmesi için kesin süre verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece davacıya nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen muris ve mirasçıların ölüm tarihinin işlenmesi için nüfus müdürlüğüne başvurması veya ölüm tarihinin tespiti için dava açmak üzere yetki ve makul bir süre verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.07.1983 olduğunun ve buna göre 01.08.2012 tarihi itibsri ile yaşlılık aylılğı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.07.1983 olduğunun ve 01.08.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir....