Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 02.01.1969 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 02.01.1987 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise yalnızca prim ödeme gün sayısına dâhil edilmesi gereğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir.Bu nedenle, 30.10.1989 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 30.10.2007 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereğinin gözetilmemesi, 3-) 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun, 5263 sayılı Kanunla değişik 9/c maddesi hükmüne göre; davalı ......
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 01/01/1967 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 01/01/1985 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerekmektedir....
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 25.04.1975 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 25.04.1993 tarihi olduğu ve bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereğinin gözetilmemesi, gerekçede davalılardan ... nezdinde tespit edilen dönem sonunun 01/04/1994 olarak hatalı yazılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir.Bu nedenle, 05.08.1967 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 05.08.1985 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereği; giderek, anılan noksanlığın dosya içeriği ve davacı istemi birlikte değerlendirildiğinde davanın kısmen reddini gerektirir bir duruma meydan vermeyeceğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
ın ... ve ... kızı olduğu ve tescil tarihi itibari ile sağ olduğu sabittir. Nitekim mahkemenin 14.08.2014 tarihli kararında bu durum tespit edilmiş olup, nüfusa tescil yönünden ise istemin reddi kararı üzerine davacı kararı temyiz etmiş (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 22.04.2014 tarih ve 2015/1620-6684 sayılı bozma ilamında, mahkemenin tespit kararına yönelik bir bozma yapılmayıp, ...'in doğum ve ölüm tarihlerinin tespit edilmesi yönünde araştırma yapılması yönü ile karar bozulmuştur. Mahkeme bozma ilamına uyduğuna göre artık davacı lehine, ... adında nüfusa kayıtlı olmayan ve ölen kardeşi olduğu hususu usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Yani mahkeme bu aşamadan sonra artık davanın tümden reddine karar veremez. Mahkemenin vereceği karar ...'ın doğum ve ölüm tarihlerini tespit etmekten ibarettir. Dosya kapsamına göre doğduğu ve öldüğü sabit olan ancak nüfusa tescili olmayan ... ve ... Kızı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Kahta Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 02.09.2008 gün ve 2008/1 sayılı davanamesi ile 01.07.1916 doğumlu ...'ın 29.12.2007 olan ölüm tarihinin iptali ile ölüm tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile 01.07.1916 doğumlu ...'ın 29.12.2007 olan ölüm tarihinin iptali ile ölüm tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ...'ın ölüm tarihinin 01.06.1960 olarak düzeltilmesi ve nüfusa tesciline karar verilmiştir. Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalıların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.”...
Dava Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...