Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Kahta Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 02.09.2008 gün ve 2008/1 sayılı davanamesi ile 01.07.1916 doğumlu ...'ın 29.12.2007 olan ölüm tarihinin iptali ile ölüm tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile 01.07.1916 doğumlu ...'ın 29.12.2007 olan ölüm tarihinin iptali ile ölüm tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ...'ın ölüm tarihinin 01.06.1960 olarak düzeltilmesi ve nüfusa tesciline karar verilmiştir. Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır....

    Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir.Bu nedenle, 05.08.1967 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 05.08.1985 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereği; giderek, anılan noksanlığın dosya içeriği ve davacı istemi birlikte değerlendirildiğinde davanın kısmen reddini gerektirir bir duruma meydan vermeyeceğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalıların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.”...

          Sulh Hukuk Mahkemesince Melek Karakaş'ın ölüm tarihinin tespiti amacıyla dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, Melek'in 2 çocuğu bulunduğunu, tapuda adına kayıtlı mallar olduğunu, tapu kayıtlarının dosyaya sunulduğunu, tanıkların dinlendiğini, Melek Karakaş'ın 1931 veya 1932 yıllarından birinde vefat ettiğinin ortaya çıktığını, mezar kayıtlarının düzgün tutulmaması nedeni ile ölüm tarihine ulaşılamadığını, mahkeme kararının doğru olmadığını beyanla Melek Karakaş Göryakın'ın ölüm tarihinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, miras bırakan Melek Karakaş Göryakın'ın ölüm tarihinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

          ın ... ve ... kızı olduğu ve tescil tarihi itibari ile sağ olduğu sabittir. Nitekim mahkemenin 14.08.2014 tarihli kararında bu durum tespit edilmiş olup, nüfusa tescil yönünden ise istemin reddi kararı üzerine davacı kararı temyiz etmiş (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 22.04.2014 tarih ve 2015/1620-6684 sayılı bozma ilamında, mahkemenin tespit kararına yönelik bir bozma yapılmayıp, ...'in doğum ve ölüm tarihlerinin tespit edilmesi yönünde araştırma yapılması yönü ile karar bozulmuştur. Mahkeme bozma ilamına uyduğuna göre artık davacı lehine, ... adında nüfusa kayıtlı olmayan ve ölen kardeşi olduğu hususu usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Yani mahkeme bu aşamadan sonra artık davanın tümden reddine karar veremez. Mahkemenin vereceği karar ...'ın doğum ve ölüm tarihlerini tespit etmekten ibarettir. Dosya kapsamına göre doğduğu ve öldüğü sabit olan ancak nüfusa tescili olmayan ... ve ... Kızı ...'...

            Maddedeki “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tâbi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 20.06.1972 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin, anılan maddeler uyarınca davacının, 18 yaşını doldurduğu 20.06.1990 olarak kabulü gerektiği, hususunun hükümde gözetilmediği, anlaşılmıştır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...

              Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 Sayılı Kanunun 60/G maddesi; malüllük,yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında ... yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin ... yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun Geçici 54.maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 04.05.1965 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıç tarihinin ... yaşını ikmal ettiği 04.05.1983 tarihi olarak tesbiti ve bu tarihten önceki çalışılan süreler için ödenen maluliyet, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edilmesine karar verilmesi gerektiği halde aksi...

                Ayrıca 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” düzenlemesi karşısında; aynı Yasanın Geçici 54. maddesi uyarınca 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan davacı sigortalının; 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin tespite konu sigortalılığının bu çevrede değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, 01.05.1972 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin, anılan maddeler uyarınca 18 yaşını doldurduğu 01.05.1990 olarak kabulü gerektiği hususunun hükümde gözetilmemesi de, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu