Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/302 Esas sayılı dosyası ile mirasçılarını tebligat yapılmak suretiyle 05/08/2014 tarihinde mahkemece açılarak okunduğunu, vasiyetnamenin içeriğini de kapsayan mahkeme kararının ,murisin eşi Nusret KARAER'E 21/08/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, eşinin işbu vasiyetnameye itiraz etmediğini, davacının murisinin, vasiyetçinin eşi Nusret KARAER'in yasal süre içinde vasiyetnamenin iptali talebinin olmadığı gibi vasiyetname kendisine tebliğ edilmesine rağmen tenkis davası açmadığını aksine vasiyetname gereği eşine ait iki taşınmazın intifa hakkını da ölene kadar kullandığını, davacının murisinin hak düşürücü 1yıllık süre içinde iptali ve tenkis davası talebinde bulunmamakla mirasa ilişkin talep hakkını bu şekilde kaybettiğini, taşınmazlardaki intifa hakkı dışında bir hakkının kalmadığını, bu hakkında 2017 yılında ölümüyle son bulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan karar Dairemizin 2015 /14723 Esas – 2016 / 12905 Karar sayılı ve 17/11/2016 tarihli kararı ile ; " ...Dava; davacıların murisi tarafından 16.07.1977 tarihinde Almanya Heindeheimde Noterliğince düzenlenmiş vasiyetnamenin, şekil kurallarına aykırı düzenlediği iddiasıyla açılmış, vasiyetnamenin şekle aykırılık nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; iptali istenen miras sözleşmesinin geçerliliği bakımından Türk Hukukunun mu, Alman Hukukunun mu uygulanacağı, buna bağlı olarak da, davaya konu vasiyetnamenin geçerli olarak düzenlenip düzenlenmediği, iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 7.maddesinde" Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinn öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. 20.maddenin 1.fıkrasında "Miras ölenin milli hukukkuna tabidir....
Ancak, davacının dava dilekçesinde, davaya konu vasiyetnamenin iptali bu talep kabul edilmediği takdirde mahfuz hissesine tekabül eden kısım yönünden tenkisine karar verilmesi istemi terditli bir talep olup; mahkemece, iptal istemi reddedilmiş olduğu halde tenkis istemi hakkında herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
Davalı ..., mirastan ıskat sebebini ispat edemediğinden TMK'nun 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında (diğer davalılar vasiyetnamenin iptaline dair kararı temyiz etmediğinden) yalnızca ... yönünden geçerli olması gerekir. Başka bir ifadeyle tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün yalnızca ... yönünden hükümsüzlüğüne karar verilerek davacının saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 507.maddesinin 1,2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya mahfuz hisseyi ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 512.maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 503.maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, muris ...in 01.06.2010 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden bir süre önce...Noterliğinde 04.05.2004 tarih ve 6747 yevmiye no ile düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlediğini, vasiyetname ile...lçesi, köyleri ve mülhakatı sınırları dahilinde bulunan gayrimenkullerini ...elleştirme Derneği'ne ölümünden sonra intikal etmek üzere vasiyet ettiğini, ...in vasiyetnameyi düzenlediği sırada oldukça yaşlı, hasta ve kendini bilmez durumda olduğunu, kendi hür iradesiyle temyiz kudretine haiz bir şekilde açıklanmış bir vasiyet beyanı bulunmadığını, MK.nun 557/1 maddesine göre ölüme bağlı tasarrufun miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunduğu...
Noterliğinin 05814 yevmiye nolu Düzenleme şeklinde vasiyetnamede murisin tasarruf ehliyetine ve hukuki işlem yapma yeteneğine sahip olduğunun anlaşıldığını, Konya Numune Hastenesinin 18/06/2013 tarih 2181 nolu protokol nolu sağlık raporu ile de hukuki ehliyetinin olduğunun anlaşıldığını, vasiyetnamenin iptali sebeplerinin TMK 557. madde de sınırlı olarak belirtilmiş olup, iptal sebeplerini içermeyen vasiyetnamenin iptali davasının reddi gerektiğini, davacının açmış olduğu murise vasi atanmasına ilişkin davada Akşehir Devlet Hastanesinden aldırılan heyet raporunda vasi tayini gerekmediğinin belirtildiğini ve davacının davasının reddedildiğini, davacının yaşlı babasına yardımcı olacağı yerde sürekli onu kısıtlı hale getirmek ve vasisi olmak için uğraştığını, murisin babasına iyi davranmadığını, sürekli onu kırdığını, müvekkilinin murisin bakımını devamlı üstlendiğini, elinden geldiğince ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının tüm iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, murisin yaşı gereği...
Medeni Kanunu'nun 532 vd. maddelerine uygun şekilde 2 tanık huzurunda resmi memur tarafından düzenlenmesi gerektiğini, kanuna aykırı vasiyetnamenin iptali gerekirken hatalı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Yine bilindiği üzere 5718 ... MÖHUK'un 20/4 ve 7 nci maddeleri uyarınca vasiyetname, ölenin milli hukukunun (ya da vasiyetnamenin yapıldığı yer hukukunun) öngördüğü şekle uygun yapılabilmektedir. Somut olayda davacı taraf, ehliyetsizlik ve şekil eksiği nedenine dayanmıştır....
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Hukuk Genel Kurulunun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin, TMK'nun 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Diğer bir anlatımla " Vasiyetnamenin Tenfizi, Vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir.(HGK 17.01.2007 gün 2007/2-2 E.- 2007/10 K.)...
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Asıl ve birleştirilen davalardaki vasiyetnamenin iptali istemleri yönünden; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ( 3.2.1 ) paragrafında belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığı, ayrıca vasiyetnamenin ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebileceği gözetilerek, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 3.3.2....