"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, TMK'nun 510 ile 513 maddelerinde düzenlenen mirasçılıktan çıkarmaya (ıskata) ilişkin ölüme bağlı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Yargıtay İşbölümüne ilişkin 21.01.2013 tarihinde 2013/1 sayılı kararı uyarınca Dairemizin temyiz inceleme görevi TMK'nun "Miras Hukuku" başlıklı 3.Kitabında yer alan vasiyetname hükümlerinden (TMK'nun 520-526, 542-544, 550-556, 557-559, 600-604 ve 595-597) kaynaklanan davalardır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İskat haksız ise iskat edilen1 mirasçı davacı: İskata itiraz edebilir ve iskatın iptalini veya tenkisini isteyebilir (MK. madde 512/2). Dava, iskat olunan şahıs dışındaki ıskattan yararlanan diğer kanuni mirasçılar aleyhine açılır. Genel olarak iskata itiraz nedenleri: Davacı genel olarak vasiyetcinin ehliyetsiz olduğunu, iskatın hata, hile, ikrah sonucu yapıldığını ortaya koyarsa veya vasiyetname şeklen geçersiz ise iskat tasarrufu iptal edilir ve mirasçı iskat edilmemiş gibi tüm miras hakkına kavuşur. Özel olarak iskata itiraz nedenleri: Cezai (olağan) iskatın hükümsüz kılınması konusunda ölüme bağlı tasarrufun genel olarak hükümsüzlüğü yanında Medeni Kanunun 512.maddesinde belirlenen bazı özel durumlarda mirasdan iskat edilen mirasçıya, iskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkanı tanınmıştır. İskat edilen mirascı, bu itirazını duruma göre tenkis veya iptal davası açmak suretiyle gerçekleştirir....
Davacının bu ifadelerinden, aynı zamanda tenkis talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava, sadece vasiyetnamenin iptali olarak nitelendirilmiş, tenkise ilişkin bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu hususta bir değerlendirmede de bulunulmamıştır. TMK.nun 560/....maddesine göre; “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Aynı Kanunun 561/... maddesine göre ise; “Saklı pay sahibi mirasçılara, ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların, onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur” hükmüne amirdir. Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemez....
Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Diğer taraftan, tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....
Bu aşamada yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde temyiz incelemesine konu tenkis davasında hangi tür dava arkadaşlığının bulunduğunun belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23)....
Diğer hallerde, mirasçılığa ve yasal miras payına etki edecek murisin ölüme bağlı tasarruflarının ve mirastan yoksunluk durumunun mirasçılık belgesine yansıtılması işlemlerinin çekişmeli olarak, tereke üzerinde hak sahibi olan ve şeklen hak sahibi gözükenler hasım gösterilmek suretiyle asliye hukuk mahkemesinde açılacak davayla sağlanması gereklidir. Asliye hukuk mahkemesi'nde açılabilecek bu davada uyuşmazlık sadece yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikteyse "mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi" davası olarak açılabileceği gibi uyuşmazlık bu şekilde giderilemeyecek nitelikteyse, ölüme bağlı tasarrufun ifası olarak bir malvarlığı/eda davası olarak da açılabilir....
Mahkemece; ''MÖHK'nun 20/4 maddesinde "ölüme bağlı tasarrufun şekline 7.madde hükmünün uygulanacağı, ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflarında geçerli olacağı" belirtilmiş, 7.madde ise "hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukuna veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir" hükmünü ihtiva etmektedir. Muris ...'ın, Almanya Nördlingen Noteri Dr. ... huzurunda 04/11/2003 tarih ve 2452/2003 sayılı vasiyetname düzenlediği, TMK.nun resmi vasiyetname düzenlenmesine .../... dair, 532/1.maddesine göre; "resmi vasiyetnamenin iki tanığın katılması ile resmi memur tarafından düzenleneceği" öngörülmüştür. TMK.nun 557/4.maddesinde ise, "tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise" iptal edileceği belirlenmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi'ne dayanan tapu iptali ve tescil, karşılık dava olarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali olmazsa tenkis ve tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.11.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Karşı dava ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali olmazsa tenkis ve tazminat istemine ilişkindir....
Dava, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı ve murisin sonradan düzenlediği vasiyetnameler nedeniyle önceki vasiyetnamelerin geçersiz hale geldiği iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; TMK. 565/3-4 maddesinden kaynaklanan ölüme bağlı tasarrufa dayalı tenkis istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....