Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi mirasbırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülükleri önemli ölçüde yerine getirmemesi halinde mirasbırakanın yapacağı ölüme bağlı tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkartabilir. Mirasçılıktan çıkartılan (ıskat edilen) kimse mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Ölüme bağlı tasarrufta mirastan çıkarma sebebi gösterilmişse ıskat geçerlidir. Mirastan çıkarma sebebinin varlığını ispat etmek çıkarmadan yararlanan mirasçıya ait bulunmaktadır. TMK'nın 512/3. maddesinde "Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur" düzenlemesine yer verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Ordu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/157 esas, 2022/298 karar sayılı dava dosyasında verilen vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacıların Ordu 5. Noterliği tarafından düzenlenen 24/08/2015 tarih 06974 yevmiye numaralı vasiyetnamenin iptaline ilişkin asıl talebi ile terditli tenkis talebinin ayrı ayrı REDDİNE, " karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hasta olan babasını davalıların engel olması sebebiyle göremediğini, vasiyetnamede murisin, davacının isterse mirastan saklı payını alabileceğini belirttiğini, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak öncelikle vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde tenkis kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava vasiyetnamenin iptali ve tenkis isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. Davacı ikinci kademede de tenkis talebinde bulunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/04/2018 NUMARASI : 2009/80 ESAS -2018/401 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin İptali KARAR : Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/04/2018 tarih ve 2009/80 Esas 2018/401 sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Muris T8 09/12/2008 tarihinde öldüğünü ve Osmaniye 2. Noterliği'nin 16/10/2008 tarih 13229 yevmiye nolu vasiyetnamenin 10/04/2009 tarihinde açıldığını, dava konusu vasiyetnamenin murisin gerçek arzularını yansıtmadığını, vasiyetnamenin yapıldığı esnada murisin akıl zayıflığı ve hastalığı içerisinde olduğunu, tüm bu nedenlerle davaya konu vasiyetnamenin öncelikle iptaline, olmadığı takdirde de tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "Davacının vasiyetnamenin iptaline ilişkin talebinin REDDİNE, 2- Davacının tenkis talebinin KABULÜ ile 573.469,01....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/253 Esas ve 2015/600 Karar sayılı kararı ile okunan vasiyetnamenin gerekli şekil şartlarına haiz olmadığını, bu hususun 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 538.maddesi ile de sabit olduğunu, ölüme bağlı tasarruf şeklinde düzenlenen vasiyetname ile davacılardan mal kaçırma kastı ile yapıldığını, muris tarafından tüm malvarlığı davalıya bırakmak suretiyle de müvekkillerin saklı payına tecavüz edildiğini, belirterek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak davacıların saklı payının tenkisiyle, keşif ve bilirkişi hesaplamalarıyla belirlenecek tenkis bedelinin faiziyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00- TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve tarafların babasının 1993 yılında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açıldığını, vasiyetnamenin iptali için açılan dava ile farklı bir davanın konusu olabilecek olan ölüme bağlı tasarrufun iptali içinde bir kararı usulsüz olarak almak istediklerini, ölüme bağlı tasarrufu yapan murisin babasının 2009 yılında öldüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından açılan davanın hangi talepleri içerdiğinin açık olmadığını, vasiyetnameyi düzenlenen murisin iradesini zadeleyen hiçbir zorlama baskı, hata veya korku halinin söz konusu olmadığını, rapor ile vasiyetname arasındaki 2 günlük farkın da noter tarafından verilen randevudan kaynaklandığını, davacı tarafından vasiyetnamenin iptalini gerektirecek delilleri sunması ve bu hususu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, 21.05.2004 tarihli resmi vasiyetnameyi düzenleyen resmi memurun (yeminli başkatibin) imzası bulunmadığı gibi, 1.sayfada başkatibin ismi yerine noterin isminin yazılması nedeniyle vasiyetnamenin TMK.'nun 557. maddesi gereğince iptali gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi talep edildiğine göre; TMK.'nun 560 vd. maddeleri gereğince tenkis yönünden inceleme yapılması ve bunun için öncelikle murisin ölüme bağlı tasarruf ile temlik ettiği taşınmazlarla birlikte temlik dışı bütün taşınmazların araştırılarak ve değerlerinin tespiti yönünden keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda sabit tenkis oranı belirlendikten sonra tenkis ile ilgili karar verilmesi gerekirken, bu konuda inceleme yapılmadan talebin reddine ilişkin hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil; tenkis ve vasiyetnamenin tenfizi istemlerine ilişkin davaların yapılan yargılama sonunda yerel mahkemece asıl (2008/116 Esas) ve birleşen (2008/206 esas, 335 Esas) davaların reddine, birleşen 2008/220 esas sayılı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davanın (2008/116 Esas) davacıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tscil olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/206 Esas ve 2008/335 Esas sayılı davalar vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/220 esas sayılı dava ise vasiyetnamenin tenfizi isteklerine ilişkindir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....