a murisi Hasan Taş'tan dolayı 01.07.2014 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin 286 gün SSK'lı hizmetinin bulunduğu, 606 gün karşılığı askerlik borçlanması yaptığı, davacının 10/06/2013 tarihli ölüm aylığı tahsis talebinin, 5510 sayılı yasanın 32. maddesine göre her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme gün sayısı şartını yerine getirmediğinden ölüm aylığının bağlanmasının mümkün olmadığı belirtilerek reddedildiği ve murisin 19/03/2009 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır....
dan ötürü 1479 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı alan davacının, 15.08.2018 tarihinde ölen ve 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi) kapsamında 2337 gün sigortalılığı bulunan oğlu ... nedeniyle 24.09.2018 tarihinde ölüm aylığı tahsisi talebinde bulunduğu, davalı Kurumca eşinden dolayı ölüm aylığı aldığı gerekçesiyle davacının talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, anılan yasal düzenlemeler karşısında ölen eşinden ötürü ölüm aylığı alan davacıya ayrıca ölen oğlundan ötürü de ölüm aylığı bağlanması mümkün bulunmadığından, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir. V.TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
nun sırf 506 sayılı yasa kapsamındaki hizmetleri ile ölüm aylığına müstehak bulunduğu ve bu sebeple de kendisine ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....
un 26/07/1995 tarihinde vefat ettiği, her ikisininde 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı aldığı, davacıya eşinden dolayı ölüm aylığı bağlandığı, 12.01.2015 tarihinde babasından dolayı ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, Kurumun ise talebi reddettiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 68/VI. maddesi hükmüne göre, babasından ölüm aylığı alan kız çocuğunun evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanması halinde bu aylıklardan fazla olanı ödenecektir....
Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir” hükmünü içermektedir. ./.. -2- Somut olayda, hem kocanın hem de babanın ölüm tarihi 01.10.2008 tarihinden önce olup, 02.07.2005 tarih 5386 sayılı Yasa’nın 2. Maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91. madde ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı, eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir....
yaşlılık aylığına göre ölüm aylığı bağlanmasının hatalı olduğu sonucuna varıldığı, Davacının müteveffa eşinin 5 yıldan fazla (yaklaşık 56 yıl) sigortalılık süresinin bulunduğu, ancak 1392 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasının bildirildiği, bildirilen bu sürenin ölüm aylığından yararlanabilmek için gerekli olana -her türlü borçlanma hariç- 900 günden fazla olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 32/a maddesi gereğince murisin ölüm tarihi olan 16.11.2017 tarihini takip eden aybaşından itibaren tam ölüm aylığı bağlanması ve aksi yöndeki kurum işleminin iptalinin gerektiği tespit edildiği Davanın kabulü ile, Davacıya müteveffa eşinin ölüm tarihi olan 16.11.2017 tarihini takip eden aybaşı olan 01.12.2017 tarihinden itibaren 4/1-a kapsamında tam ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir....
Ancak eksik inceleme ve araştırma ile davacının ölüm aylığına hak kazandığı sonucuna varıldığı görülmektedir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın 42. Maddesinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için: sigortalının ölüm tarihinde en az 5 tam yıl prim ödemiş bulunması ve hak sahibinin yazılı talepte bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda sigortalının 5 tam yılı aşkın sigortalılığının bulunduğu ve hak sahibi eşin ölüm aylığı bağlanması için talepte bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Ne var ki sigortalının hiçbir tereddüt ve duraksamaya yol açmayacak biçimde ölüm tarihi itibarıyla sigortalı olduğu süre ile ilgili olarak pirim borçlarının ödediğinin belirlenmediği ortadadır. Hal böyle olunca da eksik araştırma ile davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi de isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin, 900 gün üzerinden ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya askerlik borçlanması sonucu vefat eden eşi ....'dan dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 31.10.2010 tarihinde vefat eden murisi ....'...
Öte yandan; HMK'nın 297. maddesine göre Mahkeme kararında taraflara yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması gerektiği ve bu nedenle de şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulamayacağından davacının murisinin askerlik süresini borçlanmasına ilişkin talebinin kabul edilmesi gerektiğinin tespitine dair karar yerinde ise de; davacının ölen eşinin askerlik süresinin yeterli miktarını borçlandığında davacıya ölüm aylığı bağlanması şeklinde şarta bağlı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş; davacının 5510 sayılı Yasa' nın 32/2-maddesine göre murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödemesi bulunmadığından, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine yönelik talebin reddine karar vermekten ibarettir. O halde, davalı SGK'nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
ay başı 01.11.2010'dan itibaren aylık hakkı mevcut olup bu tarihten itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması gerektiği gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır....