Dava konusu 262 parselde, kaydı düzeltilmesi istenen davacının murisi olduğu iddia edilen ... oğlu (ölü) ... ...’in nüfus kaydının bulunamadığı dosyadaki nüfus müdürlüğü cevabi yazısından ve ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1525 esas 2007/257 karar sayılı veraset ilamı içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının murisi nüfusa kayıtlı olmadığına göre tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Diğer bir deyişle bağlantı ve dayanak oluşturacak bir nüfus kaydı yoktur. Bu durumda, tapuda isim düzeltilmesi yolu ile sorunun çözülemeyeceği, nüfus kaydı olmadığına göre tespit hükmü de kurulamayacağı düşünülmeden davanın tümden reddi yerine yargılamaya devamla yukarıda yazılı şekilde tespit kararı verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.11.2008 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davada Erzurum 3.Asliye Hukuk ve Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ölü olan......'in "......." olarak yazılı olan anne isminin, gerçek annesinin ismi olan "......" olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Ölü olan ......, nüfus kaydında ..... ve .....'nın çocuğu olarak kayıtlıdır. Dava ile ..... .....'in gerçekte ..... adlı kişinin çocuğu olduğu gerekçesiyle anne isminin düzeltilmesi talep edilmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2020 NUMARASI : 2020/16 ESAS, 2020/68 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 annesi 1118542464 T.C.kimlik numaralı Fikriye Gümüş olmasına karşın nüfus kayıtlarında T4 olarak göründüğünü ve bu nedenle müvekkilinin annnesinin nüfus kayıtlarındaki Fikir olan isminin Fikriye olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nin ölmüş olup, davanın bu şahısların nüfus kayıtlarındaki yaş ve anne adının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 20. Maddesi gereğince kapalı kayıtlar üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı, hali hazırda ölü ...'un kaç yaşlarında olabileceğine dair dosyada yazılı bir delil bulunmadığı, gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; baba bir, anne ayrı kardeşlerin sanki aynı anneden doğmuş gibi nüfus kaydına geçtiğini, ...'un gerçek annesinin ... (...) olduğunu, ...'nun babalarının ilk eşi olduğunu, ...'un ölü olduğunu, tarafların bu murisin öz çocukları ve mirasçıları olduğunu, ...'...
nın babasının ölüm tarihinden sonra 20.08.1927 tarihinde doğduğu, nüfus kayıtlarındaki bu hatanın düzeltilmesi için...Cumhuriyet Başsavcılığınca...1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiği ve verilen kararın 11.05.2016 tarihinde kesinleştiği muris... oğlu...nın veraset belgesinin çıkartılabilmesi için nüfus kayıtlarındaki bu hatanın düzeltilmesi gerektiği, ancak ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/181 Esas ve 2013/718 Karar sayılı ve 11.05.2016 tarihinde kesinleşen kararı ile nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın reddolunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur....
Mahkemece, kadastro tesbiti sırasında kimlik bilgilerinin elde edilememesi ve bilgi eksikliği nedeni ile murisin baba adı ile isminin yer değiştirilmek suretiyle yanlış yazıldığı şahit beyanı zabıta araştırması ve nüfus kayıtları ile sabit olduğu nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı idare vekili kararı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim tashihi istemine ilişkindir. Tapu kayıtlarında malik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında amaç kayıtlardaki malik bilgilerinin nüfus bilgilerine uygun hale getirilmesi, böylelikle güvenilir ve doğru tapu sicillerinin oluşturulmasıdır. Görülüyor ki, bu tür davalar genellikle nüfus bilgilerine aykırı olarak kütüğün malik hanesine bilgi geçirilmesinden diğer bir deyişle, maddi hatadan kaynaklanır. Davanın niteliği hiçbir zaman mülkiyet nakline elverişli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU MÜDÜRLÜĞÜ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; miras bırakan babasının isminin 345, 365, 542, 583, 16088 ada 14, 16771 ada 1, 29641 ada 2, 16066 ada 3 ve 7 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında “...” yazıldığını ileri sürüp tapu kayıtlarındaki malik isminin nüfus kaydına göre “...” olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 16771 ada 1 parselde davacının babası malik olmadığından anılan parsele yönelik davanın reddine, diğer taşınmazların tapu kayıtlarındaki malik isminin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı .Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde, kızlarının nüfus kayıtlarındaki isminin “......” olmasına rağmen doğduğu günden beri “...“ olarak çağrıldığını belirterek, nüfus kayıtlarında “......” olan isminin “...“ olarak değiştirilmesini talep etmişler; mahkemece, isminin düzeltilmesi istenen küçüğün dava tarihi itibariyle 14-15 yaşında olduğu, bu zamana kadar küçüğün isminin düzeltilmesi için girişimde bulunmayan davacıların, dava tarihi itibariyle isminin düzeltilmesi için dava açmalarında haklı bir neden bulunduğu yönünde kanaate varılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir....
Bilindiği üzere; asıl olan nüfus kayıtları olup, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri düzeltilirken, ya da bu hususta bir tespit kararı verilirken kimlik bilgileri nüfus kaydı esas alınarak belirlenir. Somut olayda, tapu kaydında işlem yapan ''... oğlu ....'' ile davacıların murisi ''... oğlu ... '' adı, baba adı, anne adı ve doğum tarihi birbiri ile uyumlu ise de; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 13 hanede nüfusa kayıtlı olan davacılar murisinin 15.03.1945 tarihinde öldüğü, 17.03.1952 tarihinde düzenlenen ölüm kağıdında da ölüm tarihinin nüfus kaydındaki gibi 15.03.1945 olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi, dava konusu taşınmaz murisin ölüm tarihinden çok sonra 08.01.1957 tarihinde tapuda bizzat yapılan işlemle alıcı adına tescil edilmiştir. Ölü kişinin tapuda işlem yapamayacağı açıktır. O halde, davacılar vekilinin 30.05.2012 tarihli dilekçesinde, mirasbırakan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 539 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında Bölüş olan soyadının Tarandir olarak yazıldığını, ayrıca murisin dedesinin isminin nüfusta ...olduğu halde kadastro tutanağına ... olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki isim ve soyadının nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıtları ile nüfus kayıtları arasında davacının iddia ettiği gibi bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....