kararıyla verilen ve dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idarî para cezasının kesinleştiği sonucuna varılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı hakkında 25/12/2019 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet verilmesine karar verildiği, takibin konkordato mühlet kararından önce 11/12/2019 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla takibin iptali talebinin reddine karar vermek gerektiği, icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin alacaklının takip talebine uygun şekilde ve yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 58 ila 60. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla davacı borçlunun ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar vermek gerektiği, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak cari hesap ekstresinin gösterildiği ve bu belgelerin takip talebi ekinde icra müdürlüğüne tevdii edildiği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, "Örnek 7 ödeme emri ve takip dayanak sureti vardır" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edildiği anlaşılmakla...
Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 09.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra 12.11.2010 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi dışında diğer tebligatların da usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 25.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi ile icra dosyasından 27.01.2015 tarihinde haczedilen ... İlçesi, ... Mahallesi, 2755 ada 10 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme yönelik meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile genel haciz yoluyla yapılan takipte alacaklı tarafından takip talebinde sehven bildirilen miktarın 691.78,20 TL asıl alacak ve 47.425,34 TL işlemiş faiz olarak düzeltilerek yeni bir ödeme emri düzenlenmesinin talep edildiği, İcra Müdürlüğünce iptali istenen ödeme emrinin maddi hatanın düzeltilmesine yönelik olup takibe ve alacaklı vekilinin talebine uygun olarak düzenlendiği, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın iade gelmesi üzerine, aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince yapılan tebliğ işleminin usule uygun olduğu gerekçesiyle 23.09.2020 tarihli ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin ve usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
nin borçları mı olduğu sorularak, haciz işleminin dayanağı olan ve davacı adına düzenlenen ödeme emirleri ile bu ödeme emirlerinin tamamının tebliğ alındıları ile ilanen tebliğ edilen ödeme emirlerine ilişkin her türlü belge istenilmiş, ara kararına İdarece verilen yanıt ve eklerinin incelenmesinden; ödeme emrinin sehven toplu ilan listesi ile ilana alındığı belirtildiğinden, usul ve yasaya uygun olarak tebliğ edilemeyen ödeme emri içeriği vergi borçlarının tahsil edilebilir aşamaya gelmediği nazara alındığında uygulanan haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmadığından, Mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde görüldüğü gerekçesiyle davalı istinaf isteminin … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve … sayılı ödeme emirleri yönünden reddine, … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden belirtilen gerekçelerle reddine, davacı istinaf isteminin … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve … sayılı ödeme emirleri ile … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriğinde...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 264. maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. İİK'nın 62/1. maddesinde, "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur" hükmü yer almakla birlikte, borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Yargıtay 12....
Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; borçluya, ödeme emrinin 09.02.2016 tarihinde ''eşi ...’e'' açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ödeme emrinin, anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükümleri uyarınca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin borçlu ile aynı konutta oturan eşi ...’e tebliğ edilmesi usulsüzdür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmesine yönelik talep, İİK'nun 61. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayet olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede yapılmalıdır. Somut olayda; dava borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair istinaf sebebi ileri sürmediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiğinden, ödeme emri tebliğ tarihine göre, takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine dair şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır....
İlgili Hukuk 6183 sayılı Kanun'un “Ödeme Emri” başlıklı 55 inci maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme Emrine İtiraz” başlığını taşıyan 58 inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde (7061 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesi ile on beş gün olarak değiştirilmiştir.) itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
karar üzerine bu kez İİK'nın 43 maddesi kapsamında iflas takibi talebinde bulunulduğunu, örnek 12 ödeme emri gönderildiğini, şikayet üzerine ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine örnek 11 ödeme emri tebliğ edildiğini, İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip hakkının değiştirilebileceğini, davalının ikinci kez takip hakkının değiştirmesinin mümkün olmadığını, ayrıca örnek 11 ödeme emrinin borçlu asil yerine vekile tebliğ edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bunun yanında borçlunun iflasa tabi şahıslardan olmadığı gibi mal varlığının alacağı karşılamaya yeter miktarda olması sebebiyle iflas takibi yapılması şartlarının da bulunmadığını beyan etmiş, şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....