karar üzerine bu kez İİK'nın 43 maddesi kapsamında iflas takibi talebinde bulunulduğunu, örnek 12 ödeme emri gönderildiğini, şikayet üzerine ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine örnek 11 ödeme emri tebliğ edildiğini, İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip hakkının değiştirilebileceğini, davalının ikinci kez takip hakkının değiştirmesinin mümkün olmadığını, ayrıca örnek 11 ödeme emrinin borçlu asil yerine vekile tebliğ edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bunun yanında borçlunun iflasa tabi şahıslardan olmadığı gibi mal varlığının alacağı karşılamaya yeter miktarda olması sebebiyle iflas takibi yapılması şartlarının da bulunmadığını beyan etmiş, şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı Yapı Kredi Bankası A.Ş. tarafından davacı borçlu T1 Şti. hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının teminat mektubu ve tazmin talebi örneği olduğu, 03/03/2017 tarihinde ödeme emrinin davacı borçlu şirkete tebliğ edildiği, 06/03/2017 tarihinde borçlu şirket vekili tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davanın 06/03/2017 tarihinde açıldığı, davadaki talebin ödeme emrinin tebliği işleminin iptali ile takibin mükerrer olmasından dolayı iptali ve zamanaşımı iddialarına ilişkin olduğu, ödeme emri tebliği işleminin mahkemece iptal edildiği, diğer taleplerin ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; dava konusu haciz işleminin dayanağı …, …, …, …, …, …, …sayılı ödeme emirleri içeriği amme alacağının, davacının kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu şirket adına re'sen yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerine dayandığı, ancak davalı idarece sadece …, …, …sayılı ödeme emirleri içeriği 2004/12, 2005/4 ve 2005/2 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine ait ihbarnamelerin ilanen tebliğine ilişkin bilgi ve belgelerin gönderildiği, anılan ihbarnameler ile şirkete tebliğ edilemediğini gösterir tebliğ alındılarının ve …, …, …, …sayılı ödeme emirleri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler ve tebliğ alındılarının dosyaya ibraz edilmediği, bu haliyle, davalı idarece amme alacağının varlığı ve dayanaklarının izah edilemediği, bir başka deyişle ortada yasaya uygun olarak kesinleşmiş bir amme alacağı bulunduğunun ortaya konulamadığı, bu durumda, dava konusu haciz işleminin dayanağı …,...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Tebligatın çıkarıldığı tarihte borçlunun cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmakla İİK 54. madde hükmü uygulanmadan işyerinde daimi işçisine yapılan ödeme emri tebliğ işlemi yok hükmünde olup ödeme emri tebliğ işleminin iptali gerekirken ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu gerekçesi ile Tebligat Kanunun 32. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi kararı doğru değil ise de, bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....
Davacı, dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde müvekkiline yenileme emri tebliğ edildiğini, usulüne uygun tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığını ileri sürerek zamanaşımı itirazında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince her ne kadar davacının zamanaşımı itirazının İİK'nın 168. maddesi uyarınca 5 günlük süreye tabi olduğu belirtilmiş ise de süre ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten başlayacağından, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddia olunmakta ise mahkemece öncelikle ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiası ve bu iddianın yasal süresi içerisinde ileri sürülüp sürülmediği incelenmeli, ardından davacının zamanaşımı itirazının incelemesine geçilmelidir....
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … nolu ödeme emri ile … nolu ödeme emrinin … takip dosya nolu kısımlarının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu ile … nolu ödeme emri ile … sayılı ödeme emrinin … takip dosya nolu kısımlarının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden; dayandığı gerekçeler karşısında, istinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen kısımlarının hukuka ve usule uygun olduğu anlaşıldığından ve taraflarca ileri sürülen iddialar da söz konusu kararın belirtilen kısımlarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, istinaf başvurularının bu kısımlar yönünden reddi gerektiği; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme ödeme emri ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin … dosya nolu kısımlarının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddası İİK'nun 16. maddesi kapsamında bir "şikayet" olup, bu şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca, şikayet konusu işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya 30.01.2014 tarihinde yenileme emrinin tebliğ edildiği, ancak borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yenileme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetine dair bir iddiasının olmadığı görülmüştür. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemini, kendisine yenileme emrinin tebliğ edildiği 30.01.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 28.05.2014 tarihinde yapılan başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olduğu anlaşılmıştır....
Yukarıda belirtildiği üzere,dilekçedeki noksanlık giderilerek açılan dava; dilekçe ret kararına konu olan ve 1995/Haziran dönemine ait ödeme emrinin iptali istemiyle sınırlı bulunan davanın yenilenmesi olup,yenilenen bu davada 1995/Temmuz-Ağustos-Eylül ve 1995/Ekim dönemlerine ait ödeme emirlerinin de iptalinin istenmesi,davanın genişletilmesi (tevsii) mahiyetinde olduğundan ve idari yargıda davanın genişletilmesi mümkün bulunmadığından,1995/Temmuz-Ağustos- Eylül ve 1995/Ekim dönemlerine ait ödeme emirlerinin iptalinin istenmesi,davanın bu ödeme emirleri ile ilgili kısmının süresinde dava edilmesi halinde mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmuş, mahkemece, ödeme emri belgesi ekli 07.07.2014 tarihli tebligatın iptali ile şikayetçinin ödeme emrini öğrenme tarihinin 21.07.2014 olarak tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda borçluya yapılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; aynen "Görevli .... 'a soruldu muhatap şehir dışında. Muhatab bulunamamsı sebebiyle TK 21. mad....
Hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vadesi günüdür. Amme borçlusu isterse borcunu belli zamanlardan önce ödiyebilir." kuralı yer almaktadır. Buna göre, bir amme alacağının cebren tahsiline yönelik olarak ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle amme alacağının tahakkukunun yapılması ve bu tahakkuk işleminin usulüne göre amme borçlusuna tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise tahakkuk işleminin şirkete tebliğ edildiği dönemde şirketle fiili ve hukuki bağı bulunmayan ve amme alacağının tahakkuk işleminden haberdar olmayan davacı hakkında, doğrudan ödeme emri düzenlendiği görülmektedir....