bulunduğunu, ancak ödeme emrinde USD olarak belirtildiğini, bu nedenlerle takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava konusu etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet edilmediğine ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, zira dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dosyası içeriğinden 24/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 103 davet kağıdının tebliğ edilmesiyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenilmiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazına ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayetine ilişkindir....
Davacılar her ne kadar ödeme emrinde takip konusu alacağın anaparası, işlemiş faizi, faiz oranı, faizin işlemeye başladığı gün, takip dayanağı belgelerin tarih ve tutarının ödeme emrinde yer almadığını, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini iddia etmiş ise de; ödeme emrinin incelenmesinde 244.000,00 TL asıl alacak, 11.015,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 255.015,10 TL'nin %19,50 avans faizi ile birlikte ödenmesinin emredildiği, takip dayanağı senetlerin vade ve miktarlarının "10.03.2019 122.000,00 TL; 10.04.2019 122.000,00 TL 2 adet senet" biçiminde açıkça yazılı olduğu, işlemiş faizin başlangıç tarihinin vade tarihi olduğunun ödeme emrinden açıkça anlaşılabildiği, bu halde ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin de reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Borca itiraz incelenmesinde; İ.İ.K. md. 169/a gereği borca itirazın, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı zorunludur. Davacılar, bu mahiyette herhangi bir belge sunamamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/311 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açmalarının itiraz süresini başlatmayacağını, aynı dosyadan ikinci kez gönderilen ödeme emrinin 02/07/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 05/07/2021 tarihinde takibe itiraz ettiklerini, fakat icra müdürlüğünce 02/08/2019 tarihli tebligat esas alınarak itirazın reddine karar verildiğini belirterek 02/08/2019 tarihli tebligatın yok hükmünde kabul edilerek borca ve ferilerine itirazlarının kabulüne, takibin durdurulmasına, takibin iptaline, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02/07/2021 olarak tespitine, hacizlerin kaldırılmasına, %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Adana 4.İcra Dairesinin 2018/13248 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi olduğu, takipteki asıl alacak miktarının 13.374,03 TL olduğu, borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği, borçlu vekilinin 07.12.2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi verdiği, 10.12.2018 tarihinde müdürlükçe takibin durdurulduğu, ödeme emrinin borçluya bilahere 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayet dilekçesinin mahkemeye 14.02.2019 tarihinde tevzi edildiği görülmüştür. Her ne kadar İİK’nun 269. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir (Yargıtay 34 XX 799/1200 E, 2020/2827 K)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacı vekilinin 07/09/2022 tarihli şikayet dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini söyleyerek tebliğ tarihinin 05/09/2022 olarak düzeltilmesini istediği, ilk derece mahkemesince tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği, ödeme emrinin TK 21/1.maddeye uygun olarak tebliğ edildiği gibi takipten her ne kadar 05/09/2022 tarihinde haberdar olduklarını davacı taraf ileri sürmüş ise de icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde ödeme emri tebliğinden sonra davacının UYAP Vatandaş Portal Uygulamasından 15/08/2022 tarihinde ödeme emrini okuduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia eden davacı tarafın en geç 15/08/2022 tarihinde takipten haberdar olduğu, bu nedenle şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğinden bahisle şikayetin reddine yönelik mahkeme...
İcra Müdürlüğünün 2021/20160 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 421.083,70 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan iflas yoluyla adi takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 21/1 maddesine göre 26/08/2021 tarihinde ve TK'nın 35. maddesine göre 28/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 06/09/2021 tarihinde borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararıyla itiraz süresinde olmadığından takibin durdurulmamasına karar verildiği, bu kararın şikayete konu edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 172. maddesinde, "Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur" hükmü yer almaktadır....
Taraflar arasındaki kambiyo takibine ilişkin borca itiraz nedeniyle yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Antalya 5. İcra Müdürlüğü'nün 2013/2954 esas sayılı dosyasında gönderilen 03.04.2013 tarihli ödeme emrinin 2.365.300,98 TL takip toplamı olarak düzeltilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine, 20.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne, 29.07.2016 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edilmiş olduğundan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Kadirli İcra Müdürlüğünün 2017/1960 esas sayılı dosyası incelendiğinde, 130.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili için borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 7 ödeme emrinin 17.11.2017 tarihinde "muhatabın adresinde bizzat kendisine tebliğ edildi." açıklaması ile tebliğ edildiği, borçlunun 07.12.2017 tarihinde takip dosyasından suret aldığı, aynı gün borçlu vekili tarafından icra müdürlüğüne borca itiraz dilekçesinin verildiği, müdürlükçe itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği, 07/12/2017 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayetin yapıldığı görülmüştür....
ya 04.05.2010 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine adı geçen borçlu tarafından itiraz edilmediğinden anılan borçlu yönünden takibin kesinleştiği, borçlunun takip kesinleştikten sonra 20.10.2010 tarihinde öldüğü, davacı banka vekilinin 06.07.2011 tarihli dilekçe ile mirasçılar aleyhine ödeme emrinin çıkartılmasını talep ettiği, aynı esas sayılı takip dosyası üzerinden borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, İİK'nın 53/2. maddesi gereğince asıl borçlu takibe süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiş olup bu aşamada mirasçılara yöneltilecek takibin ilk takibin devamı niteliğinde olduğundan mirasçılara ödeme emri çıkarılmadan takibe mirasçılara karşı devam edilmesinin isteneceği, mirasçılara karşı devam edilecek olan takibin muris sağ olsaydı nasıl bir usul uygulanması gerekiyorsa o usulün mirasçılar hakkında da uygulanacağı, bu durumda hukuken kesinleşmiş ve durmamış icra takibine davalı-mirasçıların itirazlarının iptalinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar...