Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip yolunun değiştirildiğini, icra müdürlüğünce sehven gönderilen ödeme emrinin iptali kararı üzerine usule uygun olarak ödeme emri gönderilmiş olmasının ikinci kez takip yolunu değiştirme anlamına gelmeyeceğini, davacının tacir olduğunu ve iflasa tabi şahıslardan olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; İİK'nın 155 ve 156/3 meddeleri doğrultusunda, örnek 11 ödeme emrinin tebliği üzerine itirazların icra dairesine yapılması gerektiği icra hukuk mahkemesine başvurmanın hukuki bur sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK'nın 43....

Yapılan incelemede, davaya konu 2011/39713 – 39714 numaralı takip dosyalarına ait ödeme emirlerinin başlık kısmında takip borçlusunun, dava dışı "... Proje İnş. ve San. Ltd. Şti." olduğunun yazılı olduğu; davacının anılan şirketteki müdürlük görevinden 25.03.2004 tarihi itibariyle ayrıldığını, ödeme emrinin ise 04.01.2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmediğini belirterek borçtan sorumlu olmadığını, aynı zamanda borcun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemine ilişkin iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....

    YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......

      Davacı, ortağı olduğu ...nden hissesini devretmek suretiyle ayrılması sebebiyle şirketin ödeme emrine borçlarından sorumlu olmadığı gerekçesiyle kendisine tebliğ edilen ödeme emrinin iptali talebi ile eldeki davaya açmış; Mahkemece, davacının hisselerini ödeme emrinin tebliğinden önce 11.03.2010 tarihinde Mustafa Kaplan’a devretmesi ve şirket ortağı olmaması sebebiyle artık borçtan devralan ortağın sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının dava konusu ödeme emrinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise de; verilen kararın, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle, davacının, adı geçen şirkette 14.08.2009 tarihinde başlayan ortaklığına dair hisselerini, 11.03.2010 tarihli noter senedi ile devrederek, 11.03.2010 tarihi itibariyle şirket ortaklığının sona erdiği, davacının şirkette temsil ve ilzam yetkisinin olmadığı belirgindir....

        örnek 9 ödeme emrinin iptali gerektiği kanaati ile istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu hakkında 08.11.2019 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R 07/05/2015 tarihli Yagıtay ilamı ile "1- Davalı Kurumdan, davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinden 2009/20581 takip sayılı ödeme emrinin onaylı örneğinin, 2-Dava konusu ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan...7....

            Bölge Adliye Mahkemesince, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borç tutarı bulunmadığı anlaşıldığından, menfi tespit isteminin kabulünde hukuka aykırılık görülmediği, ancak, 6183 Sayılı Yasa uyarınca idari işlem niteliğinde olan, ödeme emrinin iptali istemi yönünden, davanın 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre Vergi Mahkemelerine görülmesi gerektiğinden yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin iptali yönünde karar verilmiş olması yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; ödeme emrinin iptali istemi yönünden, davanın 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre Vergi Mahkemelerine görülmesi gerektiği gerekçesiyle; davacının ödeme emrinin iptali istemi bakımından açtığı davanın 6100 Sayılı HMK un 114/1-b maddesi uyarınca yargı...

              HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava, davalı belediyenin 3194 sayılı İmar Kanununun 39. maddesi uyarınca davacı şirket adına yukarıda bahsolunan istinat duvarına ilişkin mahzurun giderilmesine yönelik yapılan masrafa ilişkin kamu alacağının (davacı şirkete tebliğine rağmen ödenmemesi ve dava da açılmadığından kesinleşmiş olan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen 23.09.2014 tarihli ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada Mahkeme kararı ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesine karşın davanın süresinde yenilenmediğinden ödeme emriyle istenilen alacağın kesinleştiği) davacı şirket tarafından ödenmemesi üzerine, kamu alacağının gecikme zammıyla birlikte tahsiline yönelik olarak düzenlenen 12.07.2017 günlü ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır....

                ile istenilen haksız çıkma zammında hukuka uygunluk bulunmadığından, tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin ilgili kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emrinin çeşitli gelirlere (haksız çıkma zammına) ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak, buna ilişkin kısım yönünden davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin çeşitli gelirlere (haksız çıkma zammına) ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir....

                  ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu