Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta da davacı üçüncü kişiye, alacaklı Vergi Dairesi tarafından gönderilen haciz bildirisi 12.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı üçüncü kişi Yasada öngörülen yedi günlük süre içerisinde 19.04.2013 tarihinde haciz bildirisine karşı itirazlarını bildirmiş, buna rağmen davalı ... tarafından ödeme emri düzenlenerek davacı üçüncü kişiye 24.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve daha sonra eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Şu halde davacı, Yasanın öngördüğü sürede haciz bildirisine itiraz ettiğinden, davanın açılmasına kendisi sebep olmamıştır. Yasal sürede haciz bildirisine itiraz etmesine karşın hakkında ödeme emri düzenlenmesi ve bu davayı açmak zorunda kalması nedeniyle de davalı ......

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine " karar verilmiştir....

    Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 24/11/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 29/12/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde icra dosyasının haricen ödeme ile kapatıldığını belirterek davanın reddini talep etmiş ise de, İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlunun icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebileceği, davacı alacaklı vekilince icra dosyasında 28/01/2022 tarihinde ödemeye ilişkin beyanda bulunulduğu bu sebeple davalı borçlunun temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır....

    Somut olayda alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte (7) örnek nolu ödeme emrinin borçluya Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebliği üzerine borçlunun vekili aracılığıyla 12.05.2015 tarihinde icra dairesine verdiği dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ettiği, icra dairesinin 21.05.2015 tarihli işlem ile borçluya ödeme emrinin 04.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz dilekçesinin ise 12.05.2015 tarihinde verildiği, İİK’nın 62. maddesi gereğince ödeme emrine itiraz süresinde olmadığından takibin İİK’nın 62 ve 66. maddeleri gereğince durdurulması talebinin reddine karar verildiği, alacaklı vekilinin 22.05.2015 tarihinde haciz talep ettiği, borçlu vekilinin 24.07.2015 tarihinde icra dairesine başvurarak ödeme emrinin 05.05.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, PTT’nin web sitesinde kayıtlara göre tebligatın 06.05.2015 tarihinde muhtara Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre teslim edildiğini belirterek itirazın süresinde yapıldığının kabul edilmesini...

      İcra Müdürlüğünün 2020/445 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, bunun üzerine ilamsız icra olarak başlattığı takibi iflas takibi olarak değiştirdiğini, iflas ödeme emrinin de 04/02/2020 tarihinde UETS üzerinden e-tebligat olarak gönderildiğini, iflas ödeme emrine 10/02/2020 tarihinde itiraz edildiğini, iflas ödeme emri kanuna aykırı olarak düzenlendiğinden 11/02/2020 tarihinde Ankara 9....

      den alacak talebinde bulunulmuş, adı geçen borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğine rağmen 7 gün içinde itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borca itiraz ederek takibin durmasını sağlamasıdır. Takip kesinleştikten sonra itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda takibin kesinleşmesinden sonra takip borçlusunun ölmüş olması kesinleşen takibin mirasçılarına bildirilerek miras red edilmedikçe mirasçılar aleyhine yürütülmesi sonucunu doğurur. Süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş bir takipte sonradan borçlunun ölmesi halinde mirasçılarına yeniden ödeme emri çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla icapsız şekilde çıkarılmış bu şekildeki ödeme emirlerinin davaya etkisi bulunmamaktadır....

        Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanunun 55.maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Yasanın 58.maddesi uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir....

          Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Somut olayda, ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süre geçirildikten sonra 27.10.2017 tarihinde UYAP sistemine kaydedildiğinden ve icra müdürlüğünce itiraz dilekçesi ayrıca tutanağa bağlanmadığından itirazın yasal süre içinde yapılmadığı anlaşılmakla, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca ......

            süresinde olduğu, Kurumun asgari işçilik uygulaması tebliğ ve itiraz prosedürünü uygulamadan doğrudan ödeme emri tebliğ ettiği anlaşılmaktadır....

              İcra Müdürlüğünün 2021/20160 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 421.083,70 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan iflas yoluyla adi takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 21/1 maddesine göre 26/08/2021 tarihinde ve TK'nın 35. maddesine göre 28/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 06/09/2021 tarihinde borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararıyla itiraz süresinde olmadığından takibin durdurulmamasına karar verildiği, bu kararın şikayete konu edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 172. maddesinde, "Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur" hükmü yer almaktadır....

              UYAP Entegrasyonu