İcra Müdürlüğünün 2013/15155 esas sayılı dosyasının tetkikinden; ödeme emrinin borçluya 04/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12/07/2013 tarihli dilekçesiyle borca itirazda bulunduğunun anlaşıldığı, yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra borçlu tarafından itiraz yapılmış olduğu, davacının dava açtmakta hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davaya konu icra takip dosyasındaki ödeme emrine itirazın süresinde yapılmamış olması nedeniyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce 03.04.2017 tarihli geri çevirme kararında dosyadaki borca itiraz dilekçesinin UYAP'a giriş tarihini gösteren evrakların dosya içerisine konulması istenmiştir....
Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği için yatırması gereken posta giderinin davacı tarafından yatırılmaması hususu, hak düşürücü nitelikteki dava şartı olan sürenin işlemeye başladığı anlamına gelmez. Zira İİK.nun 59. maddesi uyarınca alacaklının tebliğ masrafını avans olarak peşinen ödememesi, icra takibine vaki istemini hükümsüz kılmaz. Somut olayda, icra dosyasındaki borçlular ...,...,...,...vekilleri Av. ... vasıtası ile 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ederken borçlu ... ise asıl olarak 18.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz etmiştir. Alacaklı davacı vekiline, itiraz dilekçesi 24.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. İtiraz dilekçesinin tebliğ edildiği tebligat zarafında tebliğ isteyen Av. ..., tebliğ edilen “itiraz dilekçesi” yazılmıştır. Bu durumda, davacı vekiline tebliğ edilen itiraz dilekçesinin davalı borçlular ...,...,... vekili Av. ...’ün 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....
ın Düşüncesi: Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davalarda, Mahkemelerce, öncelikle, ödeme emriyle takip edilebilecek aşamaya gelmiş, kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğinden; para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde, ödeme emrine konu para cezasına karşı, Gümrük Kanununda öngörülen usullere uygun olarak itiraz edilip edilmediği; itiraz edilmiş ise, vaki itirazın reddine dair kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayan bir aylık ödeme süresinin dolup dolmadığı; itirazın reddi kararına karşı dava açılıp açılmadığı hususlarının araştırılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, olayda; ödeme emrine konu para cezasına ilişkin ceza kararının, 19.8.2003 tarihinde, davacı Şirkete tebliği üzerine başlayan idari ve yargısal süreç ve aşamaları araştırılmaksızın, aynı olay nedeniyle yapılan gümrük ve katma değer vergisi ek tahakkuklarına vaki itirazın reddine dair işleme karşı açılan davada verilen karara atıfta bulunularak...
(TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin borçluya takip dayanağı çeklerin gönderilmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali, çeke dayalı kambiyo senedine dayalı takipte zamanaşımı iddiasına dayalı borca itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince zorunlu olmamasına karşın borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesinin davacı borçluya yeni bir itiraz hakkı ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin şikayet hakkı tanıyacağı, ödeme emri tebliğ belgesinde dayanak belgelere yer verilmediği gerekçesiyle ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline, davacı borçlunun ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayeti kabul edildiğinden ve davacı borçluya icra müdürlüğünden usulüne uygun olarak gönderilecek ödeme emri üzerine yeniden itiraz hakkı doğacağından, davacının zamanaşımı sebebine dayalı borca itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
İcra Müd.nünün 2018/9733 Esas sayılı dosyasına ait ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ilgili dosyaya süresinde itiraz edildiğini ancak yanlış icra dosyasına itiraz edildiğinden takibin kesinleştiğini, asıl tebliğ edilmesi gereken ödeme emrinin Erzurum 1. İcra Müd.nün 2018/9731 Esas sayılı dosyası olduğunu, Erzurum 2. İcra Müd.nün 2017/1809 Esas sayılı takip dosyasından bu dosyaya 107.487,00 TL para aktarıldığını belirterek; usulsüz işlemin iptali ile dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın yanlış icra dosyasına itiraz ettiğini, Erzurum 1. İcra Müd.nün 2018/9731 Esas sayılı takip dosyasından ödeme emrinin borçlunun bizzat kendisine tebliğ edildiğinin, dolayısıyla tebligatta herhangi bir usulsüzlük olmadığını belirterek; davanın reddini talep etmiştir....
Davacı alacaklı kira alacağının tahsili için tahliye talepli başlattığı icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece davanın red edilmesi üzerine karar davacı alacaklılar vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olduğunu, kira bedellerini ödemediğinden hakkında takip yaptığını, ödeme emrine itiraz etmediği gibi, yasal süresi içinde de ödemediğini ve temerrüt olgusunun gerçekleştiğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuştur. Davacı sözlü kira akdine dayanarak 7.9.2009 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2009 Şubat, Haziran ayları arası kira bedelinin tahsilini istemiş, ödeme emri 14.9.2009 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı ödeme emrinin tebliğine rağmen itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının dayandığı ... 1.İcra Müdürlüğü'ne ait 2013/811 Esas sayılı dosyada davalı borçluya gönderilen örnek 13 nolu ödeme emrinde ödeme ve itiraz sürelerinin otuz gün olarak yazıldığı görülmüştür. İİK.nun 62.maddesi uyarınca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün olup, bu sürenin ödeme emrinde gösterilmesi gerekir. Ödeme emrinde süre 7 günden fazla gösterildiği takdirde bu durum davalı borçlunun lehine olup, gösterilen bu süre içinde yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekir....
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.Somut olayda icra dairesinin yetkisine itiraz kabul edilerek dosyanın aktarıldığı yetkili icra dairesinde ödeme emri çıkartılmadan yetkisiz icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emri üzerine yapılan borca itiraz üzerine elde ki davanın açıldığı, itirazın iptali davasının görülmesinin ön koşulu yetkili icra dairesinde usulen ödeme emri üzerine borca geçerli bir itiraz bulunması gerektiği, dava tarihi itibariyle yetkili ------ İcra Dairesince ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı görüldüğünden davanın usulden reddine karar verilmiştir....