Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçelere göre itirazın kaldırılmasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kiralananın tahliyesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; icra müdürlüğü tarafından borçluya gönderilen ödeme emrinde ödeme süresi ve itiraz süresini gösterir kısımlara yasal ödeme ve itiraz süresi yazılmamıştır. İ.İ.K.'nun 269. maddesinin göndermesiyle Borçlar Kanununun 260. ve 288. maddeleri uyarınca borçluya gönderilecek ödeme emrinin hukuki sonuç doğurması için yasal ödeme sürelerinin gösterilmesi gerekir. Yasal ödeme süresi yazılı olmayan ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz....
İlk derece mahkemesi tarafından; icra müdürlüğü tarafından 17/01/2021 tarihli karar ile borçlu şirkete ödeme emri gönderilerek tebliğ edildiği, gönderilen ödeme emrine karşı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, durdurulan takip ile ilgili işlem yapılamayacağından alacaklının borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesine yönelik talebinin reddine karar verildiği, İİK'nın 66.maddesi gereğince müddeti içerisinde yapılan itirazın takibi durduracağını, itiraz üzerine duran takip ile ilgili, icra müdürlüğü tarafından dosyanın tekrar ele alınıp borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesi mümkün olmadığından icra müdürlüğünün alacaklının borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesine yönelik talebini reddetmesi işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile "şikayetin reddine" karar verilmiştir....
Bu yönden, ödeme emrinin düzenlenmesi işleminin de yargı denetimine tabi olduğu tartışmasızdır. Kendisine ödeme emri düzenlenen ve tebliğ edilen borçlu veya kefil veya temsilciler ödeme emrine karşı yargıya başvurabilirler. "Ödeme Emrine İtiraz" başlıklı 58. maddesi: "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir....
sunulan ödeme belgelerinin takip dayanağı tutanağa konu borç için yapıldığı alacaklının kabulündedir.İhtilaf takip tarihinden sonra 01.02.2005 tarihinde yapılan 5.000 Euro ödeme yönündendir....
İptal edilen ödeme emrine vaki itirazın sonraki ödeme emrine yönelik yapılmış bir itiraz olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nun 438/son maddesi gereği gerekçesi düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davalı Kurum tarafından prim alacaklarının tahsili amacıyla davacıya ödeme emrinin 19.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.11.2009 tarihinde davalı Kurum itiraz komisyonuna itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kararın 14.12.2009 tarihinde tebliğinin ardından 17.12.2009 tarihinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; davalı Kurum tarafından prim alacaklarının tahsili amacıyla davacıya ödeme emrinin 19.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.11.2009 tarihinde davalı Kurum itiraz komisyonuna itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kararın 14.12.2009 tarihinde tebliğinin ardından 17.12.2009 tarihinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; davalı Kurum tarafından prim alacaklarının tahsili amacıyla davacıya ödeme emrinin 19.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.11.2009 tarihinde davalı Kurum itiraz komisyonuna itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kararın 14.12.2009 tarihinde tebliğinin ardından 17.12.2009 tarihinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; davalı Kurum tarafından prim alacaklarının tahsili amacıyla davacıya ödeme emrinin 19.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.11.2009 tarihinde davalı Kurum itiraz komisyonuna itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kararın 14.12.2009 tarihinde tebliğinin ardından 17.12.2009 tarihinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı alacaklı 15.06.2012 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 04.01.2016 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Şubat ayından Aralık ayına kadarki 11 aylık kira alacağı 8.188,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 15.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 18.01.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, kira ödemelerini düzenli olarak bankaya yatırmakta olduğunu, ödeme dekontlarını ekte sunduğunu, bu nedenle alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek borcun aslına ve faizlerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....