İstinaf Sebepleri Şikayetçi alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemenin hükme esas aldığı Yargıtay kararının somut olaydan farklı bir olay için verilmiş bir karar olduğunu, Yargıtay kararında gerekçe olarak gösterilmiş olan İcra İflas Kanunu'nun 269. maddesinin, adi kira ve hasılat kiraları için ödeme emri ve itiraz müddetini düzenlediğini, somut olayda ise adi kira ve hasılat kirası nedeni ile başlatılmış olan bir icra takibi bulunmadığını, İİK'nın 62. maddesinde borca itirazın süresi ve şekline ilişkin hükümler düzenlendiğini, anılan kanun maddesinde ''İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.'' düzenlemesinin yer aldığını, buna göre, borçlu tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden önce yapılan itiraz başvurusunun hukuken geçerli kabul edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
-TL den 2009 Şubat-Temmuz aylar arası kira bedeli toplamı 2.400 TL’nin tahsilini istemiştir.Ödeme emri davalıya 27.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davalı ödeme emrinin tebliği üzerine kısmı itirazda bulunmuş itirazında kabul ettiği kira bedellerini ödememiştir.Ancak davalı borçlu adına gönderilen ödeme emrinde ödeme süresinin 7 gün itiraz süresi 30 gün yazıldığı anlaşılmaktadır. Gönderilen bu ödeme emri Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun bir ödeme emri olarak kabul edilemez.Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki değer taşımaz.Bu nedenle Hukuki değer taşımayan ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez.O nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve taraflardan birinin başvurusu üzerine yetkisiz icra müdürlüğünce takip dosyası yetkili icra müdürlüğüne gönderilir. Bu durumda yetkili icra müdürlüğünce borçluya yeniden ödeme emri tebliği gerekir. Borçluya gönderilecek ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı itiraz ve şikayet, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmaz....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın kabulüne karar verilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın konusu hakkında hüküm kurulmadığını, mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğ edilmeden takibin kesinleşmeyeceğini, icra müdürlüğünce Örnek 10 ödeme emri düzenlenmeyip Örnek 4- 5 icra emri düzenlendiğini, mahkemece 5 günlük itiraz süresinin işlemeye başlamayacağı gözönüne alınmadan yetki itirazının süre yönünden reddinin usul ekonomisine aykırı olduğunu, alacaklı tarafın düzenlediği Örnek 10 ödeme emrinin geçersiz olduğunu, Örnek 10 ödeme emrinde icra müdürlüğü imzası, havale ve mührünün bulunmadığını, alacaklı tarafından Uyap dışında hazırlanan ödeme emrinin geçersiz olduğunu, sorumluluğun sadece icra müdürlüğüne atfedilemeyeceğini, müvekkiline Örnek No:10 ödeme emri yerine Örnek No:4- 5 icra emri gönderildiğinden ilamlı takibin süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek...
ya ait olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatında komşusunun adı belirtilmediğinden ödeme emri tebliğ tarihinin, davacının öğrendiğini bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine, talep şikayet davası olduğundan, dava tarihi itibari ile ödeme emrine itiraz süresi düzeltilmiş tebliğ tarihine göre geçmediğinden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, esas ile imzaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda gecikmiş itirazının yanısıra takibe konu senetteki keşideci imzasının murisi ...'ya ait olmadığını da ileri sürmüş, bir başka anlatımla imzaya itirazda da bulunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2021/706 Esas sayılı dosyasından ödeme emri gönderilmeden icra takibine itiraz ettikleri, davacı alacaklının ise henüz ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğunu, ödeme emri tebliğ edildikten sonra davalı borçlular tarafından itiraz edilmediğini ileri sürerek, icra müdürlüğünce, icra takibinin durdurulması yönünde verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının kaldırılması ile davalı borçlular aleyhine haciz taleplerinin kabulünü talep ettiği, Ancak Yargıtay 12....
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve diğer takip borçluları aleyhine 20/02/2017 tanzim, 31/12/2019 vade tarihli ve 1.000.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/ 5 D.İş sayılı ve 10/01/2020 tarihli kararına istinaden işlemiş faizi ve ferileri ile birlikte toplam 343.076,74 TL'nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yoluna gidilmiş, ödeme emrinin davacı borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden önce açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Bonodan dolayı bonoda kararlaştırılan yerde ve keşide yerinde takip yapılabileceği gibi borçlunun ikametinin bulunduğu yerde de takip yapılabilir....
yapılan tebliğ ekinde "ödeme emri ve suretleri çek" yazdığı, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlendiği ve ödeme emri ve dayanakların borçluya tebliğ edildiği anlaşıldığından davacının tüm itirazlarının reddine karar verilmiş; davalının tazminat ve para cezası talebi ise şartları oluşmadığı için (İİK.md.169/a-6) reddine'' karar verildiği görülmüştür....
tarafından müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibi öncesi alınan ihtiyati hacze konu ödeme emri ekinde müvekkillerine gönderilen bono fotokopisinde ödeme gününün yazılı olmadığını, vadesi belli olmayan bono kambiyo vasfı taşımadığını ve ihtiyati hacze konu edilemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesinleşen takip üzerine borçluya yeniden tebliği ile yeni bir itiraz hakkı tanınmış olacağını, çeke dayalı kambiyo takibinde yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yer icra daire olduğunu, müvekkilleri aleyhinde Uzunköprü İcra Müdürlüğü'nde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yetkisiz yerde başlatılmış olduğundan yetki itirazlarının kabulüne ve yetkili olan icra dairesinin Babaeski İcra Müdürlüğü olduğuna karar verilmesi gerektiğini, yenileme emri ile borçluya tekrardan ödeme emri gönderildiğinden yasal süresi içinde bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....