İtirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesince borçluya ödeme emri çıkarılıp tebliğ edilmesi, ödeme emrine borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmiş olması ve itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren 1 yıl geçmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davalı ...'in aleyhindeki İstanbul İcra Dairesindeki icra takibine yönelik borca ve yetkiye itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek yetkili olduğu bildirilen Tuzla İcra Dairesince ödeme emri çıkarılmış ancak bu ödeme emrinin davalılardan Yılmaz Olgan'a tebliğ edildiği, davalı ...'e ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu görülmüştür. Bu durumda, davalı ... yönünden itirazın iptali davası koşullarının somut olay bakımından gerçekleşmediği gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Sayılı kararında da değinildiği üzere;" takip tarihinde ve ödeme emri tebliğ edildiği tarihte borçlu vekilinin vekaletnamesinde icra dairelerinde tebligat almaya ve ödeme emri tebellüğüne yetkisi bulunmaktadır. Bu durumda borçlu vekiline yapılan ödeme emri tebligatı geçerlidir."...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacıya yapılan ödeme emri tebligatı incelendiğinde 7201 sayılı TK'nın 10. maddesi uyarınca tebligatın çıktığı ve mahalle muhtarına teslim edilmiş olduğu, komşu Halil Kaynar'ın imzasının alınamadığı göz önüne alınrak TK'nın 21. maddesi hükmüne göre tebligat yapıldığı, muhatabın kapısına 2 no'lu haber kağıdı yapıştırıldığı, muhtara tebliğ olunacak evrakın teslim edildiği, Amasra İcra Müdürlüğü'nün 2019/38 esas sayılı takip dosyasındaki ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu 10., 20. ve 21. maddesi hükümlerine, usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir....
Alacaklının talebi üzerine aynı anda borçlunun birden fazla adresine ödeme emri gönderilmiş ise, itiraz ve ödeme süresi önce yapılan tebliğden başlar. Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2006 tarihli ve 2006/12-786 E., 2006/783 K.; 11.11.2009 tarihli ve 2009/12-417 E., 2009/511 K. sayılı kararlarında da benimsenen Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre alacaklının talebi üzerine yeniden ödeme emri çıkartılması borçluya yeni bir itiraz hakkı tanır. Bu hâlde borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşur. Bu husus Özel Daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık konusu değildir. Borçlunun borca itiraz hakkını yeniden elde edebilmesi için alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartılması yeterli olup, ilk ödeme emrinin tebliğinin usule uygun olup olmadığının önemi yoktur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2019/166 ESAS - 2020/24 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu senetlerde, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunun açıkça yazdığını, ödeme emri ekinde takibe dayanak senedin tebliğ edilmediğini, takibe dayanak senede ilişkin borcun bulunmadığını beyanla yetkiye, ödeme emrine, borca ve fer'ilerine itiraz nedeniyle takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Serik İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/06/2014 NUMARASI : 2014/76-2014/172 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlular vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda diğer itiraz ve şikayetlerinin yanında yetkili icra dairesinin Antalya olduğunu ileri sürerek Serik İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, mahkemece bonodaki yetki kaydına dayalı olarak yetki itirazının ve diğer itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça gönderilen ödeme emrinde asıl alacak, faiz ve ferileri kalem olarak belirtilmeksizin 255.015,00- TL asıl alacak üzerinden takip başlatılmasını talep ettiği, talebi kapsamında bu tutar üzerinden ödeme emri düzenlendiği, takip konusu senetlerin toplam tutarının ise 244.000,00- TL olduğunu, takibe dayanak belgelere konu alacak ile takip konusu anapara alacağının birbiri ile çeliştiğini, ödeme emri incelenmeden mahkemenin karar verdiğini, takip talebi ve ödeme emrinin yasal mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı alacaklıya borcunun da bulunmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; Küçükçekmece 2....
Davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığı, icra takibine konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla yetkiye, borca ve faize itiraz etmiş, kararda usulsüz tebligat şikayeti ve yetki itirazına ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacının tüm talepleri değerlendirilmeden verilen karar, usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş davalının icra dosyasına yaptığı yetki itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu yetki itirazını kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirir. Bu itirazında yetkili icra dairesini de doğru şekilde göstermek zorundadır. Somut olayda davalı borçlu kendisine ödeme emri tebliği üzerine kendisince yetkili gördüğü icra dairesini göstererek yetki itirazında bulunması gerekirken, iki ayrı icra dairesini yetkili olarak gösterip yetki itirazında bulunmuş olmasının, usulüne uygun yapılmış yetki itirazı olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, alacaklının, HMK.nun 124. maddesine uygun olarak mirasçıyı ek takip talebi ile takibe dahil etme talebi olmaksızın, icra müdürlüğünce mirasçı aleyhine ödeme emri çıkarıldığı ve bu ödeme emri tebliği üzerine mirasçının şikayette bulunduğu görülmektedir. Mirasçı hakkında takip talebinde bulunulmadan ödeme emri çıkarılamaz. Bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Alacaklının talebi üzerine, mirasçının ek takip talebi ile takibe dahil edilerek hakkında ödeme emri çıkarılması gerekir. Bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir ( Yargıtay 12. HD'nin 08.10.2018 tarihli, 2018/4159 E, 2018/9337 K. sayılı içtihadı). Alacaklının talebi üzerine, mirasçının ek takip talebi ile takibe dahil edilerek hakkında ödeme emri çıkarılması durumunda, şikayetçinin TMK'nun 625. maddesine dayalı şikayetlerini ileri sürmesi her zaman mümkündür (Yargıtay 12. HD'nin 26.05.2016 tarihli, 2016/12569 E, 2016/15028 K. sayılı içtihadı)....