Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinden haricen haberdar olmaları üzerine takibe ve borca itiraz dilekçesi verdiklerini, itiraz dilekçesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, takibin durdurulması kararının yerinde olduğunu, müvekkilin itiraz için tebligatı beklemesine gerek olmadığını, müvekkil borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden takibe itiraz etmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, beyanla şikayetin reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Eldeki dava; İİK 16. Maddesinde düzenlenen icra memurunun muamelesi karşı şikayet yoludur. İİK 4....
İcra Müdürlüğü dosyasında 11.09.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, borçlunun alacaklı olarak görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, aralarında ticari ilişki olmadığını, sözleşme yapılmadığını, bu nedenle ödeme emri ile taraflarına tebliğ olunan borca ve ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, ayrıca borçlunun ikametgahı ...nda olup, bu nedenle ... İcra Dairesinin yetkisine de açıkça itiraz ettiğini bildirmiş olup, davalı borçlunun yetki itirazı üzerine ... İcra Müdürlüğü'nün 2015/2036 esas sayılı dosyası üzerinden takibe devam edilmiştir. Söz konusu dosyada örnek 13 ödeme emri düzenlenerek hem dava dışı borçlu kefil, hem de davalı kiracı şirket adına ödeme emri tebliğ mazbatası düzenlenmiş ise de, davalı kiracı adına yapılan ödeme emri tebliği iade olunmuştur. Dava dışı borçlu kefil ve davalı borçlu kiracı vekili ......
Sayılı dosyasının devam etmekte olup, dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, ödeme emrinde talep edilen işlemiş faiz tutarının fahiş olduğunu, ödeme emrinde talep edilen faizin türünün de belirtilmediğini, beyan ederek faize, bononun kambiyo vasfına ve takipten sonra zamanaşımı itirazlarının kabulü ile takibin/ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vekili olduğunu ve işlerin vekili tarafından takip edildiğini, davacı tarafından genel mahkemede açılan menfi tespit davasının reddine rağmen icra hakimliğinde borca itiraz davası açılması hukuka aykırı olup iş bu borca itiraz davasının derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, ölü bir kişi aleyhine dava açılamayacağından davalı T9 yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Mahkemece; itiraza uğrayan ödeme emrinin iptali ile itirazın askıda kaldığı, sonradan davalıya tebliğ edilen yeni bir ödeme emri ve borca itiraz bulunmadığı davalının yeni ödeme emrine karşı itiraz edip etmemesine göre işlem yapılması gerektiği, itirazın iptali davasına konu edilebilecek geçerli bir ödeme emri ve dolayısıyla davalının da bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılan açıklamalar uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi halinde, genel mahkemelerde itirazın iptali davası değil, icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açılması gerekmektedir. Şayet davalı borçlunun yukarıda yer verilen itirazı dışında ayrıca borca itiraz istemiyle sunmuş olduğu başka bir dilekçesi mevcut ise bu hususun mahkemece öncelikle tespit edilmesi, borca itirazı olduğu takdirde davaya itiraz iptali davası olarak devam edilmesi, borca itiraz etmediği takdirde yapılan açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğu nazara alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Davalı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiğinin tespit edilmesi ve davanın itirazın iptali davası olarak görülecek olması ihtimaline binaen ayrıca istinaf sebepleri de aşağıda incelenmiştir....
Somut olayda, murisin takipten önce 09.03.2015 tarihinde öldüğü, mirasçılar hakkında mirası ret süresi geçtikten sonra 29.06.2015 tarihinde takibe girişildiği, borçlulardan Meryem'e ödeme emrinin 08.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular ..., ..., ... 'e ise ödeme emri tebligatının 07.07.2015 tarihinde yapıldığı, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce 15.05.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK.'nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır. Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....
İcra Müdürlüğü 2019/7738 esas sayılı icra dosyasına 25.07.2019 tarihli borca itiraz talebini sunduğunu, ancak alacak kalemlerinde maddi hata yapıldığının fark edilmesi üzerine mevcut hata giderilerek borçluya yeni bir ödeme emri gönderildiğini, borçlu vekilince 02.08.2019 tarihli borca itiraz dilekçesiyle yeniden borca itiraz edilip takibin durdurulduğunu, ancak 02.08.2019 tarihli borca itiraz evrakının taraflarına tebliğ edilmediğini, icra müdürlüğünce borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği, ona yeni bir itiraz hakkı tanıdığından hak düşürücü sürenin de 02.08.2019 tarihli itiraz dilekçesine göre tespit edilmesinin gerektiğini, 02.08.2019 tarihli borca itiraz nedeniyle taraflarınca 09.10.2019 tarihinde Konya 2. Tüketici Mahkemesi'nde 2019/137 esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ancak söz konusu davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilip 07.09.2020 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihler aralığında sürelerin işlemeyeceğini, Konya 2....
Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....