DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 167/2 maddesi uyarınca takibe dayanak çek örneklerinin alacaklı tarafça onaylanmaması ve İİK'nın 168. maddesi uyarınca ödeme emrinde alacaklı ile vekilinin adreslerinin bulunmaması nedenleriyle takibin iptali, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca zamanaşımı itirazı, faize itiraz, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca alacaklının takip hakkının olmadığı iddiasıyla takibin iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 16. maddesi uyarınca takibe dayanak çek örneklerinin alacaklı tarafça onaylanmadığı ve ödeme emrinde alacaklı ile vekilinin adreslerinin yazılı olmadığı olmadığı yönündeki şikayet, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmelidir....
Maddesi gereği takipten sonraki zamanaşımı itirazı ve İİK 33/a maddesi gereği icranın geri bırakılmasını talebi de" içerdiğini, bu itiraz ve taleplerinin ön inceleme tutanağına yazılmadığını, gerekçeli kararda sadece usulsüz tebligat, yetki ve takip öncesi zamanaşımı itirazlarının olduğu yazıldığını ve bu itirazlarının süre yönünden red edildiğini, ilk derece mahkemesinin takipten sonraki zamanaşımı itirazımızı görmemesi, okumaması, incelememesi ve bu yönde yargılama yapmaması ve karar vermemesinin usulsüz olduğunu, dava konusu takip dosyası, icra müdürlüğü tarafından 09.07.2014 tarihinde takipsizlikle işlemden kaldırıldığını ve 26.01.2018 tarihinde yenilendiğini, aradan geçen 3 yıl 6 ay boyunca dosyada işlem yapılmadığını ve işbu senet TTK 778/H ve TTK 749. maddesi gereği zamanaşımına uğradığını, davalı alacaklı her ne kadar müvekkil aleyhine haksız yere borçlu olmadığı ve takipten önce de zamanaşımına uğramış olan senede dayalı icra takibi başlatmış ise de; işbu haksız icra takibinde...
Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır....
Oysa tahsile dair ilamla ancak ilamların icrası yoluna başvurulabilecek, ilamsız takibe devam olunamayacaktır (Adnan Deynekli- Sedat Kısa, İtirazın İptali Davaları ve İcra, İnkar, Kötüniyet Tazminatı, Ankara 1999, s. 80). ./.. -3- Borçlunun takibe itirazında zamanaşımı def’inde bulunmuş olması halinde açılan itirazın iptali davasında aynı zamanaşımı def’ini bu davada ileri sürmesinin gerekip gerekmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş ve icra takibini durudurmuş olan borçlunun bu itirazın (Zamanaşımı itirazının ) iptali davasında bu defiyi tekrar ileri sürmesi gerekmez. Zira sadece zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak bu davada karara bağlanacaktır....
İcra Müdürlüğünün 2016 / 19932 E. sayılı dosyası ile 30.09.2016 tarihinde başlatıldığını ve dosyadan takip borçlularına gönderilen ödeme emirlerinin bila tebliğ iade döndüğünü, yenileme tarihi olan 31.05.2021 tarihine kadar 4 yıl, 8 ay boyunca dosyada hiçbir işlem yapılmadığını, alacağın takip sonrası zamanaşımına uğradığını, müvekkiline yenileme emri ile birlikte ödeme emri tebliğ edildiğini ve davanın süresinde açıldığını, ayrıca takip sonrası zamanaşımı itirazının süreye tabi olmadığını, takip konusu bonoda tahrifat yapıldığını, çift vade bulunduğunu ve kambiyo senedi vasfını taşımadığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisinin borçtan yeni haberdar olması nedeni ile borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durdurulmasını istediğini ve 01/10/2019 tarihli dilekçe ile dava açmış ise de davanın yasal dayanağının bulunmadığını, örnek 7 ödeme emri davacının Çavuşçu Gölü Ilgın adresine tebliğe çıkarılmış olup ödeme emri 05/09/2019 tarihinde borçlu davacının bizzat imzasına tebliğ edildiğini, takibin kesinleşmesi ile haciz talep edilmiş bu aşamada davacı 18/09/2019 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş ancak itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile talebinin reddedildiğini, örnek 7 ödeme emrine itiraz tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiğinden bizzat aldığı ödeme emrine 18/09/2019 tarihinde yaptığı itiraz ile haberdar olmuş olduğu kabul edilse bile 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne yapılmayan itiraz kapsamında talebin süre yönünden reddi gerektiğini belirterek açılan davanın esas ve süre yönünden reddine, yargılama giderleri...
Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri ve takibin iptali istemine ilişkindir....
ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmiş olup Tebligat kanunları gereğince herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, kısıtlı borçlunun vasisi olan davacıya kanuna uygun şekilde tebligat yapıldığını, davacı tarafın ödeme emrini 29.01.2020 tarihinde tebliğ aldığını, 03.02.2020 tarihinde itiraz etmiş olduğunu, ödeme emrinin iptalini talep ettiğini davacı yanın borçlu olduğunu bildiği halde icra takibine itiraz ettiğini, yerel mahkemeve ödeme emrinin iptali talep edilmesine rağmen takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığını ,takibin iptali için şartlar oluşmadığını , vasiye tebliğ edilen ödeme emrinde borcun miktarının, borcun dayandığı ilamın, borcun günlük efektif kur üzerinden çevirisinin, alacaklı ve borçlunun kimliklerini ve adreslerini içerir bilgiler bulunduğunu ,borçlunun kanuni süre içerinde borca yönelik herhangi bir itirazı da söz konusu olmadığını ,davacı yanın dava dilekçesinde; vasiye tebliğ edilmiş...
Somut uyuşmazlıkta, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, her ne kadar davacı tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilmiş ise de, icra dosyası incelendiğinde davacıya ödeme emrinin 10/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının anlatımlarının bu tarihten önce dosyanın işlemsiz bırakıldığına yönelik olması nedeniyle hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğundan davanın takibin kesinleşmesinden önceki döneme yönelik zamanaşımı itirazı olarak değerlendirilmesi gerektiği, aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçluların, icra mahkemesine başvuruları "icra takibinin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı" olup, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, takibin şekline göre itirazlar ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir....