görüldüğünü, 15.000,00 TL'lik 8042373 nolu çek takibe konu borca karşılık verildiğini, ödeme belgelerinden takibe konu borç ödendiğini, borcun ödenmesinin ödeme emrinin ve takibin iptali gerektiğini, Denizli 1.İcra Dairesi 2017/2098 Esas sayılı dosyası hakkında Denizli 1....
Mahkemece, borçlunun takibe itiraz etmediği gibi 30 günlük yasal süre içerisinde takip konusu kira borcunu da ödemediği, bu nedenle temerrüt şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Karara esas alınan ve icra takibine dayanak yapılan 01.07.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 30.06.2015 tarihinde başlattığı icra takibinde 3.120.00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri 02.07.2015 tarihinde borçluya tebliğ olunmuş, davalı borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir....
İlk derece Mahkemesi 24/12/2020 tarih, 2020/367 esas ve 2020/533 karar sayılı kararı ile; borçluya gönderilen ödeme emrinin 22/06/2020 tarihinde bila ikmal iade olduğu, borçlu vekilinin icra dosyasına itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz dilekçesi içeriğinde sürelerden feragate ilişkin beyan olmadığı, icra dosyası kapsamında ödeme emrinin hiç tebliğ edilmediği hususunun ihtilafsız olduğu, öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunması gerektiği, ancak böyle bir durumda Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresinin de bu tarihten başlayacağı, eldeki takipte, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı olmadığı, bu durumda borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğine ve itiraz süresi işlemeye başlamadığına göre, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, kesinleşmemiş takip...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmeye dayalı alacağı için 28.11.2019 tarihinde ilamsız takibi yapıldığını, ödeme emri düzenlenerek takibe dayanak belge ile tebliğe çıkarıldığını, davacı borçlu vekili T2 PTT UETS sisteminden 21.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK madde 62 uyarınca, "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " şeklinde düzenlendiğini, söz konusu davacı yan yasalara uygun ödeme emri ve ekinde takibe dayanak belgenin bulunduğu takibe 07.06.2021 tarihinde borca süresinde itiraz etmediğini, borçlunun gecikmiş itirazının da süresinde olmadığını, borçlunun 27/05/2021 tarihinde aldığı 2 günlük raporun süresi 27 mayıs 2021 ve 28 mayıs 2021 tarihlerini kapsadığını, maninin kalktığı tarih 29 mayıs 2021 tarih olduğunu, böylelikle üç gün içinde yapılması gereken gecikmiş itirazın süresinin geçtiğini, davacı borçlunun huzurdaki...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı taraf yetki itirazında hangi icra dairesinin yetkili olduğunu açıkça belirtmediği, geçerli bir yetki itirazı bulunmadığından yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacı borçlulara çıkartılan ödeme emri tebliğinde takibe dayanak senedin borçlulara gönderilmediği, zira ödeme emri tebliğ mazbatalarında takibe dayanak senedin ekli olduğuna ilişkin ibare yazılmadığı, dolayısıyla bu hususun ödeme emrinin iptalini gerektirdiği kanaati ile şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, belirterek davalıya ödenmiş olan 50.000 TL ve bu ödemeye bağlanan ferilerinin yönünden takibin durdurulmasına ve iptali ile % 20 'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Yani, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde; ticaret mahkemesi, alacağın esası hakkında bir incelemeye girişmez; alacağı mevcut kabul ederek yalnız şekli hususları (ödeme emrine itiraz edilip edilmediğini ve edilmemişse borcun ödenip ödenmediğini) incelemekle yetinir. Borçlu bu iflas davasında (ticaret mahkemesinde) borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def'ide bulunamaz; yani borçlunun itiraz ve def'ileri mahkemece inceleme konusu yapılamaz. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s.1122) Dava konusu dosya kapsamında, borçlu icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmemiş, süresinden sonra verilmiş bir dilekçe ile takibe konu çeklerin ödenmiş olduğunu ileri sürmüş, ayrıca davacının davalının borca batık durumda olduklarını ispatla yükümlü olduklarını beyan etmiştir....
Yani, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde; ticaret mahkemesi, alacağın esası hakkında bir incelemeye girişmez; alacağı mevcut kabul ederek yalnız şekli hususları (ödeme emrine itiraz edilip edilmediğini ve edilmemişse borcun ödenip ödenmediğini) incelemekle yetinir. Borçlu bu iflas davasında (ticaret mahkemesinde) borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def'ide bulunamaz; yani borçlunun itiraz ve def'ileri mahkemece inceleme konusu yapılamaz. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s.1122) Dava konusu dosya kapsamında, borçlu icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmemiş, süresinden sonra verilmiş bir dilekçe ile takibe konu çeklerin ödenmiş olduğunu ileri sürmüş, ayrıca davacının davalının borca batık durumda olduklarını ispatla yükümlü olduklarını beyan etmiştir....
Yani, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde; ticaret mahkemesi, alacağın esası hakkında bir incelemeye girişmez; alacağı mevcut kabul ederek yalnız şekli hususları (ödeme emrine itiraz edilip edilmediğini ve edilmemişse borcun ödenip ödenmediğini) incelemekle yetinir. Borçlu bu iflas davasında (ticaret mahkemesinde) borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def'ide bulunamaz; yani borçlunun itiraz ve def'ileri mahkemece inceleme konusu yapılamaz. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s.1122) Dava konusu dosya kapsamında, borçlu icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmemiş, süresinden sonra verilmiş bir dilekçe ile takibe konu çeklerin ödenmiş olduğunu ileri sürmüş, ayrıca davacının davalının borca batık durumda olduklarını ispatla yükümlü olduklarını beyan etmiştir....
Bu durumda borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ödeme emrinin tebliğ edildiği 18/12/2020 tarihinden sonra borçlunun 30/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı itiraz yasal beş günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek, asıl dosyada takibe, yetkiye imzaya ve borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı T2 yönünden yapılan inceleme sonucunda; -Yetki itirazı yönünden; Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki (genel yetkili) icra dairesinde (HUMK. 9. madde), bonoda öngörülen yetkili icra dairesinde (yetki sözleşmesi HUMK.nun 22/son madde), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak TTK.nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yerinin "tanzim yeri" olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir....