Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işlemini usule uygun olduğunu, takibin kesinleştiğini, takip kesinleştikten sonra bu itirazda bulunulamayacağını, tebligat ve senetteki imzanın davacıya ait olduğunu, delil olarak dayanılan ıslak imzalı belge asıllarının toplanmadığını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğ işleminin usule uygun olup olmadığı ve takibe konu bonodaki keşideci imzasının davacı borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Davacı borçluya ödeme emrinin 19/11/2018 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 10/01/2019 tarihinde açıldığı görülmektedir. Belirlenen uyuşmazlık konusuna ve tebliğ ile dava tarihine göre öncelikle tebliğ işleminin usule uygun olup olmadığı üzerinde durulmalıdır....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Borçlu şirkete gönderilen tebliğ mazbatası üzerinde yazan "7 Örnek ödeme emri ve suretleri" ifadesi takibe dayanak belge suretinin gönderildiğinin kabulü için yeterli değildir. Zira ekte gönderilen belgelerin ne olduğu anlaşılamadığı gibi, şerhin kelime anlamından gönderilen evrakın ödeme emrinin suretleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda talebin kısmen kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, ödeme emri iptal edildiğinden diğer talepler incelenmeksizin karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının talebinin kısmen kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline," karar verildiği görülmüştür....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ...... mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını ileri sürerek 23.03.2016 tarihinde şikayet yoluyla ...... mahkemesine başvurduğu ve usulsüz tebligattan 18.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun ödeme emri tebligatından daha önce haberdar olduğu alacaklı tarafça iddia ve ispat edilmediği gibi ...... dosyasında da bu yönde bir belge ve bilgi bulunmamaktadır....
Temyiz Sebepleri Alacaklı temyiz başvurusunda; yetkili icra müdürlüğünde devam eden takipte, borçlunun vekili tarafından dosyanın takip edilip edilmediğinin henüz belli olmaması sebebiyle, ödeme emri tebligatının borçlu asile gönderilmesinin yerinde olduğunu ve borçlunun vekili tarafından, şikayete konu ödeme emri tebliğinden sonraki bir tarihte vekaletname sunulması nedeniyle borçlu asile yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ödeme emri tebliğ işleminin vekil yerine asile yapılmasının yok hükmünde olduğu iddiasına dayalı şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra ve İflas Kanunu md. 16., Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 73., 81., 82. ve 83., Tebligat Kanunu md. 11., Avukatlık Kanunu md. 41, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik md. 18., 3....
Mahkemece; Davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/179133 Esas sayılı dosyasındaki davacı-borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 04/05/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, davacının diğer taleplerinin takip şekline göre İcra Müdürlüğüne yapması gerektiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, dayanak belge sureti olmaması nedeniyle yapılan şİkayetin kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/179133 Esas sayılı icra dosyasında davacı -borçlu şirket hakkında çıkartılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, davacının ödeme emrinin ve takibin iptaline yönelik taleplerinin reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
ye yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile bu borçlu yönüyle ödeme emri tebliğ tarihinin 11.06.2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Somut olayda, borçluya ...adresine Tebligat Kanununun 16. maddesine göre ödeme emri tebliğ edilmeye çalışıldığı ancak Ağrı Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün 02.02.2016 tarihli yazısına göre borçlunun 14.01.2016 tarihinden itibaren Ağrı ilinde görev yaptığı anlaşılmaktadır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 12.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103. madde davetiyesinin ise 08.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 20.10.2015 tarihinde icra dosyasının UYAP sistemine taranmasını talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 12.03.2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 08.05.2014 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....
CEVAP Alacaklı, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. Gerekçe ve Sonuç Ödeme emrinin adreste imzadan imtina eden komşusu Seher Tan'ın beyanına göre muhatabın çarşıya gittiği belirtilerek mahalle muhtarına tebliğ edildiği ancak haber bırakılan komşu isminin tebligat mazbatasında yer almadığı ve komşunun haberdar edilip edilmediğine ilişkin bilginin de yer almadığı, ödeme emrinin tebligat kanunu hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18.05.2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....
İİK'nın 58, 60 ve 61. maddelerine göre ödeme emrinin takip talebine uygun olması ve takip belgeye dayandığı takdirde, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliği gerekir. Somut olayda takip talebinde borcun dayanağının kredi sözleşmesi olduğunun yazıldığı, kredilere dayalı olarak düzenlenen hesap kat ihtarının takip talebine eklendiği, ödeme emrinde borcun sebebinin takip talebine aykırı olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda geçerli bir ödeme emrinin varlığından bahsedilemez (Yargıtay 12.HD 2020/4642 E, 2021/703 E; Yargıtay 12.HD 2021/10514 E, 2022/3309 K). Ayrıca, ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada dayanak belgelerin eklendiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı taraf da dayanak belgelerin tebliğ edildiğini ispatlayamamıştır. Bu açıklamalar karşısında ödeme emrinin ve tebliğ işleminin iptali gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....