Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı vekili, 26.03.2009 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin yetki itirazını kabul ederek dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep etmiş ve gönderilen icra dosyası Bakırköy 5.İcra Müdürlüğünün 2009/5629 numarasını alarak davalı borçluya adı geçen dosya üzerinden yeniden ödeme emri çıkarılmış ve ödeme emri davalı borçluya 15.05.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili ise, tebliğ tarihinden önce 27.04.2009 tarihinde takibe itiraz etmiştir. Hal böyle olunca mahkemece yetkili icra Müdürlüğünce davalı borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği ve davalının da herhangi bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

    Yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği ve buna rağmen kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemezse, şirket kanuni temsilcisi adına ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır. Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu … tarih … sayılı ödeme emri muhteviyatı 2010/1 ila 12 dönemleri 3 kat vergi ziyaı cezalı KDV ile kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davada, ......

      Borçluya gönderilen tebliğ zarfında ödeme emrinin bulunmadığı, mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile yetinilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 09.12.2014 tarih ve 2014/22894 E.-2014/29798 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, borçlu T1 adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''Örnek No:10 Ödeme Emri Vardır'' şerhinin bulunduğu, takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat parçası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçluya sadece örnek 10 ödeme emri gönderildiği ve takibe dayanak senetlerin eklenmediği gözönünde bulundurularak, bu yöne ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderleri, davada haksız çıkan tarafa yükletilir. Bir davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini, haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırır. Davada haklı çıkan tarafın davasını vekille takip etmesi durumunda, lehine hükmedilen vekalet ücreti de bir tür yargılama gideri olduğundan, sorumluluk HMK'nın 326. maddesine ve açıklanan kurala göre belirlenecektir....

        Ne varki eldeki davanın açılmasından sonra davalının ... icra tetkik merciinin 2000/1088 sayılı davası ile şikayette bulunması sonucu icra takip dosyasında düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, bu durumun yargılama esnasında davalı tarafından bildirildiği, mahkemece verilen sürelere rağmen davacının icra dosyasında yeni bir ödeme emri düzenlemediği görülmüştür. itirazın iptali davasının ön ..., ortada geçerli bir icra takibinin bulunması olup, davaya konu icra takip dosyasındaki ödeme emri mercii tarafından iptal edildiği ve davacıdan yeni bir ödeme emri düzenlemediği için eldeki davanın konusunun kalmadığı izahtan varestedir. Mahkemece davanın konusunun kalmadığı gözetilerek konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

          sayılı ödeme emrinin kalan borçlara ilişkin kısmı ile … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısmının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden; ara karar ile davalı idareden söz konusu ödeme emri içeriği borcun ceza kesme zamanaşımına uğramasını engelleyen bilgi-belgeler istenilmesine rağmen davalı idarece konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı ve belge gönderilmediği, buna göre bahse konu ödeme emri içeriği cezanın asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun şekilde tahakkuk etmemiş olması karşısında ödeme emri içeriği 2008 yılına ilişkin cezanın 31/12/2013 tarihi itibariyle ceza kesme zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmış olup, bu vergi ve cezalardan dolayı adı geçen şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına tesis edilen haciz işlemlerinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

            in davacı şirkette eylemli olarak çalıştıklarının ve davacı işverene bağımlı olduklarının kabülünün mümkün olmadığı, bu nedenle davalı kurum tarafından davacı şirket hakkında tahakkuk ettirilen ödeme emirlerinin yerinde olmadığı ve iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemece verilen karar eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55 inci maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58 inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

              İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/296 Esas sayılı dosyasıyla şikayet yoluna başvurulduğunu, açılan davanın sonucu beklenmeden takip alacaklısı-davalı şirket tarafından icra takip dosyasında yetki itirazının kabulü ile icra takip dosyasının yetkili icra müdürlüğü olan Manavgat İcra Müdürlüğüne gönderilmesi için talepte bulunulduğunu, dosyanın Manavgat İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, Manavgat 2.İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen bu ödeme emrine karşı davacı tarafından süresi içerisinde hem borca itiraz edilmiş, hem de ödeme emrinin iptali için Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinde şikayette bulunulduğunu, Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/199 Esas 2021/417 sayılı kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, karara karşı davalı şirket tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, ödeme emrinin iptali kararı kesinleşmeden yeniden 24/05/2021 (eski tarihli) tarihli olarak ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, İcra Hukuk Mahkemesinin kararı kesinleşmeden, aynı dosyadan yeniden ödeme emri...

              Aynı Kanunun 60. maddesinde ise; ödeme emrinin, alacaklı veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları ihtiva edeceği, 61. maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca da; takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine bağlanacağı, hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi gösterilmemiş, anılan icra takibinin neye istinaden başlatıldığı belirsiz kalmıştır. Ayrıca ödeme emri tebliğ zarfı üzerine, “Bu zarfta örnek 7 Ödeme Emri vardır” şerhi ibaresinin bulunduğu alacak belgeye dayanmadığından, ödeme emri ekinde borçluya tebliğe gönderilmesi söz konusu olamaz. Ancak, yukarıda belirtilen yasa hükümlerine aykırı olarak, borcun sebebinin, takip talebi ile ödeme emrinde gösterilmediği anlaşılmaktadır....

              Diğer yandan, davacı tarafından, yatırım konusu işletmenin aktif bir şeklide çalıştırıldığı, sözleşme hükümlerine uygun hareket edildiği, verilen taahhütlere uyulduğu, hibe sözleşmesinin feshi işleminin, sözleşme hükümlerine aykırı olduğu hususları ileri sürülerek düzenlenen ödeme emrinin iptali istenilmekte ise de; bahse konu iddiaların ihbarnameye ve sözleşmenin feshine yönelik işleme karşı açılan davalarda incelenebileceği, bu nedenle ödeme emrinin iptali istemiyle açılan işbu davada "borcum yoktur" kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu