İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davacının usulsüz tebliğ şikayetin reddine ancak ödeme emrinin iptali yönündeki şikayetin kabulüne karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; takibe dayanak senedin zaman aşımına uğradığından genel haciz yoluyla icra takibine başladıklarını bu çerçevede de borçluya örnek 7 nolu ödeme emri gönderdiklerini ödeme emrinin tebliğ edildiğini her ne kadar tebliğ zarfı üzerinde örnek 10 nolu ödeme emri ve eki yazmış ise de içerisinde örnek 7 nolu ödeme emri konularak tebliğe çıkarıldığını, mahkemenin takibin genel haciz yoluyla açıldığını göz ardı etttiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir....
Bu nedenle, icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı gösterilmesi ve ayrı ayrı ödeme emri tebliği gerekmekte olup, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık adına tek bir ödeme emri tebliğe çıkarılarak takip yapılması usulsüzdür. Yasanın emredici kuralından kaynaklanan bu husus hakkında şikayetçinin İİK'nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Öte yandan, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup, mahkemece de, kendiliğinden gözönüne alınmalıdır. Esasen bu hususlar mahkemenin de kabulündedir. O halde, adi ortaklık adına yapılan takibin geçerliliği bulunmadığından, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptali ile yetinilmesi isabetsizdir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: … Tiner Kimya Mermer Elektrik İnşaat Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinden oluşan vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; olayda, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarını ihtiva eden asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emri Mehmet Kıran isimli şahsın ikametgah adresi olan "…Mah. …Sok....
Birliği Başkanlığı adına çıkarılan ödeme emri ve tebligat parçasının mevcut olduğu, davacı adına düzenlenmiş ödeme emri ve tebligat parçasının olmadığı, davacıya 2007/11663, 2007/11664, 2007/11665, 2008/11659, 2008/11660, 2008/11661 takip numaralı dosyalarda ödeme emri tebliğ edildiği, bu takiplere ilişkin belgelerin arasında da 2007/11660 ve 2007/11663 sayılı takipler haricinde davacı adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin olmadığı anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....
Somut olayda alacaklının, borçlu aleyhine “ipoteğin paraya çevrilmesi” yolu ile ilamsız takip başlattığı, örnek 9 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun, süresinde itiraz etmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, Gölcük İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/64 Esas-2014/98 Karar sayılı ilamında, ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu, bu nedenle icra müdürlüğünce icra emri gönderilmesi gerekirken ödeme emri gönderilmesinin doğru olmadığı, alacaklı tarafça ödeme emrinin iptali yönünde şikayette bulunulması gerekirken itirazın kaldırılması talep edilmesinde hukuki yarar olmadığından istemin reddine karar verildiği, alacaklının bu karara istinaden icra müdürlüğüne başvurarak borçluya icra emri gönderilmesi talep ettiği, talebin icra müdürlüğünce 17/09/2014 tarihinde kabul edilerek borçluya icra emrinin 23/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Üye Dr. ...’in Karşı Oy Yazısı Alacaklı banka mahkemeden aldığı ihtiyati haciz kararı sonrası 25.10.2019 tarihinde icra takibine başladığı, borçlulara ödeme emri çıkarılıp 30.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 25.10.2019 tarihinde henüz ödeme emri tebliğ edilmeden önce borca itiraz edildiği, alacaklının itirazın iptali davası açtığı, sonrasında davadan feragat ettiği görülmektedir. 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifenin B/1-3 fıkrası gereğince ödeme veya icra emrinin tebliği üzerine hacizden önce ödenen paradan yüzde 4,55 oranında tahsil harcı alınacağı öngörülmektedir....
davası niteliğinde olduğu ve bir süreye bağlı olmaksızın, açılabileceğinin kabulü gerekir.Buradan hareketle, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip olmaksızın, yapılan hacizlerin iptali gerektiği açıktır. ./.. -2- Diğer takip dosyaları bakımından ise, davacı hakkında düzenlenerek kesinleşmiş bir ödeme emri olup olmadığı araştırılmalı, kesinleşen ödeme emirlerinin varlığı halinde, şimdiki gibi, aksi takdirde, kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, yapılan hacizlerin iptaline karar verilmelidir....
GEREKÇE : Dava ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir....
İİK'nun 58/3. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu'nun 02.02.2000 tarih ve 2000/12-50 E., 2000/47 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK'nun 61/l. maddesi (2). cümlesi gereğince takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda, alacaklının, takip talebinde, takip dayanağı olarak 05.07.2013 tanzim tarihli senedi gösterdiği, ancak, borçlulara 10.04.2014 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebligat parçalarının incelenmesinde senedin tasdikli örneğinin borçlulara ödeme emri ekinde gönderilmediği görülmektedir....
- K A R A R - Dava ödeme emri tebligatı usulsüzlüğüne dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesince usulsüz ödeme emri tebligatının sıra cetvelinin iptali sebebi olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.1997 gün ve 1997/19-842, 1065 E.K. sayılı kararı uyarınca ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı yönündeki iddianın sıra cetveline itiraz konusu yapılamayacak bulunmasına göre, davacı şirket vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İcra ve İflas Kanunu’nun 366 ncı maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....