Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Davacı, limited şirket ortağı olup borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir, mahkemece davacının Kırgızistan'da ikamet ettiği bu hali ile kurumca çıkartılan ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği, 29.9.2008 tarihinde şirkete ortak olduğu 09.12.2009 tarihinde hissesini devrederek ayrıldığı ortaklık döneminde şirkette her hangi bir yöneticiliği, temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptali ve bu ödeme emirleri için kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

    Maddesine dayanarak ödenmesi gerektiğini, aksi takdirde 6183 sayılı kanunun cebri icra hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, ödemeye çağrı mektubunun iptali için yürütmenin durdurulması talepli idare mahkemesinde dava açtığını, ayrıca gönderilen ödeme emrinin iptaline yönelik mahkeme kararının Danıştay tarafından onadığını, böylelikle ödeme emrinin hukuka aykırılığının tespiti ve iptali sonucu gayrimenkul ve menkullere konan hacizlerin ve tüm tedbirlerin ortadan kalktığını ileri sürerek dosyada mevcut tüm haciz ve tedbirlerin fekkine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile "hacizlerin fekki talebinin reddine" ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına, tedbirlerin kaldırılması kararına yönelik şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İcra mahkemeleri, İİK'nun 4.maddesi gereğince, icra müdürlüğü işlemlerine karşı yapılan itiraz ve şikayetleri incelemekle görevlidir....

      Uyuşmazlık konusu olan husus, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmemesi nedeniyle, alacaklının ihtiyati haciz kapsamında haczedilen araç ve taşınmazların kaydından ihiyati hacizlerin kaldırılması isteminin alacağın haricen tahsili kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği ve tahsil harcı alınmasının mümkün olup olmadığı noktasındadır....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu borcun dava dışı şirketin 1995/01-2002/10 yıllarına ait olup, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde ödeme emrinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, kurum alacağının zamanaşımına uğradığı, dava konusu ödeme emirlerinin davacılardan ...'ya tebliğ edildiği, diğer 2 davacıya tebliğ edilmediği , tedbirin kaldırılması kararına itirazın reddinin istinaf talebinin HMK 362 /1 maddesi gereğince dava konusu ödeme emirleri zamanaşımına uğradığı ve takibin devamı halinde telafisi güç zarar meydana gelme ihtimali bulunduğu nazara alınarak reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; "I-... Anadolu 20....

        emrine karşı dava devam etmekte iken terkin edilmesine karşın bu hususun ödeme emrinin görülmekte olduğu mahkemeye bildirilmediği, bunun üzerine …Vergi Mahkemesince dava konusu ödeme emrinin iptali isteminin reddine karar verildiği ve bu kararın yasa yollarına başvurulmayarak kesinleştiği, anılan mahkeme kararı üzerine daha önce terkin edilen vergilerin tamamının (haksız çıkma zammıyla birlikte) düzenlenen ödeme emirleri ile e-tebliğ yapılmak suretiyle davacıdan istenildiği, mahkeme kararı gereğince düzenlenen ödeme emirlerine karşı dava açılmadığından kesinleşen ödeme emirleri üzerine dava konusu e-haciz uygulamalarının yapıldığının anlaşıldığı olayda, e-hacizlerin dayanağı olan …Vergi Mahkemesi kararı üzerine düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya 09/10/2018 ve 20/12/2018 tarihlerinde tebliğ edildiği, e-tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu ve e-tebliğ üzerine de dava açılmayarak kamu alacağının kesinleştiği, aksi yönde davacının bir iddiası da bulunmadığı görüldüğünden dava konusu...

          Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "DAVANIN KABULÜNE 1- Davacıya gönderilen ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeni ile iptallerine, 2- Davacıya ait 36893/1 Ada Parsel 10 numaralı olan ve Mutla mahallesi Mamak/ANKARA adresindeki taşınmaz üzerine (Ulucanlar SGM'nin 13/04/2016 tarih 21611296 sayılı haciz yazısı ile 105. 988,40 TL borç nedeni ile) konulan haczin kaldırılmasına" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda; mahkeme kararının eksik araştırmaya dayaı olduğunu ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava ödeme emirlerinin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir....

          Davacı/borçlu her iki takip dosyasında haciz konulan taşınmazı ile ilgili meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de; düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihi gözetildiğinde, davacı/borçlu vekilinin her iki takip dosyasına da sunmuş olduğu borca itiraz dilekçeleri süresinde olduğundan ve takip duracağından, takip kesinleşmeden konulan tüm hacizlerin de bu nedenle icra müdürlüğünce kaldırılması gerekeceğinden, artık düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihinden önce konulan ve kaldırılması gereken hacizlere dayalı meskeniyet şikayetinin de konusu kalmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, Kurumdan ölüm aylığı alan davacının aylığını, aktif sigortalı olması nedeniyle iptal eden ve yersiz ödendiği iddiasıyla davacıya ödenen aylıkları ve sağlık harcamalarını geri isteyen Kurum işlemlerinin iptali ve davacının aktif SSK'lı olarak çalışmadığının tespiti ile sigortalılık tescil işleminin iptali ve aynı dönemde davacının isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 3-Birleşen davalar, ...’in çalışmaları nedeniyle, davalı Kurum tarafından birleşen dosyaların davacısı Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir....

            Mahkemece, davacılara yöntemince tebliğ edilip kesinleşmiş ödeme emri olup olmadığı belirlenmeli, dosya içeriğinde 24.247,05TL tutarında prim borcu için düzenlenen 2009/15718 sayılı tek ödeme emri bulunması, hacizlere konu edilen borç döneminin ise 2008-2012 olarak belirtilmiş olmasına rağmen mevcut ödeme emrindeki borç dönemlerinin 2008 ve 2009 yılı muhtelif aylarına ilişkin bulunması da gözetilerek mevcut çelişki giderilmeli, bu kapsamda 2009-2012 dönemine ilişkin Kurumca yapılan takip ya da ödeme emri tebliğinin söz konusu olup olmadığı da araştırılıp belirlenmeli, davacıların yönetim kurulu üyesi, üst düzey yönetici ve yetkili oldukları dönemlerin başlangıcı ve sonu itibariyle belirlendikten sonra Kurumca konula hacizlerin yerinde olup olmadığı ve söz konusu borçlardan dolayı davacıların sorumlu olup olmadığı hususları açıklığa kavuşturulmalı, diğer taraftan dava dışı anonim şirketin dava konusu edilen borçları nedeniyle yapılandırma talebi olup olmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak...

              Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emirlerinin iptali istemiyle davacı şirket vekili tarafından 25.2.2005 tarihinde dava açıldığı, akabinde 19.4.2005 tarihli tahsilat makbuzları ile bu ödeme emirleri içeriği vergi ve cezaların davacı şirket tarafından ödenmesi üzerine davalı idarece sözkonusu ödeme emirlerinin iptal edildiği ve davacı şirketin 21.12.2000 tarihinde iktisap ettiği ve tapusunda tarla yazan taşınmazına bu tarihten itibaren %3 oranında arsa vergisi yerine %2 oranında bina vergisi ödemesi nedeniyle aradaki farkın tahsili amacıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmış olup, bu hali ile davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacı şirket, kendi rızası ile ödeme emirleri içeriği borçları ödediğinden, yargılama giderleri ve davacı vekiline ait vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu