Dava; nafakanın kaldırılması - azaltılması istemine ilişkindir. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; iştirak nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
TMK. mad. 176/4 hükmüne göre ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331.madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır. Tarafların, 16.12.2005 tarihli kararla boşandıkları ve velayeti anneye verilen 1996 ve 1998 doğumlu müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 100'er TL'den toplam 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iş bu davanın 23.08.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya sunulan sosyal inceleme raporları, ortak çocukların ve tanıkların beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davalı anne ve çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebinin çocukların yüksek menfaatine olmayacağı, çocuklar İbrahim ve Kağan yaşanan olaylardan dolayı annelerine duydukları kırgınlık ile anneleriyle görüşmek istemediklerini beyan etmiş iseler de anneleri ile bağlarının kopmaması ve çocukların gelişim dönemlerinde annelerine de ihtiyaçlarının bulunduğu kgerekçesiyle çocuklar ile davalı anne arasında kurulmuş olan kişisel ilişki tesisinin tamamen kaldırılması talebinin reddine ve çocuklarının anneleri ile arasında belli bir uyum seviyesine ulaşana kadar ortak çocuklar ile davalı anne ile arasında; her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günleri sabah saat 10.00’dan, cumartesi günü saat 17.00’ye kadar, dini bayram günlerinin 2. günü saat 10.00’dan aynı...
Mahkemece; nafakaların bağlandığı tarihten sonra davacının iş değişikliği olduğu ve şu anda aylık net 958 TL gelir elde ettiği, davacının ekonomik ve sosyal durumunun değiştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 250 TL ye, iştirak nafakalarının aylık 200' er TL ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir. ./.. -2- TMK.nun 176/4.maddesinde; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder....
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır (TMK md.176/3). Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılması karar verilebilir (TMK md.176/4). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerektiği belirtilmiştir. Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; Denizli 3....
Davacı kadın yatılı şahsi ilişkinin kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de çocukların yaşları , babanın çocuklara yönelik olumsuz davranışının bulunmaması, çocuklarla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin çocukların baba sevgisini tatması ve baba ile birlikte vakit geçirmelerinin menfaatlerine olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince belirlenen kişisel ilişki süresinin içtihatlara ve çocukların menfaatlerine uygun olduğu görülmekle davacı kadının yatılı şahsi ilişkinin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Nafakanın Artırılması, Kaldırılması ya da Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından ziynet davasının reddi, nafakalar ile tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının nafaka artırım davasının kabulü, nafakanın kaldırılması veya azaltılması davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, feri taleplerin reddi, velayet ile kadın yararına hükmolunan fer'iler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kurulan Kişisel İlişkinin Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2020 (Prş.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2021 (Çar.)...