DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava şahsi ilişkinin kaldırılması isteminden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların Eskişehir 3....
gerekçesi ile; "Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 1- )Müşterek çocuklar Fatma Nur Yağız'ın ve Talhacan Yağız'ın velayetlerinin davacı babaları T1 verilmesine, 2- )Müşterek çocuk Osman Toprak Yağız'ın velayetinin davalı anneye bırakılmasına, 3- )Velayeti anneye verilen müşterek çocuk Osman Toprak Yağız ile davacı baba arasında şahsi münasebet tesisine, 4- )Velayeti davacı babaya verilen müşterek çocuklar Fatma Nur Yağız ve Talhacan Yağız ile davalı anneleri arasında şahsi münasebet tesisine, 5- )Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26/02/2019 tarihli 2019/79 esas 2019/90 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar Fatma Nur ve Talhacan için davacı baba aleyhine hükmedilen 300,00 'er TL iştirak nafakasının KALDIRILMASINA, Osman Toprak Yağız için hükmedilen iştirak nafakasının aynı şekilde DEVAMINA," karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 18.10.2018 (Prş.)...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Tuğrul bey ile nişanlandığını, evlenmek için pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamaların kalkmasını beklediğini, annenin, her zaman çocuklarının menfaatini kendi menfaatinden üstün tuttuğunu, bu nedenlerle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davalı anne ile müşterek çocuklar arasındaki şahsi ilişkinin, fiili duruma uygun olacak şekilde düzenlenmesine karar verilmesine talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davanın reddine karar verilmiştir....
devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay 2....
Mahkemenin gerekçesine bakıldığında müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, ancak baba ile çocuk arasında kurulan şahsi ilişkinin gerekçesinin bulunmadığı, ayrıca hükümde baba ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulmuş ise de, yargılama süresince tedbiren olmak üzere hafta sonu ve dini bayramların 2.günü sınırlı şekilde şahsi ilişki tesis edildiği, Şubat tatili ve yaz tatili için baba ve çocuklar arasında şahsi ilişki kurulmadığı gibi, yargılama süresince tedbiren şahsi ilişki kurulduğu, karar kesinleştiğinde devam edecek bir şahsi ilişki düzenlemesinin yapılmayarak TMK 182. maddeye aykırı hareket edildiği , sömestr tatili ve yaz tatili için neden şahsi ilişkinin kurulmadığının gerekçesinin yazılmadığı bu şekilde gerekçesiz olarak ve yargılama süresince tedbiren sınırlı olacak şekilde şahsi ilişki kurulmasının hatalı olduğu, bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerektiği, mahkemece, şahsi ilişki konusunda taraf beyanları alınarak ve gerekirse SİR alınarak şahsi ilişki konusunda...
Mahkemece; tarafların mali ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamından yoksulluk nafakasının arttırıldığı tarihten sonra tarafların mali ve ekonomik durumlarında her hangi bir değişiklik olmadığı, bu nedenle de talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....
Boşanma kararının kesinleştiği 24.03.2006 tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 13.01.2015 tarihi arasında geçen yaklaşık 9 yıllık sürede müşterek çocuklarının ihtiyaçlarının arttığının sabit olması karşısında, müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarında TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında artışa hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 2-Yoksulluk nafakası artırım talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Ancak, TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafakanın takdir edildiği tarihten sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Dava; nafakanın kaldırılması - azaltılması istemine ilişkindir. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; iştirak nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....