O halde, idrak çağında bulunan ortak çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşü alınarak ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, anne soyadını kullanmaya izin konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple, Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının çocuğun soyadının anne soyadı ile değiştirilmesine izin davası yönünden BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
HUKUKÎ SÜREÇ 1.Sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2018, 21.02.2019,19.09.2019 tarihli iddianameleriyle çocuğun cinsel istismarı ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından kamu davaları açılmıştır. 2.İstanbul 17....
topluma kazandırılması için davacının elinde geleni yaptığını, çocuğun toplum içine çıkması için bir iş bulalım demesi üzerine davalının çocuğun dışarıya çıkmasına yasak koyduğunu, diğer çocuğun da dayısının yanında çalıştığını, davalının bunu istemeyerek çocuğu işten çıkardığını, ancak askerden sonra iş bulamayan çocuğun tekrar dayısının yanında çalışmaya başladığını, davacının telefonunun bozulması üzerine davacının evde bulunan birkaç altını satıp telefon alalım demesi üzerine davacıya telefon alındığını, ancak davalının daha eve gelmeden '' Sen bu telefonu neden aldın, kötü yerlerde kullanacaksın, kendine koca bulacaksın'' şeklinde iftirada bulunduğunu, davacının bu sözler üzerine telefonu istemediğini davalıya söylediğini, sonrasında davalının davacının dışarıya çıkmasına izin vermediğini, hapis hayatı yaşattığını, davacının anne babasının hacca gidecek olması nedeniyle davacının ailesinin yanında kalması üzerine davalının davacıya daha çok sinirlenerek...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddine, ancak; Ölen ile suça sürüklenen çocuğun arkadaş oldukları, olay tarihinde, ölen ile suça sürüklenen çocuğun arkadaşları ile buluşup, gece geç vakitlere kadar oturdukları, dönüşte ölenin daha önceden bir arkadaşına emanet verdiği bisikletini aldıkları, ölenin bisiklete bindiği, suça sürüklenen çocuğun da motorsikletine bindiği, ölenin de bisiklete binmiş olarak, suça sürüklenen çocuğun sağ omuzundan sol eliyle tutup, 30-40 km hızla birlikte gitmeye başladıkları, suça sürüklenen çocuğun öleni omuzunu bırakması için uyardığı, ölenin suça sürüklenen çocuğun omuzunu bıraktığı anda dengesini kaybedip yol kenarındaki çöp konteynırına kafasını çarparak öldüğü; keşif trafik bilirkişi raporu ile suça sürüklenen çocuğun, bisiklet sürücüsünün kendisine tutunmasına ve asılmasına...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...velayet hakkına sahip davacı annenin kendi soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çocuğu olumsuz şekilde etkilediğini ve babanın çocuğu ile ilgilenmediğini ileri sürerek çocuğun soyadının kızlık soyadı olan "Dağ" olarak değiştirilmesini talep ettiği, ortak çocuk T4 01/07/2016 doğumlu olup çocuğun mevcut soyadının gülünç veya başkaca bir şekilde çocuğun yaşamında zorluk yaşatacak şekilde olmadığı, çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesinde haklı ve meşru nedenlerin ispatlanamadığı ve çocuğun üstün yararının bulunduğunun kanıtlanamadığı, davacı annenin 2020 yılında ikinci bir evlilik yaptığı ve davacı annenin hali hazır soyadının evlilikten dolayı "Dağ Sönmez" olduğu, küçüğün soyadının değiştirilmesi halinde dahi çocuğun ne anne ne de baba ile aynı soyadı taşımayan bir soyada sahip olacağı, bu durumun ise çocuk açısından daha sıkıntılı durumlara neden olabileceği ve çocuğun menfaatini zedeleyeceği kanaatine varılmış...
Vasi tarafından açılan davalarda davayı incelemekte olan hakimin yargılamayı sürdürebilmesi için vasiye dava açması konusunda vesayet makamı tarafından izin verilip verilmediğini öncelikle araştırması zorunludur.(TMK'462/8) Acil olan hallerde vasi vesayet makamının izni bulunmadan da dava açabilir ise de dava açıldıktan sonra eksik olan izin kararı vesayet makamından alınmadan açılmış davaya devam edilemez. Bu konu kamu düzenine ilişkindir ve vasinin bu yönde izin alıp almadığı mahkemece re'sen gözetilir. Vasinin izin almaksızın davayı açması halinde mahkemenin, vasiye bu yönde ilam alıp sunmak için uygun bir süre vermesi gerekir. Vasi atama ve husumete izin işlemleri sonradan tamamlanmışsa eldeki davada sıfat yokluğundan söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacının fesih tarihinde (2010 yılında) yurtdışına çıkıp çıkmadığı, ilgili kurumdan sorularak, alınacak cevap ve belge eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
nın yurtdışına gidebilmesi için teminat amacıyla geçici olarak adına tescil ettirdiğini, davalının yurtdışına gitmediği gibi taşınmazı iade etmediğini ve davalı ile arasındaki amca yeğen ilişkisini bilen yakın arkadaşı diğer davalı ...'a tapuda satış göstermek suretiyle devrettiğini ileri sürerek davalıların kötüniyetli iktisapları nedeniyle tapu kaydının iptali ile adına tescile, olmazsa taşınmazın değerinin tespit edilerek tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiş, diğer davalı ..., çekişme konusu taşınmazın satış bedeli olan 400.000 TL'nin ...'nın hesabına yatırıldığını, davacı tarafından daha önce diğer davalı ... aleyhine aynı neden ve konuda ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu....
gönderdiklerini ifade etmesi karşısında, eşyanın yurtdışına gönderilip gönderilmediği hususunun araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davalı ...’ın Üniversitede görevliyken 2547 sayılı Yasanın 33. maddesi gereğince lisansüstü eğitim yapmak amacıyla yurtdışına (ABD’ye) gönderildiğini, öğrenimini tamamladığı halde mecburi hizmetini yapmak üzere üniversitedeki görevine başlamadığından müstafi sayıldığını, yurtdışına çıkarken verilen yüklenme senedi gereğince davalıların sorumlu olduğunu, adına yapılan 227.506 ABD doları ile 66.772.000 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir....