"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Müşterek çocuk 02.11.2005 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 28.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dava ise, yaklaşık beş yıl sonra 15.03.2012 tarihinde açılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/408 E. - 2018 1537 K. Sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verildiği, müşterek çocucğun velayetinin davalı anneye verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına alınan sosyal inceleme raporuna göre, müşterek çocuğun annesi ile birlikte yaşadığı, annenin velayet görevini yerine getirdiği ve velayet görevini kötüye kullandığının ve davalı annenin çocuğun fiilen bakımını üstlenmediği hususunun ispat edilemediği anlaşılmakla çocuğun velayetinin annede bırakılmasına yönelik karar isabetli olduğu, davacı tarafın delillerinin toplandığı, bu hali ile davacının istinafının reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Baba soyadını veya çocuk ergin olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değiştirmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde, velayete sahip baba bu hakka dayanarak, kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, kendi soyadları baki kalmak üzere babanın velayeti altındaki çocuğunun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasanın emredici kurallarına aykırı olarak ve yerinde bulunmayan gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 17.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın (babanın onayı olsa dahi) reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
talepli davasının kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 4.Dairece 2022/7576 Esas, 2022/7095 Karar sayılı ilamıyla; davacı- davalının nafaka davasının reddine ilişkin karar kesin olduğundan, davacı-davalının temyiz dilekçesinin iştirak nafakası davası yönünden reddine karar verilmiş, ortak çocuğun 21.03.2003 doğumlu olduğu, temyiz aşamasında ergin hale geldiği, velâyetin değiştirilmesi davasının konusuz hale geldiği, toplanan delillerden davanın açıldığı tarihte velâyetin değiştirilmesi koşulları oluşmamış, davacı-davalı annenin haklılığı ispatlanamadığı, o halde bu husus gözetilerek davalı-davacı annenin velâyetin değiştirilmesi davası hakkında, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Konya 3.Aile Mahkemesinin 2014/752 Esas 2014/704 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, Konya 4.Aile Mahkemesinin 2015/94 Esas 2015/1459 Karar sayılı dosyası ile davacı annenin açtığı velayetin değiştirilmesi davasının, davalı babaya ait 03/11/2015 tarihli doktor raporunda bipolar bozukluğunun hali hazırda çocuk bakmasına engel olmayacağı, babanın anne ile çocuğun görüşmesini engellediği iddialarının ispatlanamadığı, babanın velayet görevlerini ihmal etmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın Yargıtay ilamı ile 23/11/2016 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır....
23/07/2018 tarihinde cezaevine girdiğini ve halen de cezaevinde olduğunu, müşterek çocuğun,davalının yeni eşiyle beraber Akbük-Muğla'da işlettikleri gece geç saatlere kadar hizmet veren alkollü bir kafede çalıştırılmaya devam ettiğini, davalı babanın cezaevinden arayıp müşterek çocuğu azarlayıp küfür edip tehdit ettiğini, müşterek çocuğun cezaevinden arayan davalının, kovması üzerine otostop çekerek Akbük'ten Muğla'ya geldiklerini, annelerini arayıp İstanbul'a gelmek istediklerini söylediklerini, müvekkilinin kendi geçimi ile müşterek çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yaşama sahip olduğunu, belirterek velayetin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'in soyadının "Akbuğa" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik dışı doğan çocuğun tanıma ile kazandığı "Akdemir" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin "Akbuğa" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ergin kişi değil, Halil çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik dışı doğan, velayeti anneye verilen cocuğun, tanıma yolu ile kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'nın ..., 'nın da .... olan soyadının .... olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocukların doğumla kazandığı aile soyadlarının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği .... soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen .... ve ... ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de, aynı yönde karar vermesi; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir....