"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması- Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı anne tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke; çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.1; TMK m.339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
babası tarafından ihtiyaçlarının karşılandığı, bakımının iyi bir şekilde yapılıp, babasının yanında çocuğun mutlu olduğu, velâyetinin babada kalması yönünde görüş bildirildiği, babanın velâyet görevini kötüye kullandığına, çocuğu ihmal ilişkin bir hususun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının velâyetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş; tarafların mevcut duruma göre aynı şehirde yaşadığı, kişisel ilişki kurulmasındaki amacın, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanması olduğu, kişisel ilişkinin çocuk ile velâyet kendisinde olmayan anne arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına uygun olması gerektiği, değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesinin gelecek yıllarda her zaman istenebileceği, velâyeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk ile anne arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak, annelik duygusunun tatminini sağlamaya ve aynı zamanda çocuğun yaşına uygun...
Dava, bu nitelendirme ile evlilik içinde doğan çocuğun annenin soyadı ile değiştirilmesine ilişkin olup, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olarak talepte bulunulmamış, haklı nedene dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi istenilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanılması ile ilgili olarak talep edilmediği anlaşılan ergin olmayan çocuğun soyadının değiştirilmesi talebinin haklı nedene dayandırıldığı ve 4787 Sayılı Yasanın 4/1. maddesi hükmü gereğince Aile mahkemelerinin görevi dışında olduğu belirlenmiştir. Bu nedenlerle, uyuşmazlığın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. Madde hükmü uyarınca genel hükümlere dayalı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba tanıma yoluyla nesep ilişkisi kurduğu, yasa gereği velayeti annede olan ortak çocuk Çağla'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın, çocuğun ön ad ve soyadının velâyet hakkına dayanarak değiştirilmesi davası niteliğinde olduğu, çocuğun ön adının değiştirilmesine ilişkin talep ve davanın Bölge adliye Mahkemesince tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, davacının çocuğu davalıya göstermek istemediği, davalının 2017 yılında iş kazası geçirdiği, aylarca hastanede tedavi gördüğü, %82 engelli duruma düştüğü, çocuğun soyadının değiştirilmesini haklı kılan vakıaların ispatlanmadığı, çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilendiğine dair objektif ve tarafsız delil sunulmadığı, çocuğun üstün yararının kanıtlanamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf isteminin kabulü ile davacının çocuğun soyadının değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tüm bu iddialarının soyut mesnetsiz ifadelerden ibaret olduğunu, Turhal 1 Asliye hukuk mahkemesinin (aile) 2019/2 Esas ve 2019/1 karar ile çocuğun velayeti babası olarak tarafına bırakılmış olup aradan 1 yıl bile geçmediğini, velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir sebebin olmadığını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkile bırakıldığından kanun gereği çocuğun sahip olduğu haklar açısından Turhal 2 Asliye hukuk mahkemesinin 2019/216 Esas nolu dosyasıyla iştirak nafakası açtıklarını, ilk duruşmada 200,00 Tl çocuk yararına tedbir nafakasının bağlandığını, davacı tarafın bunun üzerine sırf çocuğun nafaka almasını engellemek ve davayı gereği çekmek ve çocuğun velayetini değiştirilmesi için davayı açtığını, davacının çocuğa bakmak gibi bir derdinin olmadığın, müşterek çocuklarına bakacak bir maddi gücününde bulunmadığını, yine müşterek çocuklarına bakacak bir ortamının bulunmadığını, kendisinin ailesi ile birlikte...
Ayrıca idrak çağında olan müşterek çocuğun mahkemede pedagog eşliğinde beyanı alınmış, müşterek çocuk İnci Ceylin beyanında babasıyla en son 2021 yılında babası ve üvey annesi tatile geldiklerinde 1 gün görüştüğünü, babasının kendisini aramadığını, telefonla da görüşmediklerini, bir keresinde babasıyla görüşmek istediği için anneannesinin kendisini Sakarya'ya götürdüğünü , orada üvey annesinin kendisine çok kötü davranmaya başladığını , babasıyla görüşmek istemediğini beyan etmiştir. Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, alınan raporlar ve müşterek çocuğun duruşmadaki beyanları değerlendirildiğinde velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı , müşterek çocuğun annesi ile yaşamaya devam etmesinin çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından yararına olacağı kanaati oluştuğundan davacının davasının REDDİNE,"karar verilmiştir....
GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi - iştirak nafakası talebine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Rumeysa 14/12/2005 doğumlu olup idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocukların bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir. Yani çocukla ilgili karar verilirken, çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır....