Bu durumda mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, velayet hakkına dayalı olarak çocuğun ad ve soyadının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli Mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunda tereddüt bulunmamaktadır....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu nedenle mahkemenin ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davaya bakması yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Koruma Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından, koruma kararının kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, veleyati babada bulunan ortak çocuğun velayetinin kendine verilmesi ve halen kurumda bulunan ortak çocuğun koruma kararının kaldırılması için dava açmış, mahkemece, velayetin değiştirilmesi istemi kabul edilmiş, koruma kararının kaldırılması isteminin ise reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davacı baba tarafından velayet değiştirilmesi davasının kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; istinaf aşamasında 18/04/2022 tarihli dilekçede davalı tarafından velayete konu çocuğun 07/04/2022 tarihi itibariyle reşit olduğunun bildirildiği, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin talep edildiği dikkate alındığında, davalının istinafa konu velayet değiştirilmesi kararı yönünden çocuğun 07/04/2022 tarihinde reşit olduğu anlaşılmakla davacının velayete yönelik istinaf başvurusu konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....
Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın veya ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma kararı ile müşterek çocuğun velayet hakkının, annenin durumunun gelirinin olmaması, ailesinin yanında kalacak olması nedeni ile babaya verildiğini, TMK 183 maddesinde düzenlenen velayetin anneye verilerek değiştirilmesi şartlarının oluştuğunu, davalı babanın yeniden evlendiğini, yeniden evlenmesinin velayet hakkınn değiştirilmesi nedeni olduğunu, davalının yeni eşinin de çocuğu olduğunu, davalının müşterek çocuk ile ilgilenmediğini, davalının yoğun çalıştığını, çocuğa babaannenin baktığını, onun evinde kaldığını, müşterek çocuğun anne yanında kalmasının müşterek çocuğun üstün yararına olduğunu, annenin bakım ve sevgisine muhtaç olduğunu, karar gerekçesinin hatalı olduğunu, müşterek çocuğun idrak çağında olduğunu, beyanının alınmasının gerektiği, müşterek çocuğun baba ve yakınlarından etkilendiğini, SİR raporundaki beyanına itibar edilemeyeceği, karar gerekçesine itibar...
in “Pelen” olan soyadlarının "..." olarak değiştirilmesi istenmiştir. Mahkemece, davacı Melisa yönünden davanın kabulüne, küçük ... yönünden ise davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda iki ayrı davacı olup, davacı Melike yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 27.maddesi kapsamında haklı nedene dayalı soyadın değiştirilmesi istemi, küçük ... yönünden ise velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği dışında doğan, kanun gereği velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'ın “..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
Dosya kapsamına göre, müşterek çocuğun anne yanında kalmaya devam etmesinin ve velayetin annede bırakılmasının çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ispat edilememiştir. Öte yandan görüşmek için baba tarafından alınan ortak çocuk velayet annede olmasına rağmen görüşme süresi sonunda anneye teslim edilmemiştir. Baba hakkında çocuk kaçırma eylemi nedeni ile derdest ceza davası bulunduğu ve sosyal inceleme raporu içeriğine göre, çocuğun anne ile görüşmesine izin verilmediği, çocuğun anne özlemi çektiği, çocuğun yaşı nedeniyle anne sevgisine ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda velayetin değiştirilmesi talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması da davalı tarafından istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü temyize cevap dilekçesi ile murafa talep eden davalı ... vekili Av. ..... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ile vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetinin değiştirilmesi talep edilen müşterek çocuğun idrak çağında olduğu anlaşılmaktadır....