"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜMLER : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olmakla; suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde işlediği ve hükmün açıklanmasına gerekçe olan TCK'nin 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşıldığından, söz konusu ihbar edilen ilamdaki suç yönünden kanun değişikliği kapsamında uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden sorularak ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde başka bir suç işleyip işlemediği de araştırılarak sonucuna göre, kararın açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi...
Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan ceza tayin edilirken uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle 103 üncü maddesinin birinci fıkrası yerine 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi olarak gösterilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur. IV. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Küçükçekmece 13....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/141 ESAS 2019/410 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus ( Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Kemalpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/12/2019 tarih 2019/141 Esas 2019/410 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı Hakkı Çelik'in evlilik dışı birlikteliklerinden 15/12/2014 doğumlu Eslem adında çocuklarının olduğunu, Hakkı Sarıçelik'in küçük Eslem'i tanıdığını, Eslem'in soyisminin Sarıçelik olarak kaydedildiğini, davacı ile çocuğun soyadlarının farklı olmasının hem davacıda hem de çocukta fazlasıyla rahatsızlık yarattığını, çocuğun sürekli olarak annesine senin soyadın Ateşlioğlu değil Sarıçelik diye söylendiğini, çocuğun annesinin farklı soyisim taşınmasını kabullenmediğini, bu durumun çocuğun psikolojisini...
Taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar (MK m. 8; 28/1) ve ölümle sona erer (MK m.28/1). Taraf ehliyeti ölümle sona ereceğinden, dava tarihinden önce ölmüş olan kişi adına dava açılamaz; açılmışsa (ve HMK m. 124 hükümlerinin uygulanması da söz konusu değilse) reddedilir. 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi, "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....
Dolayısıyla bu tür davalarda ispatı gereken husus soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı değil çocuğun üstün yararına aykırı olup olmadığı hususudur ki bu durumda da ispat yükü soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu iddia edecek olan tarafa düşer.Çocuğun soyadı ve üstün yararı sözkonusu olmakla mahkemece de soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına aykırı olup olmayacağı re'sen değerlendirilebilir.Açıklananların aksinin kabulü davayı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 ve müteakip maddelerinde yer alan haklı sebeple isim-soyisim değişikliği davasından farklı kılmayacaktır ki bu durumda da görevli mahkeme aile mahkemesi olmayacaktır.Ayrıca soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına olup olmadığının ispatı zorunluluğu hukuki ihtilafın sadece bu üstün yarar noktasında araştırılmasını,velinin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarından olan velayet hakkından kaynaklanan haklarının araştırılmasını ve değerlendirilmesini de fiilen ortadan...
Somut olayda; velayet hakkına sahip anne, anneyle çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle çocuğun rahatsız olduğunu, resmi işlemlerde sıkıntı yaşadığını belirterek çocuğun soyadının annenin soyadı olarak Kılıçkan soyadıyla değiştirmek istediğini beyan etmiştir. Çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirmesi nedeniyle çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi dinlenen tanık beyanlarından da çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak çocuğun kişisel ilişki kapsamında baba yanına gitmek istememesi üzerine baba ile kişisel ilişkinin azaltılmasına yönelik olduğu, dosyada bulunan çocuk teslim tutanaklarında ortak çocuğun baba yanına gitmek istemediği, ikna edilerek günü birlik görüşmenin sağlandığı, baba ile ile görüşmek istemediğini söyleyerek ağladığı yönünde izlenimlerin olduğu, açıklanan deliller uyarınca çocuk ile baba arasında yatılı ilişkinin tamamen kaldırılması çocuğun gelişimi, çocuk ile baba arasındaki iletişimin gelişmesini engelleyeceği, çocuğun babaya daha da yabancılaşmasına neden olacağı değerlendirilerek, kişisel ilişkiden beklenen çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlama amacını zedelemeyecek ve çocuğun menfaatine aykırı düşmeyecek suretle yatılı ilişkinin azaltılması kararı verildiği, yatılı ilişkinin azaltılması...
Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir. Somut olaya gelince; soyadı değiştirilmesi istenen ...'...
Dava dilekçesinde ad değişikliği için iki ayrı sebebe dayanılmış olup bunlardan ilki; Davalı babanın çocuğun adını tek başına ve davacı anne istememesine rağmen "İlhan" olarak koyduğu. (Çocuğun adını ana ve babası koyar (TMK mad. 339/5).) ikinci ise; davalı ile boşanmalarına davalının ailesinin -özellikle babası İlhan- sebep olduğu, bu sebeple çocuğuna "İlhan" adı ile hitap etmek istemediğinden çocuğa "..." ismi ile hitap ettiklerini ve çevrede bu isim ile bilindiği (TMKmad. 27Haklı sebep) gerekçelerine yer verilmiştir. 4721 sayılı TMK'nin 339/5.maddesi gereği çocuğun adını anne-babasının birlikte koyacağı yönündeki düzenleme gereği somut olay değerlendirildiğinde; çocuğun doğum tarihi, boşanma davasında bu yönde bir iddianın ileri sürülmemiş olması, aradan geçen süre ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde bu yöndeki iddianın artık bu aşamada değerlendirilmeyeceği değerlendirilmiştir....
Mahkemenin gerekçesine, ana ve babanın istek ve tercihlerine çocuğun üstün yararı ile bağdaştığı ölçüde görüşlerine değer verilmesinin gerekmesine, sosyal hizmet uzmanı tarafından düzenlenen 22/04/2022 tarihli sosyal inceleme raporundaki tespit ve değerlendirmelere, idrak çağında bulunan çocuğun etki altında olmadığının ve baba ile yaşama konusunda kararlı bir tutum sergilediğinin belirlenmesine, çocuğun özellikle mevcut okulu ve çevresi ile ilgili kaygılar yaşadığının, ortak yaşam sırasında baba yanında oluşmuş okul ve arkadaş çevresi bulunduğunun anlaşılmasına, çocuğun baba ve yeni eşi hakkındaki düşüncelerinin olumlu olmasına, bu aşamada velayetin değiştirilmesi halinde babanın çocuğun eğitimini aksatacağına, olumsuz alışkanlıklar edinmesine sebep olacağına, çocuğun geleceğiyle ilgili sakıncalar doğacağına ilişkin davalı tarafın iddiası dışında somut deliller bulunmamasına, velayet değişikliği için velayet hakkını kullanan tarafın bu hakkını yerine getirememesi ya da kötüye kullanmasının...