in velayetinin davacı anneye verildiğini ve çocuk yararına 300 -TL nafakaya hükmedildiğini, ortak çocuğun ilköğretim çağında olduğunu, çocuğun artan ihtiyaçları, sağlık problemleri ve eğitim giderleri nedeniyle iştirak nafakasının ayık 500-TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 182/2.maddesinde velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir. Ayrıca TMK’nun 328.maddesinde:“Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
talepli davasında ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 328/1.maddesinde "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder." şeklinde düzenleme bulunduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 182/2.maddesinde özetle; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğunun belirtildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 327/1.maddesinde "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır." şeklinde düzenleme bulunduğu yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 330.maddesinde; "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Bakırköy Tüketici ve Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, bilişim eğitimi ve sistem uzmanlığı kursuna dayalı eğitim sözleşmesi uyarınca yapılan peşin ödemenin eğitimin eksik ve yetersiz olması iddiasıyla eksik olan ders sayısına karşılık gelen bölümünün geri verilmesi istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328. maddesi hükmü gereğince; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....
Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir.Taraflar 01.03.2007 karar ve 12.09.2008 kesinleşme tarihli ilam ile boşanmışlar ve müşterek çocuğa aylık 200 TL iştirak nafakası bağlanmıştır. İş bu dava, 21.03.2012 tarihinde açılmıştır.Müşterek çocuğun 2005 doğumlu ve ilköğretim öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.Hakim iştirak nafakası miktarını belirlerken; çocuğun yaşını, eğitim durumunu, günün ekonomik koşullarını, genel ihtiyaçlarını ve ana babanın mali durumunu dikkate almalıdır.Somut olayda, iştirak nafakasına hükmedilen tarihle artırım talep edilen tarih arasında geçen 3,5 yıllık süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı, çocuğun yaşının büyüdüğü, ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı bir gerçektir....
Dosya içeriğinde davacının yurt dışına ayda 1.5 sefer yaptığına ilişkin bir delil mevcut olmadığı gibi tarafların delil listesinde dayandıkları davacıya ait pasaport kayıtları, sefer dosyaları da getirtilmemiştir. Dairemizden geçen davalı işveren aleyhine açılan emsal dava dosyalarında ( İzmir 1. İş Mahkemesine ait 2010 / 99 E ve 2010 / 100 E ) davacıların aynı iddialarda bulundukları ve ayda 1 sefer yaptıkları kabul edilmiştir. Mahkemece yapılacak iş davacının pasaport kayıtları ve sefer belgeleri getirtilmek suretiyle yurt dışına yaptığı sefer sayıları ve sefere çıktığı ülkeler kesin olarak tespit edilmeli sonucuna göre davacının aylık ücreti belirlenerek dava konusu istekler hesaplanmalıdır.Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. 3-Davalı dava konusu yapılan Ocak ayı ücretinin ödendiğini savunarak delil listesinde gösterdiği davacıya ait İNG Bank hesap döküm cetvelinin celp edilmesini istemiştir....
Önerilen araç zincirinin işletilmesi için iskeletin yaratılması" şeklinde açıklamalarda bulunularak sürenin 6 ay daha uzatılması gerektiğinin bildirildiğini, ilk üç aylık sürenin araştırma çalışması ve tez yazımının tamamlanması, ikinci 3 aylık sürenin ise tezin teslim edilmesi ve savunulması için öngörüldüğünü, ancak davacı tarafından finansmanın sadece önceden planlanan 4 yıl için geçerli olduğunun bildirilmesi sebebiyle doktora eğitiminin tamamlanmasına izin verilmediğini, sonrasında doktoranın yarım kalacağı endişesi ile davalı tarafından uzatmada kusurunun bulunmadığına dair yazı yazıldığını ve konunun tekrar görüşülmesinin istendiğini, davalının 13.06.2017 ve 23.06.2017 tarihli dilekçeleri ile ücretsiz izin verilmesi hâlinde eğitimini kendi olanakları ile tamamlayacağını dahi teklif ettiğini, ancak iş sözleşmesinin davacı Şirket tarafından izin almadığı veya haklı bir sebebe dayanmadığı gerekçesiyle feshedildiğini, oysa davalının 4 kez izin ve süre uzatım talebinde bulunduğunu, yarım...
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılamayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dayanağını TMK' nun 182/2.maddesi oluşturur. Boşanma kararının kesinleşmesi ile hüküm ve sonuçlarını doğurur. TMK' nun 182/2.maddesine göre; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Aynı Kanununun 331.maddesine göre ise; durumun değişmesi halinde, hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır....
DELİLLER: Yazılı beyanlar,sözleşme, SGK kayıtları, devam cizelgesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu gereğince açılan, staj ücretinden kaynaklanan alacak talebidir. 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 20/1. maddesine göre; "İşletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin teorik eğitimi, T3 eğitim okul ve kurumlarında veya işletmelerin eğitim birimlerinde yapılır. Çalışma saatleri içinde yapılacak teorik eğitim haftada oniki saatten az olamaz. Bu eğitim yoğunlaştırılmak suretiyle de yapılabilir. Teorik eğitim günlerinde öğrenciler ücretli izinli sayılır." Aynı kanunun 25. maddesine göre "Aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere ödenecek ücret ve bu ücretlerdeki artışları aday çırak veya çırağın velisi veya vasisi veya kişi reşit ise kendisi; öğrenciler için okul müdürlüğü ile iş yeri sahibi arasında Bakanlıkça belirlenen esaslara göre düzenlenecek sözleşme ile tespit edilir....