Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öcal ve oğlu... ... ile birlikte yaşadıklarını, ... ... evleneceği için kiraya çıkarak bir sokak ileriye taşındığını, sürekli olarak annesinin yanına gelip gittiğini, orada da kaldığını, ...’ın katılan ...’le evlenmesinden sonra... ve mağdurun da o eve yerleştiklerini, suça sürüklenen çocuğun annesinin ... ...ın köylüsü olduğunu, bu nedenle tanıdığını, o günlerde dershaneye gitmek için köyden geldiğini ve annesinin evinde kaldığını, suça sürüklenen çocuğun mağdura yönelik herhangi bir eylemini görmediğini, mağdurun zaman zaman yalan söylediğini bildiğini ancak mağdura tecavüz edildiğine dair herhangi bir olaya şahit olmadığını, sorulması üzerine; suça sürüklenen çocuğun o evde haftanın en fazla üç günü kaldığını, dershaneye gitmediği zamanlarda ailesinin yanına döndüğünü, ayrıca suça sürüklenen çocukla mağdurun hiçbir zaman yalnız kalmadıklarını, o odada annesi ..., kardeşinin oğlu ..., mağdur ve suça sürüklenen çocuğun hep birlikte kaldıklarını, hatta bazen o odada kendisinin de onlarla...

    Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine dosya esasa kaydedilerek yapılan açık yargılamanın sonunda; İDDİA VE SAVUNMA İLE İLK DERECE YARGILAMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, çocuk doğduktan sonra davalının annesinin tarafların özel hayatlarına çok fazla müdahale ettiğini, huzursuzluk çıkardığını, evlerinin çok yakın olması nedeniyle annesinin uygunsuz vakitlerde habersiz olarak çokça geldiğini, davalı erkeğe müvekkili hakkında yakınmalarda bulunduğunu, davalının da annesine inanarak müvekkiline kötü davrandığını, müşterek çocuk ile beraber kendisini evden kovduğunu, davalının annesinin çocuğa bakmayacağını söylemesi üzerine müvekkilinin annesinin baktığını, hafta içi taraflarda kalıp hafta sonu ilçedeki köyüne döndüğünü, müvekkilinin annesinin çocuk için kalmasına davalının annesinin bozulduğunu ve davalı erkeği doldurduğunu, evde huzursuzluk çıktığını, davalının bir seferide müvekkilini gece...

    Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine dosya esasa kaydedilerek yapılan açık yargılamanın sonunda; İDDİA VE SAVUNMA İLE İLK DERECE YARGILAMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, çocuk doğduktan sonra davalının annesinin tarafların özel hayatlarına çok fazla müdahale ettiğini, huzursuzluk çıkardığını, evlerinin çok yakın olması nedeniyle annesinin uygunsuz vakitlerde habersiz olarak çokça geldiğini, davalı erkeğe müvekkili hakkında yakınmalarda bulunduğunu, davalının da annesine inanarak müvekkiline kötü davrandığını, müşterek çocuk ile beraber kendisini evden kovduğunu, davalının annesinin çocuğa bakmayacağını söylemesi üzerine müvekkilinin annesinin baktığını, hafta içi taraflarda kalıp hafta sonu ilçedeki köyüne döndüğünü, müvekkilinin annesinin çocuk için kalmasına davalının annesinin bozulduğunu ve davalı erkeği doldurduğunu, evde huzursuzluk çıktığını, davalının bir seferide müvekkilini gece...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın, velayeti geçici olarak katılan anneye verildiği İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 2014/792 Esas sayılı tedbir kararına yaptığı itiraz sonucu, annesinin bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyan eden mağdur çocuğun ifadesi göz önüne alınarak velayetin 26.02.2015 tarihinde sanığa verildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Mahkemece kanıtlar değerlendirilip, gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılanın suçun oluştuğuna, sanığın cezalandırılması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Ret Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK.nın 234/2. maddesinde düzenlenen suçun mağduru kaçırılan ya da alıkonulan çocuğun kanuni temsilcisi olup, mağdurenin kanuni temsilcisi olan annesinin katılma talebinde bulunmaması karşısında, mağdureye baro tarafından tayin edilen vekilin 5271 sayılı CMK.nın 237 ve devamı maddelerine göre, hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmayıp, verilen katılma kararı yok hükmünde olduğundan, mağdur vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Ay da bir gelip bizi dolanıp gidiyor. ...." diyerek davacı oğlunun İstanbul da çalıştığını ve Arda nın kendisi ile kaldığını beyan ettiğini, çocuğun 12 yıl boyunca bakımını yapan onu büyüten annesinin yanında kalması mı yoksa dedesi ve nenesinin yanında kalmasının mı daha doğru olacağını, davacının işi gereği hiç bir zaman Samsun da olamayacağını, kaldı ki çocuğu alıkoyduğu zaman da bile babası tarafından çocuğun yanına ay da bir geldiğinin açıkça beyan edildiği davacının tek amacının nafaka ödememek ve müşterek çocuğa anne ve babasına hizmet ettirmek olduğunu, dosyaya sunulan bellek içerisindeki tik tok paylaşımlarııyfı müşterek çocuğun davacı tarafından alıkonulup Samsun da yaşadığı dönem çekildiğini "Salak" kelimesini kullandığı için kendisine annesinin kızdığını söyleyen bir çocuğun çekmiş olduğu tik tok paylaşımlarının takdirini mahkemeye bıraktıklarını, burada aslında müvekkilinin çocuğunu nasıl yetiştirmeye çalıştığı davacının ise nasıl yetiştirdiğinin ortaya çıktığını müşterek...

        müsaade etmediğini, çocuğun eve dönerken farklı bir yolda yürümesi durumunda çocuğun davalı tarafça sorguya çekildiğini, müşterek çocuğun yıllarca annesi, anneannesi ve dedesi ile birlikte büyüdüğünü, sadece annesi değil anneannesi ve dedesinin psikolojik baskı ve tehditlerine maruz kaldığını, müşterek çocuğun baskı altında yetişmesini istemeyen ve her seferinde çocuk ile sadece icra kanalı ile görüşebilen müvekkilinin davalının velayet hakkını kötüye kullanması gerekçesiyle Karaman Aile Mahkemesinin 2015/953 Esas sayılı dosyasında velayetin değiştirilmesi davası açtığını ancak yargılama aşamasında davalının müşterek çocuğa babasını tercih etmesi durumunda artık kendisi ile görüşmeyeceği baskısı ve davalı annenin duygu sömürüsü sonucunda çocuğun gerçek beyanda bulunmadığını, yaşının da küçük olduğu gerekçesiyle velayetin davalı anneye bırakıldığını, müşterek çocuğun rahatsızlıkları ile ilgili tedavilere davalı annenin izin vermemesi nedeniyle başlanamadığını, davalı annenin müşterek çocuğun...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması Gereği görüşülüp düşünüldü: 15 yaşından küçük mağdur ...'e yaş küçüklüğü nedeniyle atanan vekilin, hem tehdit hem de çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçları yönünden verilen beraat kararlarını temyiz ettiği anlaşılmakla, tehdit suçunun müşteki ...'e yönelik gerçekleştirilmesi karşısında, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.05.2014 tarih 2013/287 Esas 2014/273 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde 5 yaşındaki mağdur ...'...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun dava tarihinde yaklaşık 3,5 yaşında olduğu, davacı ve müşterek çocuğun ... ilinde birlikte yaşadıkları, davalı ...’in ise ... ilinde ikamet ettiği, alınan sosyal inceleme raporu nazarında çocuğun "İNCİ" soyadını kullanmakta herhangi bir rahatsızlığının olmadığı ve soyadı olarak kabul ettiği, tanıkların beyanlarından müşterek çocuğun annesi ile kendisinin soyadının farklı olması durumunun çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine ya da soyadının arkadaşları arasında alay konusu olduğuna dair başkaca bir delilin bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarından davalı babanın çocuk ile ilgilendiği, nafakasını ödediği, çocuğun davalı babasının soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinde çocuğun üstün yararı olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV....

            tanımadığı, çocuğun eğitimi ve bakımı ile annenin ilgilendiği, tanık beyanları ile çocuğun soyadının annesinden farklı olması nedeniyle zorluklar yaşadığı, çocuğun soyadının değiştirilmesini kendisininde istediği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne çocuğun "..." olan soyadının değiştirilerek annenin kızlık adı olan "Sayılgan" soyadını kullanmasına izin verilmesine izin verilmesine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu