WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Değişen koşullar nedeniyle alınan 2 . raporda ise; 2017 doğumlu Yahşihan'ın ilk rapor düzenlendikten sonraki süreçte okula başladığı ve annesinin çalıştığı okula devam ettiği ,1 ayın yarısından fazlasında annesinin yanında kaldığı, yaklaşık 2,5 haftası annesinin yanında kaldığı, ilk alınan sosyal inceleme raporundan sonraki bazı koşulların değişmesi, çocuğun okula başlaması, okulun açık olduğu süreçlerde çoğunlukla annesi ile birlikte kalması, çocuğun babaannesi ile yalnız kalmaktan çekindiğine dair beyanları, müşterek çocuğun babaanne ve babasının kendisine kötü davrandığını ve annesi ile yaşamak istediğini açıkça dile getirmesi gözönünde bulundurularak müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki tesisi düzenlenmesinin uygun olacağı görüşü mahkemeye bildirilmiştir....

Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili ve dahili davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekili ile dahili davalı ...'nün istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    in gerçek annesinin kendisi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; 08.08.2011 tarihinde doğan ...'in gerçek annesinin kendisi olduğunu, çocuğun maddi hata ile doğum için hastanede yanında refakatçi bulunan ...'ın öz annesi gibi işlem yapıldığını ve nüfus kayıtlarına bu şekilde geçtiğini, ...'in gerçek annesinin kendisi olduğunun tespitine ve nüfus kayıtlarına tesciline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davaya konu olayda tanıma olduğu, davalı ... çocuğun babası olarak tanıma yaptığı, tanımanın iptali yapılmadan ana adının tashihinin mümkün bulunmadığı, tanıma ile de aile mahkemesinin görevli bulunduğu, anne adının tashihi istenen 09.08.2011 doğumlu ...'...

      SUÇ : Konut dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun annesi... da suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmü temyiz ettiği halde, bu talebe ilişkin tebliğnamede görüş belirtilmediği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuğun annesinin suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi ile ilgili ek tebliğname düzenlenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE, 18/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Beraat İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde onaltı yaşı içerisinde bulunan mağdure ile annesinin kovuşturma evresinde sanıktan şikayetçi olmadıklarını belirtmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen mağdure vekilinin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacıların çocuklarının bulunmaması nedeni ve çocuk özlemlerini gidermek amacıyla ...na başvurarak 03.01.2013 tarihinde geçici bakım sözleşmesi ile evlilik dışı ilişki sonucu dünyaya gelen ... isimli küçük çocuğu evlat edinmek üzere teslim aldıkları, çocuğun annesinin 20.05.1996 doğumlu ... olduğu, temyiz incelemesi sırasında anne ...'nın ergin olduğu, ...'ın halen vesayet altında bulunduğu, ...'ın evlat edinilmesi hususunda vesayet makamından ve denetim makamından izin almadan davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece vesayet altında bulunan küçük ...'ın evlat edinilmesi için vesayet makamından ve denetim makamından izin alınması, ayrıca yargılama sırasında ergin olan küçüğün annesi ...'ya davanın yöneltilip gösterdiği takdirde delilleri toplamadan eksik hasım ve yetersiz araştırma ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

            Düzenlenen sosyal inceleme raporunda müşterek çocuk Azra'nın annesiyle yaşamak istediğinin ve içinde bulunduğu yaş ile gelişim durumu açısından velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği, dinlenen tanık beyanında çocuğun babaanne ile birlikte yaşadığının belirtildiği, çocuğun duruşmada alınan beyanında annesinin yanında yaşamak istediğini beyan ettiği, çocuğun annesi ile birlikte yaşadığı, bakım ve gereksinimlerinin annesi tarafından karşılandığı, ve çocuğun üstün menfaatinin göz önünde tutulması gerektiği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile, Eskişehir 1. Aile Mahkemesi'nin 2008/214 E 2009/70 K sayılı kararı ile velâyeti davalı babaya verilen müşterek çocuk Azra Şevval Çelik'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsî ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

            bir bardak su getirmekten aciz düştüğünü, yemek yapmadığını, çocuk ile ilgilenmediğini, çocuğu hiçe sayarak sorumsuz davrandığını, çocuk ile erkeğin annesinin ilgilendiğini, kadının annesinin de hakaretamiz tavırlar sergilediğini, bu nedenlerle erkeğin kadını baba evine bırakmak zorunda kaldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              İlk derece mahkemesince yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre mahkemece davacı kadına "annesinin evliliklerine müdahalesine izin vermek" kusur olarak yüklenmiş ise de sözü edilen davranışa davalı erkek tarafından ıslaha cevap dilekçesinde usulünce vakıa olarak dayanılmadığı, usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen (HMK m. 129/1- d, 137, 140/3, 187) vakıların kusur belirlemesinde nazara alınamayacağı, cevap dilekçesinde savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin gösterilmesi gerekli (HMK 129/1- e) olmasına rağmen davalı tarafça ıslaha cevap dilekçesinde herhangi bir delile de dayanılmadığı, bu hale göre davacı kadına annesinin evliliklerine müdahalesine izin vermenin kusur olarak yüklenemeyeceği, ilk derece mahkemesince davalı erkeğe yüklenilen kusurların ise gerçekleştiği anlaşılmaktadır....

              DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ve annesinin hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, aşağıladığını, erkeği eşine karşı annesinin sürekli doldurduğunu, tehdit ettiğini, erkeğin kadını hiç dinlemediğini, sürekli annesinin dediğini yaptığını, hizmetçi gibi kullanıldığını, sinkaflı ağır küfürler ettiğini, erkeğin ayrı ev sözünü tutmadığını, ilgi göstermediğini, sahip çıkmadığını, kendisine yüklenilen sorumlulukları yerine getirmediğini, doğacak çocuğun hastane masraflarını bile karşılamadığını, düğünde takılan bilezikler kaybolur diyerek zorla aldığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak, kadın için 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata...

                UYAP Entegrasyonu