düzenlenen diğer ziynet ve çeyiz eşyaları yönünden kısmen kabulüne" karar verilmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden davalıdan tahsili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacıya ait olan ziynet eşyalarının davalıda kalıp kalmadığı hakkındadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya ve ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'ın evli olduklarını, evlilik döneminde taraflar arasında çeyiz senedi düzenlendiğini, ayrıca davacıya düğünde bir takım hediyeler geldiğini ve davacının da müşterek konuttan çeyiz eşyası getirdiğini, ziynet eşyalarının davalı ... tarafından davacıdan alınıp geri iade edilmediğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen ya da bedeli ile davalı ...'dan tahsiline, çeyiz senedindeki eşyaların bedelinin her iki davalıdan müteselsilen tahsiline, davacı tarafça çeyiz olarak getirilen eşyaların bedelinin ise davalı ...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan ziynet, çeyiz ve kişisel eşya alacağı davasındanda ispat külfetinin hangi tarafta olduğu, ziynet alacağının kabulü ve çeyiz alacağının kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı, vekâlet ücreti ve faizin başlangıç tarihi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci, 2nci, 6ncı, 220 nci, 222nci ve 226 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eşler arasında ziynet ve çeyiz eşyasından kaynaklanan alacak davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemelerce verilecek her türlü kararların gerekçeli olması TC Anayasası'nın 141.maddesi gereğidir. Mahkeme hükmünün gerekçesinde nelerin bulunması gerektiği HMK.nun 297.maddesi hükmünde gösterilmiştir. Bu hükme göre delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen olaylar ile bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin kararda gösterilmesi zorunludur. Ayrıca gerekçe ile hüküm fıkrasının birbiri ile çelişki yaratmaması gerekir....
mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla, ziynet ve çeyiz eşyalarının dava tarihindeki rayiç bedelinin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir....
Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından, iade edilmek şartıyla kendisinden alındığını, çeyiz eşyalarının ise babasının evine götürüldüğünde müşterek konutta kaldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, TMK' nun 6. maddesi gereğince ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını davacı kadın; bozdurulmuş ise ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğini veya iade edildiğini ise davalı ispat yükü altındadır. O halde, mahkemece; tarafların delilleri toplanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından; dava dilekçesinde ev, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadelerinin mümkün olmaması halinde ise tüm bu eşyaların bedeli olarak 39.000 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş, davacı 7.3.2013 tarihli dilekçesinde ise ziynet eşyalarının değerini 17.243,80 TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında ev ve çeyiz eşyaları davacı kadına iade edilmiş, ziynet eşyaları yönünden ise yargılamaya devam edilerek ilk hükümde ziynet eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise toplam 13.966,80 TL'nin davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde 27.030 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bu husus nazara alınarak kabul edilen ziynet alacağı bedelinin 13.551 TL'sine dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulaması gerekirken, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşya bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynetlerin varlığını ve davalı erkek tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda; davacı kadın, davalı erkek tarafından ziynet eşyalarının elinden alındığını ve iade edilmediğini dayandığı delillerle ispat edememiştir. İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan davacı kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekir....