Üniversitesi tarafından 20.04.2004 tarihinde iki yıl süre ile feshedildiğini,2006 yılında fesih süresinin bir yıla indirildiğini,01.07.2007 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacılar Birliği arasında düzenlenen protokol uyarınca ilaç katılım payını hastaya iade eden eczacının ilk tespitte yazılı olarak uyarılacağı,tekrarı halinde altı ay süreyle sözleşme yapılmayacağı ve bu protokolün yürürlük tarihinden önce sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi üzerine bu protokol hükümlerinin uygulanacağı hususlarının hükme bağlandığını, bu sebeple davalı kuruma başvurarak fesih işleminin yazılı uyarı sayılmasını talep ettiğini, ancak, davalının 2007 yılı sözleşme hükümlerini uygulamayarak çekişme çıkardığını ileri sürerek feshe neden olan fiilin yazılı uyarı sayılmamasına dair davalının çıkardığı çekişmenin önlenmesini istemiştir....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Davacının yukarıda belirtildiği gibi davada tapu kayıtlarının malik hanesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun biçimde tespiti (düzeltilmesi) dışında ileri sürebilecekleri herhangi bir hakları da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Davacının yukarıda belirtildiği gibi davada tapu kayıtlarının malik hanesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun biçimde tespiti (düzeltilmesi) dışında ileri sürebilecekleri herhangi bir hakları da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır....
Tespit istemine ilişkin davada Erdemli Sulh Hukuk ve Erdemli Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni Ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki Tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapuda dava konusu taşınmazın davacı adına tespiti istemine ilişkindir. Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 sayılı HMK.nun 382/1, 382/2-ç,1 ve 383. maddeleri gereğince Uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesi ise, malvarlığına ilişkin davalarda genel görevli mahkeminin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu davacı vekilinin talebinin mülkiyetin tespiti istemini ilişkin olduğu talebin HMK'nın 382. maddesinde gösterilen ... işlerden olmadığı gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm Kurmuştur....
nın" adresinin tespiti ile mahkemeye çağrılıp dinlenerek taşınmaz üzerinde bir hak iddiası bulunup bulunmadığı sorulup beyanları tespit edilmeli, mülkiyet iddiası olması halinde çekişmenin esası tapu iptali ve tescil davası ile çözümlenebileceğinden davanın reddine karar verilmeli, aksi halde dava kabul edilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mülkiyet nakline yol açacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davanın açılmasından önce davacının delil tespiti suretiyle durum saptaması yaptırarak bilirkişi raporu aldığı görülmektedir. HUMK.nun 374.maddesi gereğince delillerin tespiti için ifa ve tanzim edilmiş bulunan evrak asıl dava dosyasının ekidir. Başka bir anlatımla mahkemenin yapılmasını gerekli gördüğü keşif ve bilirkişi incelemesi esasen dava açılmasından önce davacı tarafından yaptırılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemenin ikinci bir keşfe hangi hukuki nedenlerle gerek gördüğü ve mevcut raporun niçin yeterli kabul edilmediği karar gerekçesinde açıklanmalıdır. Diğer taraftan HUMK.nun 163.maddesi hükmünce hakim bir muamele yapmak üzere taraflardan birine ... verdiği halde verilen karar gereği yerine getirilmezse karar gereğini yerine getirmeyen taraf sadece o işlemle ilgili hakkını yitirir. Yoksa, o tarihe kadar toplanan delillerden bütünüyle vazgeçmiş sayılmaz....
Mahkemece çekişmenin esası incelenerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 20.09.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/08/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, haciz şerhlerinin terkini, 2. kademede zilyetliğin davacıya ait olduğunun tespiti istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/10/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şahsi hakka ve kötü niyetli devir iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, haciz şerhlerinin terkini, 2. kademede zilyetliğin tespiti istemine ilişkindir....
Optik firmasının sahibi ve mesul müdürü olduklarını, 2012 yılı SGK Optik Sözleşmesinin 6.1.18. maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle kurum tarafından haklarında; reçete bedelinin 10 katı olan 240.000,00 TL cezai şart ve 2 yıl boyunca fesih cezası uygulandığını, ayrıca anılan sözleşmenin 5.3.9. maddesi uyarınca toplam 43.383,30 TL fatura bedelinin de iadesinin istendiğini beyanla, kurum işlemlerinin iptali ile çekişmenin giderilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı; dinlenen sigortalıların beyanlarından reçetelerdeki noksanlıkların ... Optik tarafından giderildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile, 2012 yılı Optik Sözleşmesinin 6.1.18. maddesi ve 7.2. maddesi gereğince davacılar hakkında kurumca uygulanan 240.000 TL cezai şart ve 2 yıl fesih cezası ile toplam 43.383,30 TL reçete bedelinin tahsilinin hukuka aykırı olduğunun tespiti suretiyle çekişmenin giderilmesine karar verilmiştir....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Davacının yukarıda belirtildiği gibi davada tapu kayıtlarının malik hanesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebilecekleri herhangi bir hakları da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır....