Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe dayanak yapılan bono altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle de davalının %40 oranında kötüniyet tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından takibe konulan senet nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu senedin ödeyecek bölümünde iki isim bulunmaktadır. Bu durumda somut olayın özelliği itibariyle davalının takibinde kötüniyetli olduğunun kabulü doğru değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

    Bu durumda, açılan davanın menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davasının sonucu verilecek kararda, dava lehine sonuçlanan taraf yararına İİK’nun 72.maddesinde gösterilen tazminata da hükmedilme olasılığı bulunduğu ve davalı bankanın her üç icra takibinde talep ettiği miktarın açık ve tartışmasız olduğu gözetilerek, davacı yanın bu icra dosyalarında gösterilen alacak miktarları toplamından, kabul edilen kısım düşülerek bakiyesi üzerinden borçlu olmadığına ilişkin olarak menfi tespit davası açılması gerektiği düşünülerek açıkça belirli bir miktarın söz konusu olduğu gözetilmeden fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak veya şimdilik kaydıyla somut olayda olduğu gibi kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....

      İcra Dairesinin...Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı hakkında sehven icra takibi yapıldığını belirtmiştir. Davacı hakkındaki takibin maddi hata ile yapıldığı bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız olduğu sabit ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesinde hata sonucu davacı hakkında takip başlatıldığını belirttiği, icra dairesine de bu hususta dilekçe sunduğu, davalı tarafın davacının borçlu olduğu iddiasında direnmediği bu nedenle davalının kötü niyetinden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile, davacının İstanbul ... İcra Dairesinin ......

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, iki köy arasındaki ortak sınırın tespiti ve çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 31.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUARAZANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, kira sözleşmesinin geçerliliğinin tespiti, çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"....... ......arafından açılan davada, prim tahakkukuna ilişkin işlemin iptaliyle, borçlu olmadığının tespiti istenmiş......arafından açılarak birleştirilen davalarda ise, prim tahsiline yönelik takiplere itirazların iptaliyle, ........’daki işyerlerinde çalışan sigortalıların uzun vadeli sigorta kolları için düşük oran üzerinden yatırılan primlerin, % 19,4 prim oran farkı karşılığı olarak hesaplanan alacağın tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı üzerine yürütülen yargılama sonucunda, menfi tespit ile alacak davalarının kısmen kabulüne, itirazın iptaline ilişkin davaların ise kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan abonelik sözleşmesi ilişkisinde kayıp-kaçak ve diğer bedelleri davacının ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Bu durumda, davacı sözleşme ilişkisinde muaraza ( çekişme ) bulunduğunu ileri sürdüğüne , sözleşmede yer alan haksız şartların tespitini, iptalini istediğine , ileriye yönelik düzenleme talep ettiğine , bu durumda dava değerinin 3.480.00....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davacının boş olarak kaybettiği çekin doldurularak bankaya ibrazı nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, diğer davalılar vekili yetkili mahkemenin müvekkillerinin ve diğer davalının yerleşim yerindeki ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunduğu gibi davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olup, yetkili mahkemenin HUMK.nun 9.maddesi gereğince davalı yanın yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalılar ... ile ......

                    Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır. Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 687. maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir....

                      UYAP Entegrasyonu