Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yazılan gerekçeli kararda davalının bu ıslahına değer verilerek çekişmenin çözülmesi üzerine Dairemizce HMK’nın 179/2. maddesi uyarınca ikrarın ıslah ile geçersiz kılınamayacağına işaret edilerek meselenin banka yönünden bankanın cevap dilekçesini ıslah etmeden önceki şekline göre değerlendirme yapılması ve gerekçe oluşturmasına işaret edilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra bankanın çekleri teminat olarak aldığını ikrar ettiğinden banka hakkında da menfi tespit ve yapılan ödemeler yönünden istirdata karar verilmiştir.Bankanın kredi müşterisinin hamili olduğu çekleri tahsil cirosu ile alması durumunda bu çeklerin üzerindeki yetkisinin sadece tahsil yetkisi olacaktır. Bankanın çekleri rehin cirosu ile alması halinde rehin cirosu geçerli olamayacağından davalı banka çeklerde yetkili hamil olmayacaktır....

    Tarafların tahliyeye konu kargir ev ve tarlanın Silifke ilçesi, Mukaddem mahallesi,116 ada, 50 parsele kayıtlı taşınmaz olduğu, davacı ve davalı tarafların bu taşınmazda hissedar olduğu, taşınmaz için Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/533 esas sayılı dosyasında ortaklığının giderilmesi davası açıldığı yine Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/950 esasa sayılı dosyasında icra takibinde dolayı borclu-davalının borclu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise, akdi kabul etmiş sayılır....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının amacının hukuki bir işlemin var olup olmadığı hususunun tespiti olduğunu, borçlu hakkında başlatılan bir icra takibinde, borçlu cebri icra tehdidi altında olduğundan dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceğini, menfi tespit davası açıldıktan sonra cebri icra tehdidinin dava sonuna kadar bertaraf edilmesi için teminat yatırılarak tedbir kararı alınabileceğini, haciz tehdidi ile karşı karşıya kalan borçlunun zorunlu arabuluculuğa giderek daha sonra menfi tespit davası açması ve teminat yatırmak suretiyle tedbir kararı almasının, menfi tespit davasının doğasına aykırı olduğunu, kesinleşmek üzere olan bir takip varken bazen haftalar süren arabuluculuk sürecini beklemenin takibin kesinleşmesine yol açacağını, dolayısıyla icra takibi ile ilgili olarak menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuğun dava şartı olarak gözetilmemesi gerektiğini, haciz tehdidi ile karşı karşıya kalan borçlunun,...

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava ...’ın keşidecisi olduğu 05.07.2007 tanzim tarihli 28.000,00 TL’lik bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı keşideci vekili, müvekkilinin 1986 yılında geçirdiği trafik kazası nedeni ile komada kaldığını, beyin travması geçirdiğini, yaptığı işlemlerin ve attığı imzaların farkında olmadığını, vasi tayin edilmesi için mahkemeye müracaat edildiğini belirterek bono ile borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

      Menfi tespit davası, İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

        Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır....

          İcra Müdürlüğü’nün 2003/4211 ve 2003/4214 sayılı takip dosyaları ile ilgili menfi tespit davalarının reddine, davacı ...’ın keşidecisi olduğu 05.06.2003 keşide tarihli 12.000.000.000.-TL.lik çekle ilgili menfi tespit davasının kısmen kabulü ile davacıların bu çekin 8.487.335.102.-TL.den dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra ve İflâs Kanunu’nun 72/5. maddesinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması durumunda istem üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere borçlunun dava nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verileceği öngörülmüştür. 23. Ancak, menfi tespit davasını kazanan borçlu lehine tazminata karar verilebilmesinin bazı şartları vardır. Öncelikle, alacaklının yapmış olduğu icra takibi ile borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlamış olması gerektiğinden, borçlu aleyhine yapılmış bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Bu bakımından borçlu aleyhine yapılmış bir icra takibi yoksa tazminatta söz konusu olmayacaktır. Ayrıca, borçlunun menfi tespit davası sırasında bu konuda istemde bulunması yanında borçluyu dava açmaya zorlayan icra takibinde alacaklının haksız ve kötü niyetli olması gerekmektedir....

              Şti. arasındaki ilişkinin ticari nitelikte bir ilişki olduğu, ipoteğe ilişkin uyuşmazlığın da asıl ilişkinin tabii olduğu yargılama usulünün geçerli olduğu, davalı ile davacı şirket arasındaki uyuşmazlıkta Ticaret Mahkemeleri'nin görevli olması nedeniyle ticari iş nedeniyle verilen ipotek dolayısıyla da ticaret mahkemelerin görevli olduğu anlaşıldığından" gerekçesi ile görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği görülmüştür. Mahkememizin 1 nolu ön inceleme duruşmasında "Davacı vekiline, talebinin davalı bankaya borçlu olmadığından bahisle ipoteğin fekki mi yoksa ayrı ayrı borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki talepleri mi olduğu hususunda HMK 31. Madde uyarınca açıklama yapmak üzere 2 haftalık süre verilmesine," karar verilmiş, davacı vekili sunduğu beyan dilekçesi ile talebinin ipoteğin fekki talebine ilişkin olduğunu beyan etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kooperatif aidatından ve teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir. Davacılar yüklenici, davalı kooperatif ise iş sahibidir....

                  UYAP Entegrasyonu