Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatifin üyeliğinden ayrılan davacıya çıkma payı alacağının bir kısmı ödendiği halde bakiye 6.900,00 TL'sinin ödenmediğini, davalının bu alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek itirazın iptali ile lehlerine icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kooperatif genel kurul kararıyla ortaklıktan ayrılanların aidat alacaklarının üç yılda geri ödenmesinin kararlaştırıldığını, karar aleyhine dava açılmadığından kesinleştiğini savunarak Kooperatifler Kanunu'nun 17 maddesi uyarınca davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı kooperatifin üyelikten ayrılanlara çıkma payı alacağını geciktirme kararının yerinde olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.427,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Belli günde taraflardan gelen olmadığı ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığından çıkma isteğinin 13.07.2010 tarihinde yönetim kurulunca kabul edilmesine rağmen çıkma payı alacağının ödenmemesi üzerine 51.000,00 TL'nin tahsili için başlatılan takibe vakinin itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki çıkma payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kooperatif hissesini devir aldığını ve üye olduğunu, 04.08.2008 tarihinde ise istifa ettiğini, bu durumu kooperatife bildirdiğini, istifanın kabul edildiğini, ihtarname ile birikmiş aidatının ödenmesi davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek, 25.900,00 TL birikmiş aidatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....

        Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının haklı sebep olarak ileri sürdüğü bilgi alma hakkının engellendiği ve genel kurulun toplanamadığı iddialarının yerinde olmadığı, zira bu durumlara ilişkin gerekli yasal yollara başvurmadığı, ancak davalı şirketin diğer ortağı ve müdürü olan ...’in davalı şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren şirket kurup müdürlük görevini yapmış olmasının davacı lehine haklı sebep oluşturacağı, bu nedenle çıkma isteminin yerinde olduğu, çıkma payı hesabının karar tarihine en yakın tarihe göre yapıldığı ve davalı şirketin 31.12.2019 tarihli bilanço verilerine göre çıkma payının 348.180,38 TL olduğu, bu tutardan davacının da kabulünde olan tahsil etmiş olduğu 85.000,00 TL'nin çıkarılması ile kalan çıkma payı tutarının 263.180,38 TL olduğu gerekçesiyle davalı istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı ...'...

          Olduğu, Kanun'un 17. maddesinde belirlendiği şekilde alınmış bir erteleme kararının bulunmasına rağmen söz konusu kararın kooperatifin mali durumu ile örtüşmediği, dolayısıyla davacıya yapılacak ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği, davacının alacağının 11/03/2019 tarihinde muaccel hale geldiği, dönem genel giderlerinden davacının hissesine düşen genel gider payının toplam birikimlerinden düşülmesi sonucunda, davacının kooperatiften alacağı miktarın 69.911,28 TL. olarak hesaplandığı, K.K. ve anasözleşme gereğince istifanın kabulüne kadar geçen süre içerisinde davacı ortak sıfatını taşıdığından, geciken aidatlardan oluşan faiz tutarının 86.182,18 TL. olduğu, söz konusu tutarın çıkma payı alacağından düşülmesi halinde davacının bir alacağı kalmadığı bildirilmiştir....

            -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından ihraç edildiğini, yaptığı ödemelerin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif temsilcileri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının takip tarihi itibariyle 15.195,00 TL çıkma payı alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının 15.195.00 TL asıl alacağa vaki itirazın iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı taraf temsilcileri temyiz etmiştir....

              Alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, yöneticisinin bulunmadığı, borca batık olduğu, gayri faal olduğu, uzun süredir genel kurulun toplanmadığı ve kuruluş amacını yitirdiği, ortaklıktan çıkma ve fesih için haklı sebeplerin oluştuğu, şirketin gayri faal ve borca batık olması sebebiyle davacıya öncelikli olarak çıkma hakkı tanınmasının ortaklar arasındaki menfaat dengesini bozabileceğinden kuruluş amacını yitiren şirketin feshine, davacı tarafın diğer taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                gerektiğini ve müvekkilinin davalı şirketten kar payı alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, sonuç olarak müvekkili açısından sürdürülmesi artık mümkün olmayan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi ve müvekkilinin geçmiş dönemlere ait kar payı alacağı olup olmadığının belirlenmesi için açmış oldukları ortaklıktan çıkma ve akçe alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Bu genel kurulda ödeme yapılmamasına ve ödemenin ertelemesine değil, ödeme yapılmasına karar verilmiş olup, çıkma payının ödenmesi benimsenmiştir. Bu durumda, mahkemece usulüne uygun erteleme kararı olmadığından uyuşmazlığın esası incelenip anılan 17/1. ve 15/1. madde hükümleri uyarınca tespiti gereken çıkma payı alacağı ile ilgili bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. b)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                  talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu