Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2022/12591 sayılı icra takip dosyasıyla lehine ihtiyati haciz kararı verilenler tarafından itiraz eden borçlu aleyhine toplam 30.610.620,47 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatılmıştır. İhtiyati haciz kararına dayanak ilam anonim şirket çıkma payı alacağına yöneliktir. Anonim şirket ortaklığından çıkma kararı inşai nitelikte bir karardır. Lehine ihtiyati haciz kararı verilen şirket ortaklarının itiraz eden borçlu şirket ortaklığından çıkmaları ancak kararın kesinleşmesi ile mümkündür. Bir başka anlatımla, karar kesinleşene kadar lehlerine çıkma payı alacağı hüküm altına alınan ortaklar şirket ortağı olmaya devam edecektir....

    Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de 6102 sayılı TTK’nın 638. maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır. Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6102 sayılı TTK’nin 638. maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir....

      Bu itibarla kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, yönetim kurulu ve genel kurul kararları, anasözleşme, gerektiğinde ve varsa kooperatife ait banka kayıtları celp edildikten sonra kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, davacının çıkma payına esas olabilecek yatırdığı aidat bedellerinin belirlenmesi, ihracı müteakip son genel kurul kararıyla belirlenecek çıkma payından genel giderlerin düşüldükten sonra ödenecek miktarın belirlenmesi, bu hususlarda bilirkişi heyetinden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, teknik bir incelemeyi gerektiren hususlar gözardı edilerek, mahkemece eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        marka değeri olarak beyan edilen değerin davalı şirketin sektördeki pazar payı olabileceği, ancak pazar payı isteğinin ayrıca değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı, şirketin tescilli bir markasının varlığının da iddia ve ispat edilmediği, aktiflerin rayiç değer üzerinden değerlendirilerek düzeltilmiş bilanço üzerinden davacının çıkma payı belirlendiği, çıkma kararının taraflar arasındaki güvensizlik gözetildiğinde her iki taraf yararına bulunduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının 70.775,65 çıkma payı alacağı isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 70.775,65TL tazminatın 10.07.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından 2010 yılında ihraç edildiğini, ödemiş olduğu üyelik aidatlarının iade edilmemesi üzerine toplam 51.565,92 TL’ nin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, vaki itirazın iptaline ve ... inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının 2010 yılında davalı kooperatiften ihraç edildiği, 2010 yılı hesap dönemi genel kurulunun yapıldığı ve bilançonun onaylandığı 08.....2011 tarihinden bir ay sonrası olan 08.....2011 tarihinde davacının alacağının muaccel hale geleceği, davacının ise takibini alacağı muaccel hale gelmeden 09.09.2011 tarihinde başlattığı, ayrıca haklı nedenlerle çıkma payı ödemelerinin ertelendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Dava, çıkma payı alacağı için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Davacı vekilin temyiz istemi yönünden; Davacı ortağın ödemeleri ve faiz oranı davalı kooperatifçe bilinebilir, hesaplanabilir yani likit nitelikte olduğundan, mahkemece asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden davacı lehine İcra İflas Kanunu'nun 67/2 maddesi hükmü uyarınca icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatı hesaplanması doğru görülmemiştir. 2) Davalı vekilinin temyiz itirazı yönünden; Kooperatifler Kanunu'nun 17. ve anasözleşmenin15.maddesi gereğince, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden...

                esas, ... karar sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere Hesap senesinin son ayı içinde istifa edilmesi durumunda çıkma payı alacağı, istifa edilen seneyi takip eden bir sonraki senenin bilançosunun kabul edildiği genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir ay sonra muaccel hale gelecektir ve çıkma payı alacağından düşülmesi gereken genel giderler de o senenin bilançosuna göre belirlenecektir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddeleri uyarınca üyeliğin sona erdiği yılın bilançosunun genel kurulda onaylanması suretiyle kesinleşmesini izleyen bir ayın sonunda muaccel olur ve ortak ile kooperatif arasında istifanın ulaştığı tarih itibariyle hesaplaşma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de davacının çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarih 2018 yılının bilançosunun görüşüldüğü ... tarihli genel kuruldan bir ay sonraki ... tarihidir. ... tarihli genel kurulun 8....

                  O halde, davacının şirket müdürü olarak çalışmasından dolayı genel kurulca alınmış bir hüküm olmasa bile davacı için uygun bir ücret tayin ve takdir olunmalıdır. (Yargıtay 11. HD. 04.03.1991 1991/9421 E.-1464 K., G. Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku, 3. Baskı, Cilt 2, s:1919 vd.). Bu durumda işin mahiyeti, sarf edilen emek ve mesai, müdürün vasıfları ve davalı şirketin koşulları da nazara alınarak emsale göre bir ücretin belirlenerek, çıkma payı alacağında dikkate alınması gerekirken..." şeklinde tespitler yapılmıştır. Anılan kararda da belirtildiği üzere, bir tüzel kişide kural olarak tüzel kişiyi temsil eden üst yönetim ve müdürlerin mali hakları genel kurulca belirlenmelidir....

                  Davacı, istifa etmekle çıkma payı alacağına hak kazanacaktır. İşbu davada taraflar arasındaki ilk ihtilaf, davacının çıkma payının miktarının ne olduğudur. Davacı vekili, davalı tarafından çıkma payı için toplam 48.620,00 TL tutarında beş adet bono verildiğini, çıkma payı asıl alacağının miktarının 48.620,00 TL olduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise çıkma payının, davacının kooperatiften istifasını takip eden yıl sonu bilançosuna göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu