WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın karar tarihinde hükümlü olup, belli haklardan yoksun kılındığını, şirketin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu, 21/11/2005 tarihli karar ile şirkete ait taşınmazın üst hakkının devrine karar verildiğini, müvekkilinin toplantıya ilişkin bilgisi ve haberinin olmadığını, sahte imza ile karar alındığını, yönetim kurulu kararına konu olan önemli miktarda şirket varlığının satımı kararının genel kurulun yetkisinde olduğunu, yönetim kurulu kararının usulü aykırı bulunduğunu belirterek davalı şirketin 26/10/2005 tarihli ve 16 sayılı yönetim kurulu kararı ile 21/11/2005 tarihli ve 17 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı yana dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, dava konusu yönetim kurulu kararlarının karar tarihlerinde yönetim kurulu üyesi ...'...

    ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/242 KARAR NO : 2022/216 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2019 NUMARASI : 2018/242 ESAS 2019/873 KARAR DAVA KONUSU : Yönetim Kurulu Kararının Batıl olduğunun tespiti KARAR : Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    A.Ş olduğu, davacının ise davalı şirketin ortağı veya yetkilisi konumunda olmadığı, bu nedenle davacının davalı şirket aleyhine ana sözleşmenin herhangi bir maddesinin iptalinin veya batıl olduğunun tespiti davasını açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davalının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın TTK 445 ve devamı maddelerince açılmış genel kurul kararının iptal davası değil şirket esas sözleşmesinin 6. Maddesinin butlan olduğuna ilişkin tespit davası olduğunu, bu davayı ilgili herkesin açabileceğini, davacının davalı şirketin paylarına sahip dava dışı şirketlerde uzun yıllar pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, ayrıca davalı şirkette de yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      KANITLAR VE GEREKÇE: Mahkememizin 2021/734 esas sayılı dosyasında 18/11/2021 tarihli ara karar ile; davacı vekilinin netice-i talebi ile; sahte imza ile yapılan genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının, sahte imza ile yapılan hisse devir sizleşmesinin iptali taleplerini ileri sürdüğü anlaşılmakla; genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali talebinin ... esas sayılı dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, davacının genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali talebinin talebi, tefrik sonucu iş bu esasa kaydedilmiştir. Dava; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 445.maddesi hükmüne dayalı genel kuru kararının iptali ve 6102 sayılı TTK nın 391 maddesi kapsamında yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davasıdır. Davacı taraf; dava dışı ... Tic.A.Ş.'...

        A.Ş.’nin hissedarları ve yönetim kurulu, davalının genel kuruldan önceki hâkim hissedarlarından ve yönetim kurulu üyelerinden oluşmakta olduğunu, davaya konu kararlar ve yapılan devirlerin söz konusu kişilerin şirket yönetiminde bulunduğu sırada gerçekleştirildiğini, genel kurul kararı alınmadan, sırf yönetim kurulu kararıyla şirketin bütün malvarlığının devredilmesinin açıkça emredici kanun hükümlerine aykırı olduğu gibi, şirket varlığının, yöneticilerin başka şirketlerine toptan devredilmesi müvekkillerin ortaklık haklarını açıkça ortadan kaldırdığından yasaya, ana sözleşmeye, ahlaka ve iyiniyet kurallarında da aykırı olduğunu, şirket malvarlığının müvekkillerden kaçırılmasını anlamına gelen bu olayda devir ve satış bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı, bedelin şirkete ödenip ödenmediğinin de belirsiz olduğunu, davalı şirket Yönetim Kurulunun 19.07.2013 günlü ... sayılı kararı ile 21.11.2013 günlü .... ve .... sayılı kararları yok hükmünde ve butlanla batıl olduğunu...

          Davacılar vekili, müvekkillerinin şirket ana sözleşmesinin geçici birinci maddesi ile 3 yıl süre için yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, şirket ana sözleşmesinin 07.04.2010 tarihinde ilan edildiğini, buna rağmen şirket yönetim kurulunun müvekkillerine haber vermeksizin 14.06.2012 tarihinde toplanarak müvekkillerinin, yönetim kurulu ve başkan ve vekilliğinden alınmalarına, şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin sonlandırılmasına; şirket genel müdürü olan müvekkili T5 ve genel müdür yardımcısı olan diğer müvekkillerinin genel müdür yardımcılığından uzaklaştırılmasına karar verildiğini, müvekkilleri olmaksızın toplanan yönetim kurulunun 25.06.2012 tarihli kararıyla 19.07.2012 tarihli genel kurul toplantısına çağrı için karar alınarak belirtilen toplantıda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, alınan kararın iptali için Bakırköy 15....

          günlü yönetim kurulu kararı ile 16.02.2016 günü olağanüstü genel kurulda seçtikleri tamamen kendilerinden oluşan yönetim kurulu üyelerinin imzalarıyla aldıkları kararlar ile şirketin temsil ve izamını sınırsız bir şekilde yine kendilerine aldıklarını, bu nedenlerle 07.03.2018 günlü 3 nolu yönetim kurulu kararının 6102 sayılı Kanun'un 391 inci maddesi gereğince batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

            Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; Davacı---- yılında davalı şirkete --- üyesi olarak atandığı ve ----yılında davalı şirketin hissesinin verildiği böylece ---- hissedar olduğunu, ancak ----tarafından görevden alındığını, bu kararın yoklukla malul olduğunun tespitini ya da kararın butlanının tespitini talep etmiş olup;--- tarihli yönetim kurulu kararının şirket ana sözleşmesine aykırı olduğu zira yönetim kurulu toplantısının ---- önce bildirilmesi gerektiği çağrı yapılmadan karar alındığını kararında elden dolaştırma şeklinde imzaya açılması halinde tüm üyelere ibraz edilmesinin geçerlilik şartı olduğunun kendisine bir çağrı yapılmadığının ------ kararlarının da kendine ibraz edilmediği ileri sürülmüşse de TTK 393....

              yi temsil eden yönetim kurulu üyesinin kullandığı oyun geçersiz olduğunu, o esnada GKP Telekomünikasyon A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı Gökhan Poyraz'ın yoğun bakımda bulunduğunu, bu nedenle GKP Telekomünikasyon A.Ş.'nin, ...'nın HEM İletişim Ltd. Şti.'nin müdürlüğüne de atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu iddia ederek, ...'nın HEM İletişim Ltd. Şti.'nin müdürlüğününe atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile ...'nın 15.07.2013 tarih ve 2013/1 sayılı karar ile atandığı HEM Ltd. Şti. Şirket müdürlüğü görevinden azline karar verilmesi talep etmiştir. Asıl ve birleşen davanın davalıları vekili, davanın reddini istemiştir....

                un sermaye arttırımı nedeniyle elde ettiği payların bedelini şirkete bizzat ödediğini, söz konusu kararın alındığı tarihte davacının yönetim kurulu üyesi olduğunu, sermaye artırım kararının zorunluluktan doğduğunu, davacının buna katılmasına yasal ve mali olanaklarının el vermediğini, davacının bir hakkı varsa bu dava yoluyla değil o günkü yönetim kuruluna karşı açacağa tazminat davası ile sağlaması gerektiğini, davacı müvekkili şirkete vermiş olduğu yazılı beyanı ile rüçhan hakkının bir kısmını kullanacağını bir kısmını kullanmayacağını bildirdiğini, bu durumda davacının rüçhan hakkını kullanmamasının davacı odanın yönetim kurulunun bilgisi ve kararı ile olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile genel kurul kararının alındığı tarihte davalı şirket ile davacı odanın yönetim kurulu üyelerinin aynı olduğu gibi ...'...

                  UYAP Entegrasyonu