Diğer davalı şirket ise TK35.m.gereğince usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmemiştir. DELİLLER : -Davalı Şirket hisse senetleri -SPK Denetim Dairesi raporu. -Bilirkişi raporları DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı halka açık anonim ve hisseleri borsada kayıtlı Şirketin ortağı olan davacıların diğer davalı Şirket yöneticisinin haksız eylemleri neticesinde uğradıkları ileri sürülen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacılar vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davalı ... vekili tarafından davacıların Şirket ortağı olarak dava ehliyetlerinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; bu itiraza itibar edilememiştir....
de işe başladığını, davalının yönetim kurulu üyesi şirket imza yetkilisi iken kendi lehine yarar sağlamak amacı ve bilinci ile kasıtlı bir şekilde usulsüz işlemlerde bulunarak 2018 ve 2019 mali yılları içinde şirketi yaklaşık olarak 380.000 TL zarara uğratmış olduğunu yapılan incelemelerde tespit edildiğini, ayrıca dilekçe ekinde belirtilen ve şirket muhasebecisi tarafından oluşturulan kişisel harcamalarını şirket harcaması gibi gösterdiğini, satın alınan ürünleri müvekkili şirkete teslim etmediğini, kendisine tahsis edilmiş olan şirket arabasını da müvekkili şirkete 1 sene geçtikten sonra teslim ettiğini, 1 sene boyunca söz konusu arabayı haksız zilyet sıfatını haiz olarak kendi şahsi amaçları için kullandığını, davalı yönetim kurulu üyeliğinin yanında 2017-2018 döneminde yönetim kurulu başkanlığı görevini de icra ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olduğunu, davalının usulsüz ve hukuka aykırı ve zilyetliğin devri amacı dışında yaptığı tasarrufların...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisinin ticari faaliyeti sırasında dolandırıcılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat A) Katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a yönelik eylemler nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde; Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA, B) Katılanlar ... ve ...’e yönelik eylemler nedeniyle kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin; katılanlar ..., ..., ... ve müşteki ...’a yönelik eylemler nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine...
Buna göre, hisse devri iptali ile şirket yöneticisinin sorumluluğu davası bir arada açılmıştır. Her iki dava birbirinden bağımsız dava olup, mevcut davada dava yığılması vardır. Davacıların, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri için iddialarını yaklaşık ispata yeter derecede delil sunmaları gerekir. Mevcut davada gerek muvazaalı işlem ve gerekse sorumluluk davası yönünden yaklaşık ispat için herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olduğundan, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğu ve haksız rekabetinden dolayı tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.Mülga 6762 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesi, 2. 7326 sayılı Kanun. 3....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı ticareti usulüne aykırı terk etmek ve iflası istememek suçlarının takibi şikayete bağlı olup, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün yazısı ile borçlu şirketin re'sen terk işleminin 28.08.2013 tarihinde yapıldığının bildirildiği ve şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiillerin işlendiği tarihten itibaren bir yıllık süreler geçtikten sonra şikayette bulunulduğu, ticari işletme yöneticisinin sorumluluğu suçunda ise takibin kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra şikayetin yapıldığı belirlenmekle sanık hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, sanıkların hangi kastla hareket ederek borcu ödemediklerinin açıklığa kavuşturulmasının gerekmesi karşısında sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanıklar ile müşteki vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak...
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, tarafların müşterek murisi ve davacı şirket yöneticisi olan...'in sağlığında şirketi zararlandırıcı işlemler yaparak davalıya menfaat temin edip etmediği hususunda tarafların anlaşamadıkları hususuna ilişkindir. Davacılar bir kısmı gerçek ve davalı gerçek kişidir. Dava dilekçesinde hernekadar şirket yöneticisinin usulsüz işlemlerinden bahsedilmiş ise de, dava, şirket yöneticisinin sağlığında şirketi zarara uğratacak şekilde eşine menfaat sağladığı iddiasıyla açılmıştır. HMK 33 maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime aittir....
Davacı tarafça, şirket müdürü olan davalının şirkete ait taşınmazları ehliyetsiz ve muvazaalı bir şekilde şirket sermayesini azaltıcı ve ortaklardan mal kaçırmaya yönelik olarak diğer davalı şirketlere devir ve temlik ettiği iddiası ile açılan asıl ve birleşen davada, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere asıl ve birleşen dava şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı açılmış ve terditli olarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacının ortağı olduğu şirket adına tapuya kayıt ve tescili, bunun mümkün olmaması halinde ise zararın tazmini talep edilmiştir. 6102 sayılı TTK 561. maddesi uyarınca “Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir.” Anılan yasal düzenlemeye göre sorumluluk davasında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olarak düzenlenmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2024/846 KARAR NO : 2024/828 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2024 (Dava) - 14/03/2024 (Karar) NUMARASI : 2024/267 Esas - 2024/256 Karar DAVA : Limited Şirket Yöneticisinin Sorumluluğuna Dayanan Maddi Tazminat BAM KARAR TARİHİ : 16/05/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2024 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14/03/2024 tarihli 2024/267 Esas ve 2024/256 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı şirket yetkilisi ve ortağı ...'...