Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 281. maddesi uyarınca tasarrufun iptâli davaları basit yargılama usulüne tâbi olduğundan şirket müdürünün azli, yetkilerinin kısıtlanması ve şirkete kayyum tayini gibi isteklerin aynı davada görülüp sonuçlandırılması usul açısından mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece tasarrufun iptâli istemi dışındaki taleplerle ilgili davanın tefrik edilerek iptâl davasının İİK.nun 277 vd. maddeleri uyarınca incelenip değerlendirilmesi gerekir. Bu hususlar üzerinde durulmadan ve işalanı itirazı olmadığı halde gönderme kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    yi doğrudan doğruya ilgilendirileceği, husumetin doğrudan doğruya davalı şirket ile birlikte hasım gösterilerek yönetilmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK.114-1-d maddesi gereğince husumetin doğru hasma yöneltilmesi dava şartı niteliğinde bulunduğu, gerekçesiyle dava şartı yokluğundan HMK.115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, 6102 sayılı TTK'nin 660/2. maddesine istinaden açılan limited şirket müdürünün haklı sebeplerin varlığı nedeniyle azli istemine ilişkindir. Mahkemece, husumetin müdür dışında ayrıca şirkete de yöneltilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, TTK'nin 630/2 maddesi ve Dairemizin yerleşmiş kararlarında da benimsendiği üzere (11. H.D 25.03.2002 tarih 10398/2664 sayılı kararı), haklı sebeple azil davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/155 KARAR NO : 2022/611 DAVA : İtirazın İptali (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/06/2015 KARAR TARİHİ : 21/06/2022 Mahkememizin 2014/1261 Esas sayılı dosyasında birleştirilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/427 Esas sayılı dosyasının asıl dosyadan tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş olmakla tefrik edilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

        değerlendirilmesi için derhal olağanüstü genel kurul toplanmasını talep etmiştir (ek-3; müvekkil tarafından keşide edilen 10.01.2023 tarihli ihtarname) . ayrıca şirket defterlerini incelemek istediğini bildirmiş; davalı şirket defterlerinin incelenebileceğini bildirmiş fakat şirket defterlerinin adresini dahi müvekkile vermemiştir....

        Limited şirketlerde yönetim organı yerine kayyım atanmasını gerektirir bir diğer durum da organın yokluğunun veya yönetim boşluğunun olması veya şirket yöneticilerinin görevi kötüye kullandığının kuvvetle muhtemel görülmesidir. Her ne kadar davacı davalı şirket yöneticisi ... hakkında terör örgütü suçlaması nedeniyle soruşturma olduğunu ve şirketi zarara sokarak şirket üzerinden kendilerine fayda sağladığını iddia etmekte ise de; bu hususlar yargılamayı gerektirmekte olup, HMK 390/3 maddesi gereğince haklılığın yaklaşık olarak ispatının gerçekleşmemiş olduğu nazara alınarak;davanın yöneticinin azli davası olduğu da nazara alındığında davanın sonunda elde edilebilecek durumun tedbiren yaratılması usule de aykırı olacağından davacının, davalı şirkete yönetim yada denetim kayyumu atanması taleplerinin bu aşamada reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesiyle, davacı vekilinin, davalı ......

          nın 513/1. maddesi gereğince karar nisabı oluşmadığından ortaklar kurulu kararının şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin .... maddesi yoklukla malul olup, mahkemece yok hükmünde olduğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. ...- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava konusu ortaklar kurulu kararının 1. maddesinde her iki müdürün müdürlükten azli ile .... maddesinde ortak ...'nin ... yıllığına müdür olarak tayinine karar verilmiş olup her ne kadar ana sözleşme ile tayin edilen müdürün müdürlükten azli ortaklar kurulu kararı ile mümkün değilse de, davalının bu yönden temyizi olmadığından her iki müdürün ortaklar kurulu kararı ile azli hususunun iptali kabil olup olmadığı incelenmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı ...'...

            nin 200 hissesi davacıya, 200 hissesi de davalıya ait olup şirketin başkaca bir ortağı bulunmadığını, davacı ve davalı eşit hisselere sahip oldukları gibi hem davacı hem davalı şirket müdürü olup davacı müvekkili Kemal ise müdürler kurulu başkanı olduğunu, şirket resmi olarak limited ortaklık olup davacı ve davalıdan başkaca ortakları yok gibi görünse de 20/05/2015 tarihli "adi ortaklık sözleşmesine" istinaden davacı Bülent Yılmaz, Cahit Şahin ve Süleyman Şahin'in oluşturdukları ortaklıkla yönetilmiş, şirket davacı müvekkil ve azli istenen müdürün amcası Cahit Şahin'e verdiği vekaletname ile 20/05/2015 tarihli adi ortaklık, 18/02/2016 ek sözleşme ve 19/03/2016 tarihli sözleşmelerine göre yönetilmeye başlandığını ve bir süre de bu şekilde yönetildiğini, azli istenen müdürün işlemlerini bizzat yerine getirmemesi, vekaletname ile amcasının işlemleri yürütmesi, zor ve baskı ile davacı müvekkilin müdür olmasına rağmen maden alanına dahi sokulmaması, işlemlerin savsaklanması nedeniyle borçların...

            zikrettiği 'salt şirket hissedarı olmayan ...'...

              Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir. Mahkemece, davanın niteliği gözetilerek davalı şirket yöneticisinin görev yaptığı dönem itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’da yer alan 336 ve devamı hükümlerine göre sorumluluğu olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerekirken, bu hususta her hangi bir değerlendirme yapılmaksızın davalının işveren vekili olduğu, işçilik alacaklarından işverenin sorumlu olduğu gerekçeleriyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, yargılama sırasında davalının iflası üzerine davaya iflas idaresi temsilcisinin katılımıyla kayıt-kabul davası olarak devam edildiği, davacının değişik sigorta şirketlerine ihbar ettiği su baskını sayısının fazla olduğu, sigortaların farklı şirketlere yaptırıldığı, bunların dışında yangın da meydana geldiği, bu kadar çok olayın olağan olmadığı, hasar tarihinde yağış meydana gelmediği, belediye tarafından su baskını nedeniyle bir işlem yapılmadığı, davacı şirket sahibinin sigorta şirketini dolandırmaktan yargılandığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirket yöneticisinin sigorta şirketini dolandırmak suçundan mahkumiyetine ilişkin kararın bozulduğu ve bozmadan sonra dosyanın akıbetinin belli olmadığı belirtilmişse de temyiz dilekçesinin ekinde sunulan İstanbul 2....

                  UYAP Entegrasyonu