Noterliğinin 06/04/2005 tarihinde çekilen ihtarnamesi ile şirketten çıkarıldığı bildirilmiş ise de, 04/04/2005 tarihli toplantının usulsüz yapıldığı, üretim faaliyetini tamamen durduran mali durumu bakımından asıl işletme konusunda faaliyet göstermeyen davalı şirketin amacına ulaşmasının imkansız hale geldiği, şirketin 2000 yılı sonu itibari ile borca batık halde bulunduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunduğunun ispatlanamadığı, davacı şirket ortağının şirket ortaklarından hesap sormasının haklı bir sebep olduğu gerekçesiyle davanın açıldığı tarihte şirket ortağı olduğu da kabul edilerek davacının davalı şirket ve ortakları aleyhine açtığı davaların kabulü ile davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline, davalı şirketin tasfiyesi ve kayyım tayini istemi ile açılan davanın kabulü ile davalı şirketin tasfiyesine, Tasfiye memuru olarak hukukçu ve mali müşavir bilirkişi tayin edilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalılar ......
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/04/2016 tarih ve 2015/595-2016/260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının %2 hisse ile şirket ortağı olduğunu, ancak ana sözleşmede ana sermayenin ödenmesine ilişkin hükme aykırı olarak ana sermaye borcunu ödemediği gibi şirketin her türlü ortaklar genel kurul kararlarına da muhalefet ederek şirketin işleyişine zarar verdiğini, ortaklar arasındaki barışı ve huzuru bozduğunu, ortaklar genel kurulunda oy çokluğu ile davalının şirketten çıkarılmasına karar verildiğini ileri sürerek haklı nedenlerin varlığının tespiti ile davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nin hissedarı olduğunu, davalının yetkisi bulunmadığı halde bir başka şirket ile rödevans sözleşmesi düzenlediğini, bu konuda alınmış bir ortaklar kurulu kararının bulunmadığını, sözleşmenin yok hükmünde olduğunu, ayrıca davalının şirketi borç batağına soktuğunu ileri sürerek rödevans sözleşmesinin iptaline ve davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, limited şirketlerde ortaklıktan çıkarılma kararının ancak genel kurul kararı ile gerçekleşebileceğini, isteminin yasal dayanağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
tarihten başlayarak şirket ortaklığından çıkarılmasına ve ---geriye dönük olarak bu doğrultuda düzeltilmesine ve davacı adına ilgili kurumlardaki sorumluluğunun kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliğinin 24/07/2012 tarih ... yevmiye nolu İstifanamesi incelenmiş davalının şirket müdürlüğünden istifa ettiği ve hissesini davacıya devrettiği anlaşılmıştır. Gelinen aşamada; asıl davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, yargılamanın sürüncemede kalmaması için, birleşen Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas sayılı tazminat talepli davanın iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, asıl dosya yönünden de davalının şirket müdürlüğünden azil ve şirket ortaklığından çıkarılması talebine ilişkin avanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Dava ve birleşen davada dava dilekçeleri, cevap dilekçeleri, getirtilen kayıtlar, dinlenen taraf tanıklarının beyanları, bilirkişi heyeti raporu-ek raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;Dava, haklı sebeplerden dolayı limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi, birleşen dava ise davalının şirketten çıkarılması istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacı tarafın davalı şirket ortaklığından çıkma isteminin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, çıkma ve çıkarılma koşullarının oluşup oluşmadığı, şirket ortağı davacının çıkma payı alacağının bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır. TTK'nun 638. Maddesinde; "(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sermaye artırımı kararı üzerine davacıya yapılan artırım ihtarlarına rağmen davacının sermaye borcunu artırmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkarılma kararının haklı olduğu, davacının ortaklık payının 28.09.2009 ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının şirketteki %10 hissesinin öz varlık tutarı üzerinden 36.855,12 TL olduğu, ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının ödemesi gereken sermaye miktarı 24.500,00 TL olup ortaklıktan çıkarılması ile bu bedelin ödeme yükümlülüğü kalmadığı, kaldı ki sonrasında bu payın fark konulmadan aynı bedel üzerinden bir başka şirket ortağı tarafından alındığı, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile öncesinde sahibi olduğu %10 pay değeri ile ödenmesi gereken sermaye arasındaki fark kadar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.355,12 TL alacağın 28/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...
Davalılar vekili, ekonomik zorunluluk nedeni ile şirket sermayesinin artırılmasına karar verildiğini, bu karara davacının da olumlu oy kullandığını, şirket feshi için bir neden bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiş, karşı davasında da davalının sermaye artırım kararı uyarınca üzerine düşen ödemeyi yapmadığını ileri sürerek ...'in şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince, davacı yanca davalı limited şirket ortaklığından kaynaklı olarak haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma ve çıkma bedelinin tahsili ve TTK'nun 638/2.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere ihtiyati tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmekte olup, dosyadaki mevcut bilgi belgelere göre yaklaşık ispata ilişkin somut delil bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygundur. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/969 Esas KARAR NO : 2024/222 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma ) DAVA TARİHİ : 11/10/2023 KARAR TARİHİ : 06/03/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; 25/09/2012 tarihinde kurulan ortağı olduğu ...'nin Avcılar Vergi Dairesi tarafından 31/12/2021 tarihinde resen terk ile kapatıldığını, şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünde halen aktif gözüktüğünü, şirket yönetici ortağı....... 'ün şirket fesih ve tasfiyesine dair herhangi bir girişimde bulunmadığını, banka - SSK ve vergi borçlarının kendisi tarafından ödendiğini, ....'ün ödemelere dahil olmadığını beyan ederek şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ...'ne usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır....