Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 davalı şirketin %5 hissedarı olduğunu, müvekkilinin hissesine sermaye taahhüdü borcu ile birlikte diğer davacıya devrettiğini, yapılan devir işleminin yeni hisse sahibi tarafından davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin hisse devir sözleşmesinin noterlikçe yapılmadığı, şirkete talebin adi posta yoluyla iletildiği, hissenin sermaye taahhüt borcunun ödenmediği gerekçesiyle davacı T3 talebinin reddedildiğini, davacılar arasındaki hisse devir işleminin geçerli olduğunu, sermaye taahhüt borcunun yeni hisse sahibi tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davalının hisse devrini yok sayarak müvekkiline sermaye taahhüdün yerine getirmesi için ihtar gönderdiğini, sonrasında ise diğer davacıya ait hisseler müvekkili T1 aitmiş gibi hisse senedinin iptaline karar verdiğini, alınan yönetim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davalı şirket yönetim kurulu kararının iptaline, hisse devrinin şirket ortaklar pay defterine...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; 1-Dava, limited şirket pay devrinin ticaret siciline tescili ve ilanı talepli tespit davasıdır. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacıya ait ...'nde bulunan hisselerin davalı ...'e noter huzurunda devredildiğini, devrin şirket ortaklar kurulunca onaylandığı, devrin gerçekleştiği fakat davalı yeni şirket ortağı ve müdürü tarafından hisse devrinin ticaret siciline tescil edilmediği ileri sürülerek tescil ve ilan talebinde bulunulmuştur. Davalı şirket ortağı davaya cevap vermemiştir. 3-Limited şirket pay devri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 595. Ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. "III - Esas sermaye payının geçişi hâlleri 1. Devir MADDE 595- (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır....

      Noterliğinin 26.07.2019 tarih ... yevmiye sayılı "Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi"nin imza altına alındığı, dava dışı şirket genel kurulunun 18.11.2019 tarih .../... sayılı kararı ile söz konusu hisse devir onayının reddine karar verildiği, davacı tarafça hisse devri gerçekleşmediğinden hisse devri sözleşmesi doğrultusunda ödenen 3.025.000,00 TL'nin tahsiline yönelik olarak davalı hakkında İzmir 2....

        A.ş. üzerindeki davacının hisselerine tekabül eden hisse oranları uyarınca tedbir konulmasına ve ilgili hisselerin kendisi adına tescili talep edilmiş, işbu dava sonucu açıkça müvekkil şirket ... A.Ş.'yi yani devrolmadan önceki unvanıyla ... A.Ş.'yi etkilediği, davanın hukuki sonucu müvekkil şirket ... A.ş. yani devrolmadan önceki unvanıyla ... A.Ş. üzerinde doğacağı, Bu yüzden pasif husumet sebebiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, davalı ... A.ş. aleyhine açılan davanın pasif husumetten reddine" dair kararının kaldırılmasına, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davacı vekili; davalı ... A.Ş. de mevcut olan 833 adet hissesini hiç kimseye devretmediğini ileri sürerek rızası dışında yapılan hisse devrinin iptali ile müvekkili adına tescilinin bu talep yerine getirilmez ise hisselerin güncel değerlerinin müvekkiline ödenmesini talep etmiş, ... A.Ş'nin ... A.Ş. ile birleşerek infisah ettiğinden davayı ... A.ş....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça müvekkiline geçerli bir hisse devri yapılmadığını, zira TK 595 m. uyarınca hisse devir şartlarının yerine getirilmediğini, şirket genel kurulunun onayının bulunmadığını, şirketin borca batık olduğunun öğrenilmesi üzerine ise sözleşmeden dönüldüğünü ve davacıya devir bedelinin de ödenmediğini, davacının TTK 598.m. uyarınca ticaret sicil müdürlüğüne de bir başvuruda bulunmadığını, devrin şirket pay defterine de kaydedilmediğini ve yıllar sonra bu davanın açıldığını, davacının şirketin mali yükümlülüklerinden ve borçlarından kurtulmak için bu davayı açtığını, ancak hisse devrinin ticaret sicilinde ilan edilmesine kadar davacının şirket borçlarından sorumluluğunun devam edeceğini, mahkemece bu konularda inceleme ve araştırma yapılmadan usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, Davacının kendi hissesini daha sonra diğer ortağa devrettiğini, bu hisse devrinin tespitine ilişkin açılan davanın kabul edildiğini...

            a şirket genel kurullarına katılması ve mutat işlerin halledilmesine yönelik olarak vekaletname verdiklerini, ancak müvekkillerine ait hisselerin davalı ... tarafından muvazaalı olarak devredildiğini, genel vekaletname ile yapılan hisse devir işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, hisse devirlerinin muvazaa nedeni ile iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki %14 oranında hissedar sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, husumet ve zamanaşımı yönünden itirazlarda bulunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir. Mahkemece, dava konusu payların hisse senedine bağlanmaması ve şirkete karşı bir takım alacak hakları içermesi nedeniyle devir işleminin alacağın temliki hükümlerine göre yapılmasının gerektiği, somut olayda pay devrinin yazılı bir sözleşme ile yapılmayıp genel kurul kararı ile yapıldığı, bu açıdan pay devrinin şekil olarak geçersiz olduğu, diğer yandan payları genel kurul kararı ile devreden davalı ...'...

              Kooperatifi ... hisse numaralı hisse devrini iptali ile bu hissenin müvekkil adına tescilini, davaya konu bağımsız bölümün karar tarihinde edeceği rayiç piyasa değeri tutarındaki tazminatın, belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 10.000 TL'sinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Davaya konu gayrimenkulün 3. kişilere devrinin önlenmesi için hisse kayıtlarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, mümkün olmaması durumunda ilgili hisse ile ilgili davalıdır şerhi düşürülmesini talep ve dava etmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nce hisse devrinin önlenmesi ile ilgili verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı, bu nedenle 06.05.2008 tarihinde davalı ...'na yapılan hisse devri ile ....06.2010 tarihinde Bülent Savaş'a yapılan hisse devirlerinin geçersiz sayılması yönündeki bilirkişi görüşünün doğru olmadığı, iptali istenen ....06.2010 tarihli genel kurulda hazirun cetveline göre toplantıya katılan ... ve ...'ın hisse toplamı 190 olup bu kişilere ait oylar geçersizlik nedeniyle dışta tutulsa dahi kanunun aradığı yeter sayı sağlanmış olacağından genel kurulun iptali için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                  Dava, davalıya yapılan pay devrinin geçersizliği istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı olan gerekçelerle davanın kabulü ile hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile 09.10.2012 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmiştir. Davacı ..., ...Değerli Madenler San. ve Dış Tic. Ltd. Şti'ne 2012 yılında ortak olduğunu, şirketin diğer ortağı ...'ün sahip olduğu hisseleri 09.10.2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı ...'e devrettiğini, aynı tarihli ortaklar kurulu kararı ile hisse devrinin onaylandığını ancak kararın altındaki imzanın kendine ait olmadığını iddia etmiş, bilirkişi tarafından yapılan imza incelemesinde de imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır....

                    Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; İhtiyati tedbir kurumunu düzenleyen HMK.nın 389 ve devamındaki hükümlere göre tedbir kararının verilebilmesinin şartlarının gerçekleştiği, ilk derece mahkemesince her ne kadar akıl zayıflığı bakımından ihtiyati tedbir şartları değerlendirilmişse de muvazaa bakımından şartların hiç değerlendirilmediği, davalılar davaya konu şirket hisse devir sözleşmesinin bedelsiz/bila bedel yapıldığını açıkça ikrar ettiği, mahkeme içi ikrar olarak kabul edilebilecek bu durum ile şirket hisse devrinin muvazaalı olduğunun artık çekişmesiz olduğu, sadece bu ikrarın varlığının dahi ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tek başına yeterli olduğu, taraflar arasında halen derdest boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının mevcut olduğu, davalı Ahmet Ergün'ün müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yaptığı, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının hukuka aykırı olduğu, davalı Ahmet Ergün/ vasisi eli ile muvazaalı devir...

                    UYAP Entegrasyonu